time to choose

43 2 0
                                    

İyi okumalar

-

Sabah Shawn'den önce kalktım. Mutluydum. Shawn için kahvaltı hazırladım. Onu uyandırmaya gitmek için yukarı çıktım. "Shawn." ona seslendim. Odaya girdiğinde üstünü giyiyordu ve saçları ıslaktı. "Pardon." çıkmak isterken tişörtünü giydi. "Yok, sorun değil." 

"Kahvaltı mı hazırladın?" Başımı salladım. Dolaba gittim. Zıplayarak havlu aldım. "Hadi biraz kurulayalım. Sonra yemeği yeriz." 

"Oo, tamamdır." Yatağa oturdu. Bende arkasına geçtim ve havlu ile saçının ıslaklığını almaya çalıştım. "Çok abartmayalım." dedim ve havluyu bıraktım. "Tamam sevgilim. Gidelim."Arkasına dönüp doğruldu. Beni kucağına aldı ve kapıyı açmamı bekledi. "Sende kendine neden bunu yapıyorsan." diye söyledim. Bir şey demeden güldü.

"Harika gözüküyor." diyerek beni indirdi. "Ellerine sağlık." Masaya geçtik ve bir şeyler atıştırmaya başladık. "A Shawn. Orada biraz annemle konuşurum dimi?" Ağzındakini bitirip konuşmaya başladı. "Tabii tatlım. Dediklerimi unutmadığın sürece hiçbir  sıkıntı yok." ve tekrar önüne döndü. "Anladım." diye mırıldandım ve bende önüme döndüm. Daha da konuşmadık. Zaten telefonuyla ilgileniyordu. Annesi ve babasıyla konuştuğunu görmüştüm. Arada bana bakınca daha da bakmadım.

"Benim bitti. Toparlıyorum burayı." Kafasını salladı ve telefonu aldı. "Benimde bitti. Sağ ol." dedi ve birini arayıp kalktı. Sağ ol mu? Bana bırakıp gitti yani. "Evet evet anlattım." ona döndüm. Telefondaki adama yada kimse işte onla konuşuyordu. Masanın başında kalmış olan bana baktı. "Sende hazırlan sonra." dedi ve gitti. 

O yukarı çıkınca bende masayı topladım ve makineye attım. Ellerimi yıkayıp yukarı çıktım. Shawn çalışma odasında birileriyle konuşmaya devam ediyordu. Beni görünce saniyelik gülümsedi ve geri önüne döndü. Bende odaya geçtim ve dolabı açtım. Bir pantolon bir gömlek alıp giydim. Banyoya gidip saçımı yaptım. Harika!

"Shawn, işlerin bitti mi?" yanına gittim. "Tamam halledin onu. Gelicez." dedi. Sonra yanıma geldi. "Bitti canım. Sen hazırsın. Bende hazırım. Çıkalım mı?" dedi. "Gidelim." dedim. Shawn üstüne bir şey aldı. Arabaya bindik.

"Birileri resim falan çekerse elinde bu olacak." Torpidodan telefon uzattı. Benim telefonumu. "Bakabilir miyim?" Dudak büküp ona baktım. "Her şey silindi. Yani birileri yeni mesaj attıysa bilemem ama.. neyse hadi bak." gülümseyerek telefonumu çatım. Şifrem değişmemişti. Bunun onun biliyor olmasına şaştım. Ama çokta bunu düşünmemek lazım tabii. O sonuçta.

Telefona girdim. Diğerleri bir yana annemden mesaj vardı. Bu biraz duygulanmama yol açtı. 'Kızımı elinden bugün alacağım seni adi herif!!' yazmıştı. Anne hayır. Daha çok gözlerim dolmuştu. Seni riske atamam anne. Ama buna da daha fazla katlanamam. Reggie'de mesaj atmıştı. 'Seni orospu çocuğu! Sana Lily'i kaptırmayacağımı bil! Ondan uzak dur. Bugün onunla konuşacağım ve sen hapse gireceksin sikik!'

Evet bu biraz ağır olmuştu. Ama bunlara alışık olmalıydı. 2 aydır devam eden oyunun cezasıydı. Aman neyse. Onları çok özledim. Instagramıma girdim. Uf bir sürü yardım mesajını görmek istemiyorum ama ne attığıma baktım. Shawn ve ben. Ben, ben Shawn.. böyle gidiyordu. "Geldik." dediğinde içimi bir heyecan sardı. "İyi misin?" dedi. 

"İyiyim iyiyim. Gerildim sadece." Alnımı öptü ve elimi tuttu. "İyi olacak." dedi. Arabadan indik ve arabayı vale'ye verdik. Shawn hemen elimi tuttu. "Korkma sevgilim." kapıya doğru yaklaştık ve  evet..

"Bay Mendes çıkan iddalar hakkında ne diyorsunuz?"

"Gerçekten kız arkadaşınız mı? Zorla birlikte değil misiniz?"

obsessively : s.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin