0.8

8.7K 559 118
                                    

İyi okumalar...

𓍯

O gün o evden iki ceset çıktı. Jimin, yine profesyonalce iki cesedi de ortadan kaldırdı. Aileme bunu nasıl açıklayacağımı düşünüyordum. Onlara her ay yüklü miktar para gönderiyordum. Zaten Jihyung ile evlendikten hemen sonra kirasını kendim ödediğim bir villaya taşınlamasını sağlamıştım.

"Ne düşünüyorsun?" dedi Jimin üstüne tişörtünü geçirirken.

Eğer bir anime karakteri olsaydım,burnumdan kan fışkırırdı.

"Hiç, hiçbir şey."dedim ve ayağa kalktım.

Odadan çıkacağım sırada beni durdurdu.

"Chaeyoung, şimdi eve git. Ben bir şekilde Jihyung ve Woojin'in araba kazası sonucu öldükleri haberini yayarım. Sonra cenaze töreni falan olur." Onu kafamla onayladım. Jihyung'un buraya gelirken bindiği arabanın anahtarlarını aldım ve dışarı çıkıp, arabaya bindim.

𓍯

Yeni korumalar tutmuş, köşk için en uygun olabilecek orta yaşlarda hizmetçileri işe almıştım. Jihyung'un ölüm haberi herkese yayıldığı gibi telefonum hiç susmuyor, baş sağlığı dilekleri işitiyordum.

Haliyle ailem de öğrenmişti. Ablam Alice,kızı daha küçük olduğu için, seyehat edemeyecek ve gelemeyecekti. Ama annem ve babamın cenazeye gelmesi için, bir araba ayarlamıştım.

Annem ve babam, ne zaman beni arasa, kötü olsam bile onlara iyiyim demiştim. Çünkü biliyordum, babam beni bu adamla evlendirdiği için pişmandı. Annem hep üzgündü. Ama ben sırf onlar iyi bir hayat sürsün diye mutluymuş gibi davranmıştım.

Ne fark ederdi ki bu saatten sonra? Ailem benim için hep çok önemliydi zaten.

Bu iki gün içerisinde çok yoğundum. Şirket hisselerinin hepsini kendi üstüme yaptırmıştım. Yani artık her sabah şirkete gidip günlük evraklarla bizzat ben ilgilenmek zorundaydım.

Cenaze töreni çok büyük olacaktı, ancak ben basına haber göndererek kimseye açık olmayan sıradan basit bir tören olmasını istediğimi ve çekim yapılmasını istemediğimi söyledim. Anlayışla karşılayıp, üstelemediler.

Bu süreç içerisinde ise en büyük destekçim Jimin'di. Yanımda kalmış, özellikle evrak ve dosyalarla nasıl ilgileneceğimi detaylıca anlatmıştı.

Üstün bir zekaya ve pratik bir beyine sahipti. Hayatta, bir erkekte en çok etkilendiğim şeyin zeka olması yetmiyormuş gibi, bir de karizmatik ve yakışıklıydı.

𓍯

"Chae, kızım!"

Annemi gördüğüm anda ona sarıldım ve o mis kokusunu içime çektim.
Kaç aydır, onu çok özlemiştim. Elleri ile saçlarımı okşadı ve yanağıma sayısız öpücük bıraktı.

Annemden ayrıldıktan, hemen sonra babama yöneldim. Zamanın azizliğine uğramış, gözlerinin altı çökmüştü. Saçlarının aralarında beyazlar kendini gösteriyordu.

Belkide, benim gözlerim böyle parlasın diye yormuştu kendi gözlerini.

Babama sarıldım, o da kocaman kucakladı beni. Küçüklüğümden beri asla değişmeyen kokusu yine doldu burnuma. Çok özlemiş olduğum her halimden belli oluyordu.

𓍯

Anne ve babamla salonda oturmuş, konuşuyorduk. Her şeyden. Jihyung'un ölümünden, bana yaptığı şeylere kadar.

"Dünyaya bir kere daha gelsem, yine senin babam olarak gelmek isterdim kızım. Ama o zaman seni böyle adamlara vermezdim. Seni el üstünde tutacak birine emanet ederdim."

Babamın dediği ile onun kolu altına girdim.

Babamı ve annemi zaten iyi yaşamaları için ben ikna etmiştim Jihyung ile evlenmeme. Yoksa annem de babam da razı değildi. Babam benden her telefonla konuştuğumuzda da suçu olmamasına rağmen özür dilerdi. Beni o adama verdiği için. Bu yüzden baba konusu açılınca yüzümde istemsiz bir tebessüm oluşuyordu.

Ama ne olursa olsun, Jihyung'u benim öldürdüğümü söylemeyecektim. Çünkü bu olay için çok üzülürlerdi.

"Bayan Chaeyoung, Bay Jimin geldi."

Hizmetli kadının söylediği şey ile tedirgince doğruldum. Anne ve babama onu nasıl tanıtacaktım?

"Gelsin." dedim ama içim içimi yiyordu. Ya, ben arkadaşım dediğimde o başka bir şey derse?

"O kim kızım?" dedi annem.

"O mu? O benim..." cümlemi tamamlayamadan arkadan Jimin'in sesi geldi.

"Ben Chaeyoung'un erkek arkadaşıyım efendim."

that bitch | jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin