last opportunity

41 3 0
                                    


Mer ha ba

Medya Shawnn baya hoş değil mii

İyi okumalarr

-

Shawn çıkan tüm haberleri yalanladı ve birlikte bir resmizi attı. O kadar aptalım ki.. Sanırım ona değer veriyordum. Ama yinede yaptıklarını unutmak istiyordum. Nedenini bilmiyorum ama uzun süredir onunla kalıyorum ve alışım ona. Yani bunu istemesemde gerçek bu.

Normal hayatıma geri dönsem yadırgayacağımdan değil ama zor olurdu. Burada onunla kapalı kalmak.. Aslında ne yalan söyleyeyim, her şeyi zekice planlamıştı. Ve dediği gibi bunu riske ederek bizim için yapmıştı her şeyi. Ve bir iyi bir kötü sinirsel problemleri olduğu kesindi. Ama çok ciddi değil sadece tepkileri keskin ve çabuktu. Bir anda parlıyordu. Neyse. Önüme döndüm. Televizyonda geziyordum. Shawn bize yemek yapıyordu. Şu an daha romantik bir ortam olabilirdi. Ne bileyim beraber yapardık yanii. "Lily, yemek hazır sayılır. Biraz yardım eder misin?" kumandayı sehpaya bırakıp yanına ilerledim.

"Ne oldu?" diyerek içeri girdim. "Asıl sana ne oldu? Ne bu yüzünün hali?" dedi. Yanağıma dokundu. "Shawn, ne olabilir ki. Sıkıldım." dedim. Fırında bir şeyler yapmıştı. Güzel konuyordu. Somondu sanırım. "Ben seni böyle görmek istemiyorum." yanağımdan öptü. "Hep aynı şeyleri yapıyoruz. Geçen gün sana değer verdiğimi söyledim. Ama sanırım sen inanmadın." dedim. Salata yapmaya çalışıyordu. Domates hiç sevmez aslında ama galiba bunu benim için denemişti.

"Yapma böyle, Lily." belimden sarıldı. Domatesleri kesmeye başladım. Hepsini salata tabağına koydum. Yandan diğer malzemeleri aldım. "Ne yapmak istiyorsan onu yapalım." ekledi. "Ama önce yemek." Hala bana sarılıyordu. "Shawn, benimle normal olmak istiyorsan gerçekten söylüyorum buna hazırım. Ben artık üzülmek istemiyorum. Mutlu olmak istiyorum."  

Kollarını çekti. "Buna inanmak istiyorum. O yüzden bırak bunu tamam. Seninle gerçek bir randevuya çıkacağız. Olur mu?" ona döndüm. Gerçekten mi? "Ama o kadar yemek yaptı. Biraz yiyelim. O zaman sonra." buna çok sevindim. Ama bir şartı olacaktı elbet.

"Shawn bak, söylemem gereken bir şey var." dedim. O yemekleri tabağa koyarken 'hmm' gibi bir ses çıkardı ve işine devam etti. "Bu son şansın. Lütfen birbirimizi üzmeyelim. Artık istemiyorum. Tamam mı? Bu son." dedim. Tabaklarla bana döndü ve gülümsedi. "Angelina'm, bu olmayacak sana söz veriyorum. Bize son bir şans verdiğin, değer verdiğin için teşekkürler." 

İçeri geçtik ve masayı hazırladık. "Nasıl bu kadar güzel olabiliyorsun?" elimi tuttu ve gözlerime baktı. "İçime nasıl su serpildi anlatamam. Bunu en iyi şekilde kullanacağım bil. Tanrım, çok mutluyum." bize şarap doldurdu ve havaya kaldırdı. "Bize." bende kaldırdım ve gülümsedim. 

Yemek bitince ortalığı topladık birlikte. Ben hazırlanmaya başladım. Shawn de hazır olunca aşağı indik. "Hadi, çıkalım mı?" shawne soru sorduğumda aynada kendine son kez bakıp başını salladı. "Geldim." çıkıp arabaya geçtik. Arabaya bindiğim gibi müzik açtım. Buna hasret kaldım. "Tamam hadi hazır ol iki saatlik yola." dedi ve arabaya çalıştırdı. Bende bağıra bağıra şarkıyı  söylemeye başladım. O ise sadece gülüyordu. 

Kocaman lüks restoranlar ve alış veriş mağazalarının olduğu yere gelmiştik. Burayı seviyorum. "Geldik gördüğün gibi. Biraz gezelim. Sonra istersen bir yere otururuz." başımı salladım. Birlikte inip yürümeye başladık. Elimi tutuyordu ama bir sıkıntı etmedim. "Hatırladığım gibi, yine dolu dolu." dedim. Shawn gülümseyip beni öptü.

Yürürken bir kaç kişi bize dönüp bakıyordu. "Buna da hazır mısın?" dedi Shawn. Ne olduğunu anlamayarak ona döndüm. "Bu garip bakışlara ve tepkilere. Olay çıktığını biliyorsun." Evet bunu biliyorum tabii ama böyle olacağını pek düşünmedim. "Ben sana değer veriyorum. Lütfen aklımıza böyle şeyler getirmeyelim tamam mı?" Durup ona sarıldım. Hiç beklemeden beni kaldırdı ve sarıldı. İkimizde güldük. "Hey, indir beni."  beni öpünce duraksadım. Beni indirdi. Yüzüne baktım sadece. Öyle kalmak istedim. İçim yine cıvıl cıvıl oldu. Garip his tekrarlandı. 

obsessively : s.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin