displacement

47 3 0
                                    

Lily 

-

"Hey, Lily. Gelsene buraya." banyoya ilerledim. "Ne oldu Shawn?"  Elinde sepet, makine ile uğraşıyordu. Çamaşır mı yıkamaya çalışıyordu. "Sen bunu deniyor musun cidden?" Çok komik gözüyordu. Bütün detarjan - çamaşır suyu ne varsa indirmişti. Bu haline gülmemek elde değildi. "Ya bilmiyorum ki. Yardım etmek istedim." Yardım etmek istedim.

"Sen bırak. Daha fazla uğraştırırsın." dedim. "Tamam ya." üstünü düzelterek yerden kalktı. "Ama denedim." Yerdeki kutuları kaldırdı. "Neyse anlamış olduk ki evli olsak nasıl yardım ederim." dedi.

"Edemezsin yani." diyip güldüm. "Hayırr, ama düşün sen bunu." en odamızı temizlemeye geri döndüm. Odamız mı dedim? Evet gerçekten dedim. Vay be.. Ona alışmak istemesem de böyle bir şey imkansız. Uzun süredir onunla olduğum için aklıma bir başkası düşmüyordu. Yani arkadaş çevrem ve ailem ayrı. Ki en çok da ailem. Ama dediğim gibi başka biri olmadığı için aklıma o düşüyordu. Yani ona yakın hissetmeyi geçmiştim. İstemede ilgim ona kayıyordu. Her ne kadar yanlış olduğunu bilsemde.

"Ne oldu? Daldın." sarsılarak kendime geldim. Camdan dışarı bakakalmıştım. "Hiç." elimdeki bez ile tekrar dolabın tozunu aldım. Kendi eşyalarım olduğu için -benimsedim- kendim yapmayı seviyorum. "Olmuş olmuş. Ne oldu?" dedi. Arkamdan sarıldı. "Gerçekten yok bir şey." dedim. Gülmeye çalışarak. "Öyle olsun."  

"Lily, ben bir karar verdim gelsene." yatağa oturup bana baktı. "Önemli galiba. Ciddi bir yüz takındın." bende bekletmeden yanına geçtim. "Geri zekalı ve aptal olduğum için bunu yapacağım. Çünkü sana deli gibi aşığım." ve devam etti. "Lily, zaten burada birlikteyiz biliyorum. Ve seni çok seviyorum. Bir gün buradan gitmemiz gerekecek. Sende benimle gelirsin değil mi?" Saçma, istemesem de gelecektim. "Bunu isteyeceğimi biliyorsun." dedim. Yani zaten bunu bekliyordum."İstediğim bu değil. Ama bir şey olursa da bana inanman gerekecek. Biz.." hemen lafa atladım "Ama bir sıkıntı var. Ben sana inanıyorum ama Reggie inanmıyor." 

"Bende inanıyorum sana." gözlerime öyle baktı ki bir şey demekten çekindim. Gerçekten gözlerinde bir parıltı gördüm. Bana olan bu aşk ya da takıntı mı demek istersiniz bilmem, şu an ona güveniyordu. "Bunun için ne yapabiliriz?" dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. "Ben.. ben belki bunu hallederim." Emin değilim tabii. "Ama bizim için değil mi? Denersin?" Umut dolu bakıyordu. Bunu bozamazdım. Aslında zordu.. Ben tam anlamıyla ona olan duygularımdan emin değilidim. Belkide tekrar içip sapıtmam gerekti. Ağzıma geleni söylemek  veya saçmalamak için..

"Evet, yapabilirim sanırım." dedim. "Seni seviyorum." kollarını bana sardı. 

"Ama istediğime gelmeliyiz artık. Farklı bir şey var. Ben, ben gerçek bir ilişki istiyorum." Ne diyeceğimi bilemedim. İstedi. Bunu zaten alabilirdi de. Ki ilk başta aptalca buna beni zorlamıştı. Kendi hayal dünyasında yaşıyor gibi davranıyordu. Ama bu sorun değildi değil mi? Onun için..

"Hey, biliyorum." ellerimi tutup beni kendine doğru çekti. "Olan ve yaşananları değiştiremem. Sadece üzgünüm tamam mı? Belkide bunu asla yapmamalıydım. Ama pişman değilim. Geçen gün benim için dediklerinden sonra beni sevdiğini anladım." beni sağ bacağına oturtturdu. Ben ne oluyor diye ona baktım. "Seninle olmak için her şeye değer." Ani ruh değişimleri vardı. Bu bazen beni rahatsız ediyordu. Aslında fazlasıyla rahatsız edici. Ama bir şekilde de ona katlanmamı sağlıyordu. Zaten ondan başka çarem de yoktu. 

Onunla olduğum için haliyle dediğim gibi aklıma gelen kişi hep o oluyordu. Ama asla kendim ile onu düşünemiyordum. Oyun oynuyor gibiydik. Ne bekliyor onu da anlamış değilim. Bu işin sonunda ne olacak. Birlikte olup mutlu mesut yaşamak mı? Her neyse.

obsessively : s.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin