Karanlık ve daha çok mavi ışıkların aydınlattığı oda da, şu an baygın bir şekilde yatan adam vardı. İçeriye giren sağlık personeli onun iğne vurulmuş boynunu dikkatle dönderdi.
Elleriyle iğnenin vurulmuş yerini yoklamaya başladı. Sadece hafif bir şekilde şişmişti.
"Hangi gereksiz yüksek dozda sakinleştirici iğnesi vurur ki?"
Adam çalışanların yaptığına göz devirdi.Neyse ki riske değer bir şey yoktu. Sadece, biraz daha baygın kalacaktı. Bir de yanlış yerden iğne vurulduğu için biraz canı yanacaktı.
Sağlık personeli iğnenin vurulmuş yerine elindeki kremi dikkatlice sürüp ayağı kaltı.Yanında getirmiş olduğu çantaya kremi yerleştirip Daewok'a baktı. Bu genç yaşında yaşadıkları çok da iyi olmasa gerekti.
Corona virüsü için sevdiklerini, yakınlarını, en önemlisi ailesini bırakıp gelmişti. Onun için de zor olacaktı elbette.
Personelin ne diyebileceği, ne de yapabileceği hiçbir şey yoktu. O sadece uzaktan izleyecekti bütün bu olanları. İzleyecekti ama dikkatle izleyecekti. Bir umut kaynağına ihtiyacı vardı onun da, herkes gibi...
***
Yeni çıkmış olduğu dersin ardından koridorda yemekhaneye doğru yürüyordu Jin. Herkesten önce gitmek onun için çok önemliydi. Sanki yemek kalmayacakmış gibi hissediyordu.
Elindeki not defterine sıkıca sarılmış ve kafasında ki düşünceler ile ilerliyordu yemekhaneye doğru.
Kapıyı açıp içeri geçti hemen. Aşçı onu görünce gülümsedi. Her zaman ki gibi erken gelmesine şaşırmıyordu artık.
"Hoşgeldin Jin'ciğim." dedi tatlı sesiyle yaşlı kadın. Hemen yanında ki çalışan da kafasını eğip Jin'e doğru baktı.
Jin gülümseyip masaya yerleşti.
"Hoşbuldum. Ne var yemekte, çok acıktım."Hızlı ve hararetli kelimeleriyle aşçıları güldürmüştü yine.
"Bu gün senin en sevdiğin yemeklerden var. Bil bakalım ne?"
Jin gözlerini kocaman açaraken aynı şekilde bağırarak konuşmaya başladı.
"Mandu ve Bulgogi!"Sesinde neşe varken aşçı kadın gülümseyerek başını sallamıştı.
"Evet, senin için yaptım."
Jin iyice sevinmişti. Bir an önce yemeklerine kavuşmak istiyordu."Nooana lütfen yemeklerimi getir, lütfen."
Bir çocuk gibi mızmızlanınca yaşlı kadın iyice gülümsemişti. Hemen yanında ki garson Jin'in yemeklerini önüne bırakmıştı."Tanrım! Bugün en mutlu günüm sanırım!" yemeye başlamadan önce tekrar bağırınca içeridekiler önce irkilip ardından gülmeye başlamıştılar. Bu hastanede Jin'i sevmeyen yoktu.
Herkes onun bu hallerine hayran kalıyordu. Başarısı ve azmine ayrı bir hayran kalıyordular. O gerçekten sevimliydi.
Ağzına kocaman lokmalarını götürürken aşçılar hayretle bakıyordular. Artık boğulmayacağı konusunda şüpheleri yoktu ama bu hâli onları hâlâ şaşırtıyordu.
"Son dakika haberlerine göre, Güney Kore İncheon havaalında görülen corona virüsü yüzünden havaalındaki herkes karantina altına alındı. Uçuş gerçekleştiren yolcuları indiklerinde karantina altına alacakları duyuruldu. DSÖ çalışanları ve iki profesör de uçuş gerçekleştirmiştiler. Onlar da karantina altına alınacaklar mı? Yoksa Wuhan'a ulaşacaklar mı? Birazdan haber bülteninde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
9.BÖLGE:VİRÜS
Mistério / Suspense*Yaşamak istiyorsan geride bıraktıklarına üzülme. Yaşamak istiyorsan onları unut ve önündeki hayata bak.* 9.BÖLGE SIRADAN BİR KİTAP DEĞİL. SİZİ DERİNLİKLERE GÖTÜREBİLECEK BİR KİTAP. KORE KİTAPLARI SEVMEM DEMEYİN HEMEN! SADECE İSİM OKARAK DÜŞÜNEBİLİR...