İyi okumalar
-
Birlikte yer değiştirdiğimizden beri dışarıdan hiçbir haber alamıyordum. Shawn zaten bir şey demiyordu. Mutlu evcilik oyunu oynuyorduk. Ama işin iyi tarafı bana gerçekten güveniyor. Bana böyle hissettiriyordu.
"Lily burada kalırken işlerimi düzenledim. Sana da pek haber veremedim ama davam var." dedi. Direkt böyle girince garip olmuştum. "Nasıl? Kim?Benim ailem mi?" ardı ardına sorduğum sorular karşısında sadece ofladı ve yanıma oturdu. "Evet, tahmini zor olmamalı."
"Shawn, haklılar." dedim. Bana çok kötü baktı. "Ama bunun üstesinden geleceğiz." dediğim gibi elini tuttum. "Geleceğiz dimi gerçekten?" yanıma yanaştı ve kafasına bana yasladı. "Tabii ki." dedim. Saçıyla oynamam istiyordu. "Ne yapmamız gerek?" bir süre sessiz kalınca aynı soruyu tekrar ettim. O zaman konuştu. "Ben hallediyorum." aman ne halletme! Hiçbir şeyden haberim yokken bununla yaşamak zordu.
"Evet, anladım. Ama ne?" diretecektim. "Lily, aşkım bak. Oraya gideceğim. Tabii sende lazımsın." bir anda doğruldu ve bağırmaya başladı. "Burada isteyerek kaldığına neden kimse inanmak istemiyor?!" Aa neden acaba? "Tamam sakin ol. Telefonumu kullanmama izin vermen gerek artık." Cebinden telefonu çıkardı. "Bunu mu istiyorsun? Gerçekten Lily, en son düşüneceğim şey bu." Telefonu karşı duvara fırlattı. Ve tekrar bağırdı. "Bu umurumda değil. Benim umurumda olan şey biziz. Bunca şeyi boşuna yapmadım." dedi.
"Tamam, Shawn. Lütfen sakin ol. Sormadım say." dedim üstüme pikemi alıp odaya çıktım. Kendimi sarıp gözlerimi kapattım.
-
"Lily, lily uyan aşkım." gözlerimi aradım ve tepeye baktım. Tavan yerine tatlı bir surat vardı. Yani şey vardı.. şey Shawn. "Mhh ne var?" diye mırıldandım. Pikeyi açıp yanağımı öptü. "Kalk hadi işimiz var."
"Ne işi ya bırak beni." dedim. Elimle yanağımı sildim. "Hadi ama mızmızlık yapma. Gerçekten önemli olmasa uyandırmam." dedi. Yavaşça doğruldum ve esnedim. O sırada Shawn beni öpünce gözlerim tamamen açıldı. Hatta uykum da kaçtı. "Tamam, uyandık. Ne işi bu?"
"Bilmem hatırlar mısın ama hakkımda açılan bir dava var." dedi. Ah evet, o konu.
"Tamam, ne olursa yapalım demedik mi? Ne yapmam gerekiyorsa." Gözüne girmem için devam etmem gerekiyordu. "Bizim için." diyerek elini tuttum. Öyle bir gülümsediki.. ciddi şekilde mutluydu. "Anlatacağım. Öncelikle biz resmi olarak çıkıyoruz. İlk önce bunu kabul edelim. Tamam mı?" dedi. Başımı salladım. Zaten bunu kabul etmek değil de kabul etmemek aptallık olurdu. Sanki başka şansım varmış gibi. "Ama emin değilim. Seni tanık olarak çıkaracaklar ve ben sana bu konuda güvenmek istiyorum. Nasıl yapacağım bunu bilmiyorum."
"Sana güvenmek istiyorum." dedi. Ama bunun onun için imkanı yok gibiydi. Ben bile kendimden emin değilim ki. "Haklısın. Bunun için ne yapabilirim bilmiyorum. Ama yapmak istediğimi biliyorsun." dedim. Elini omzuna uzatacakken geri çekildi.
"Hayır. Bana yeni yeni alıştın ve sinirlerini de arada bozuyorum. Ama daha 2 ay anca olacak ve haklısın."
"Shawn üzülmeyelim. Neler olacak onu konuşalım." dedim. "Tamam, başlayalım." başlayalım bakalım.
-
Uzun süredir Shawn bana yapmam gerekeni söylüyordu. Ve anladığıma eminim. Her türlü yoldan anlatmıştı. "Aa yeter artık. Anladım ben. Salakmışım gibi bu ne tekrar tekrar." en sonunda patladım. Önce tuhaf şekilde güldü ve sonra yüzü ciddileşti. Yüzü kasılmıştı. Ne oluyor sana Shawn? "Kızma. Niyetim o değil ama bu konu oldukça önemli benim için. Neler yapacağımı anladıysan sorun yok bebeğim." eli yanağıma yaklaştı. Bu kadar abartmasına gerek varmıydı? Niye bu öfke?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
obsessively : s.m
FanficOna yapılan haksızlıktan ibaret olmasına rağmen pes etmedi. Evet, hayatı ve bir çok şey elinden alınmıştı. Ama vazgeçmek kolay olmazmıydı? Lily, her gün eve gelmesini bekliyordu. Ama o, gelse de ne fark edecekti ki? Buna katlanmak gün geçtikçe zor o...