that bitch | jirosé

0.1

İyi okumalar..

𓍯

Makyaj masama oturup,pembe pudrayı yavaşça yanaklama sürdüm.
Ardından dudağıma kırmızı rujumu sürdüm.

Siyah topuklu ayakkabılarımın parlak zeminde yüksekçe bıraktığı sesten güç alırcasına yürüdüm.

Ben Park Chaeyoung. Kendi dilimde, sırf zengin olmak için yaşlı bir mafya babası ile evlenen 23 yaşında bir kadındım.

Sefil bir ailede yaşamın ne kadar pahalı olduğunu anlamıştım. Kendimden nefret etsem de, zengin olabilmek için mutluluğumu ve sonra da aşık olabilme yeteneğimi kaybetmiştim.

Kimse bilmiyordu, sefilliğin nasıl hissettirdiğini. Sırf bu yüzden büyüyünce zengin olacağıma yemin etmiştim. Daha küçüktüm, insanların beni parasıyla ezmesine göz yumduğumda.

Şimdi halkın dilindeydim. Çünkü 40'lı yaşlarında, çok ünlü bir mafya adamı ile evlenmiştim. Bu ilk başlarda iğrenç hissettiriyordu.

Bir gecede zengin olabilmek için, 43 yaşında bir adamın altında inlemek midemi bulandırıyordu.

Ona aşık gibi davranıp, ellerinin sabahları çıplak sırtımda gezmesine izin vermek korkunçtu. Ama ben, buna alışmıştım. Bu adamın sürtüğü olmaya.

Kwan Jihyung. Belki de beni tek gece de zengin eden tek kişiydi.

Şükür ediyordum tanrıya, bana bu adamdan bir bebek vermemişti.

Büyük salona indiğimde onu gördüm.
Sigarası bir elinde, diğer elinde bir viski bardağı ile masanın üstündeki silahına bakıp sırıtıyordu.

İşte o adam benim kocamdı. Yüzüme samimiyetsiz bir gülücük yerleştirip yanına ilerledim.

"Geldiğini neden haber vermedin?" diye sorup, açtığı bacaklarından birinin üstüne oturdum.

Bana sırıtarak bakmaya devam etti. Belki de milyonlarca sürtüğü ona böyle davranıyordu. Ama umrumda değildi.

"Hizmetçi, dinlendiğini söyledi." diye yanıt verdiğinde ellerimi masaj yapar gibi omuzlarına götürdüm. Ellerimi, ceketinden içeri sokup beyaz gömleğinin ilk iki düğmesini açtım.

"Yorulmuş olmalısın, sana masaj yapmamı ister misin?" diye sordum.

Evet,ona ilgili davranmak, daha çok para demekti. Çünkü bu adam onun ile yattım diye, bütün parasını ve şirket gelirlerini üstüme yaptırmıştı.

"Şuan olmaz, birazdan çok değerli misafirlerimiz gelecek."

Doğrusu şaşırmıştım, konu ben olunca her şeyi bir kenara atardı. Ve misafirleriyle köşkte buluşmazdı. Genelde şirkete giderlerdi.

"Öyle mi?" diye sorduğumda kucağından kalktım.

"Ben hazırlansam iyi olur o halde." dedim ve bir şey demeden yukarı, yatak odamıza doğru yol aldım.

Odaya girince direk üstümdeki siyah takım elbise ceketini yatağıma fırlattım ve giyinme odama girdim.

Elbise giymek istiyordum. Çünkü elbise benim için önemliydi. Küçükken annemden hep elbise isterdim ancak alabilmek çok zor olurdu. Sadece bir tane elbisem vardı. Beyaz ve tüldendi. Ona benzeyen bir elbise aldım dolaptan. 

Üstüme giydim. Dizlerimin biraz altında bitiyordu. Belimde, beyaz bir kemer vardı. Uzun kolları tüldendi.

Ayağıma krem rengi bir topuklu ayakkabı aldım. Sarı saçlarımı yanıma aldım ve güzelce şekillendirdim. Küpe ve kolyelerim hazır olunca aşağıya inmek için odamdan çıktım.

Misafirler gelmişti. Bir kaç adam arkası dönük bir biçimde koltukta oturuyordu.

Sevgili (!) eşimi görünce yüzüme bir gülümseme yerleştirip, yavaşça oraya giderken gördüğüm yüz ile sanki zaman yavaş akmaya başlamıştı.

Beyaz teni üstünde koyu sarı saçları, üstüne giydiği siyah takım elbisesi ile göz alıcı duruyordu. Onun ile göz göze gelmiştik. Ve ben ilk defa bir adama bu kadar dikkat etmiştim.

"Ah, size sevgili karımı tanıtmadım."

Jihyung'un sesini duyunca bakışları değişti. Sanki şaşırmış gibiydi. Doğrusu bende şaşırıyordum kendime. Neler yapmıştım?

Yüzümdeki gülümsemeyi genişletip Jihyung'un yanına gittim.

"Eşim Chaeyoung.
Chaeyoung, misafirlerimiz, Park ailesi. Kendileri ile bu sene çok sıkı olacağız."

"Memnun olduk Bayan Chaeyoung." dedi biri. Bende saygınca eğildim.

O adam kimdi?

☘

Herkese merhaba. bangtan_blink64 'ün isteği üzerine kitabı ben devraldım. Umarım iyi bir şekilde devam ettirebilirim. Sizi seviyorum💓