Iyi okumalar diler, vote unutmayın derim.
Yazim hataları varsa da özür diliyorumm.-
Yine bunu nasıl yapmıştı gerçekten anlamıyorum. Ama yine her şeyin içine etmişti. "Lütfen bunu çözer misin?" diye sordum. Son bir umut. "Sana nasıl güvenmemi bekliyorsun bebeğim?" dedi o da. Doğru.
"Bak sadece acıyor tamam mı? Lütfen çöz. Bir şey yapacak gücüm yok biliyorsun." dedim. Yoktu. O zeki biriydi ve yapacaklarımı az çok biliyordu. Yani tahmin edip ona göre davranırdı. "Artık istesen de bir şey yapamazsın. Bekle." bekle mi? Beni bırakıp içeri girdi ve hemen geldi. Elinde anahtar ile.
"Uslu ol." dedi ve beni çözdü. Elimle bileğimi ovuşturdum ve kalktım. Pencereden dışarıya baktım. Bunlar bizim korumalarımız değildi. Tanrım, kim bilir neler oldu.
Yanıma yaklaştı ve belimi tutup kendine çekti. Elini de yanağıma koydu. "Bebeğim benim." Kafasını saçlarıma oradan da boynuma getirdi. Bu benim düşündüğüm gibi. Lanet olsun ine bunu düşünüyorum. Ama bu, onu istemem yada istememem değildi. İyi hissettiriyordu.
"Shawn.." ona neden dur diyemiyorum? "Efendim güzelim?" Boynuma öpücükler bırakmaya başladı. "Seni gerçekten çok özledim sevgilim." dedi.
"Dur, tamam." o yavaşça geri çekildi ve gülümsedi. "Benim duşa girmem gerek. İzninle." dedim ve yanından geçtim. Birkaç kıyafetimi alırken o, beni izliyordu. Ona bakmadan kapıı kapattım ve suyu açtım. Kıyafetlerimi asıp küvete girdim.
Fazlasıyla gergin hissettiğim için az da olsa rahatlamaya çalıştım. Ama bununla olduğu kadar.
Siktir. Ben bunu tekrar yasamak istemiyorum. Acilen kökten bir çözüm bulmak istiyorum. Düşünürken kapı sert şekilde çalındı. "İyi misin?" Ne kadar olursa..
"Evet, çıkıyorum birazdan." durulup üstümü giyindim. Saçım için havlu aldım.
"Özlettin sevgilim." gülümseyerek bana baktı ve yaklaştı. Alnımdan öptü. Cebinden benim telefonumu çıkardı. Heyecan ile ona baktım. "Annem aradı." Ah, banane ki. "Ve ne? Ne yapmam gerekiyor benim?" dedim. 'Aptal mısın?' der gibi bakıyordu. "Yani senin annen ya. Benimde annem."
"Öyle desene baştan." Aptal çocuk. Yoksa ne yapabilirim ki kendi annesi aradıysa. Beni sormaya aramadı herhalde. "Neyse alışırsın." dedi.
"Her ne kadar istemesem de cevaplaman zorundasın. Hemen." Bir de emir vermeleri yok mu.. aşırı sinir bozucu.
"Tamam." diyebildim sadece. "Yanımda, bir şey denemeye kalkma bile." dedi. Elinden telefonu bıraktı. Hemen telefonu alırken cebinden küçük bir bıçak çıkardı. Hadi ama. Bu ciddi mi?!
"Ara." dedi. Parmağımı okutup girdim. Ve onu aradım. Ikinci çalışa açınca Shawn bıçağı bana doğru getirdi. Boynuma.
"Alo?"
"Kızım? Napıyorsun?"
"Anne görmemişim ya. Duştaydım. Sen ne yapıyorsun?" dedim.
"İyi, bize gelsene akşam. Yemek yeriz. Birilerini daha çağıracağım. Birlikte güzel olur."
"Anneciğim ben pek çıkmak istemiyorum. Beni affedin bu seferlik." dedim Başka ne yalan söyleyebilirim ki?
"Kızım, yapma. En son bunu dediğinde aylardır yalnız ve sensiz kaldık." dedi v e biraz kıkırdadı. Shawn ise bana bakıp gülümsedi ve kaşlarını yukarı kaldırdı. Ama ben bir şey diyememiştim.
"Lily? Haklısın pek iyi bir şey değildi. Kusura bakma. Neyse. Gel ama vakit geçirelim." Ah annem, biliyorsun mu? Hissediyorsun mu?
"Sorun yok. Ama şimdilik kıracağım sizi. Gelemem. Hevesim yok. Yorgunum." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
obsessively : s.m
FanfictionOna yapılan haksızlıktan ibaret olmasına rağmen pes etmedi. Evet, hayatı ve bir çok şey elinden alınmıştı. Ama vazgeçmek kolay olmazmıydı? Lily, her gün eve gelmesini bekliyordu. Ama o, gelse de ne fark edecekti ki? Buna katlanmak gün geçtikçe zor o...