BÖLÜM:11

37 14 139
                                    

"Güney Kore hastanelerine yapılan yeni doktor kadroları devam ediyor. Şimdilik hastaneler iyi bir durumda ama, ilerisini bize zaman gösterecek.
Vefat eden hastaların devlet tarafından yakınlarıyla iletişime geçilecek ve yardımda bulunacaktır.
Hastanede bulunan personellere de covid-19 testi yapılacaktır."

Haberleri izleyen Minseo, bacağında hissettiği sıcak eller ile başını yere indirdi. Minah tatlı tatlı gülümseyerek ona bakıyordu.

Kızının güzelliğine karşılık o da gülümsedi. Kollarının altından tutarak kucağına aldı. Ellerinde maske vardı ve kızına istediği gibi dokunamıyordu.

Öpmek istese, deli gibi korkuyordu. Bir şekilde virüsün kızına bulaşmasını hiç istemiyordu.
"Ne yapıcaz biz böyle annecim." dedi kızını güzel gözleriyle süzerken.

Kucağında hiçbir şeyden habersiz bir şekilde oturan kızının saçlarını düzeltti. Tıpkı Daewok'un gözleri gibi güzel ve kocaman gözleri vardı. Bu onu daha şirin yapıyordu.

Minseo, eldivenli elleriyle kızının saçlarına dokunurken dolan gözlerini umursamadı.
Minah, Daewok'dan kalan en güzel hediyeydi. Minseo bunu bilerek kızına daha çok dikkat ediyordu. Onu da kaybederse, kafayı yerdi herhalde.

Daewok'u kendi elleriyle sonu olmaz bir yola ittiği için üzgünken, kızını da kaybedemezdi.

"Unnie?" Sora'nın sesiyle Minseo gözlerini kızından çevirdi.
Kardeşi hemen önünde ki koltuğa oturunca ikisine de gülümseyerek bakıyordu.

"İyisin değil mi?" diye sordu.
Minseo gülümsedi. Hiçbir zaman iyi olmayacaktı bundan sonra. Yine de gülümseyecekti.

"İyiyim." dedi yalan söyleyerek. Daha sonra tektar Minah'a baktı. Annesinin parmağını minik elleri ile kavramış gülümsüyordu. Bir yandan da eldivenlerin mavi olması yüzünden incelemeye başlamıştı.

"Dün, Haneul unnieyi aradım. Durumlar kötüydü ama bugün sesi iyi geliyordu. Sanırım doktor kadrosu işleri kolaylaştırdı." dedi Sora.

Minseo kızından gözlerini ayırmadan başını salladı. Hastanenin ne durumda olduğunu az çok düşünebiliyordu.

"Minah'ın sana ihtiyacı var abla." durdu sonra. Nefes alıp verdi.
"Biliyorum yaşadıkların hiç kolay değil. Bunu ben de yaşasaydım senin gibi olurdum ama, kızın için... Lütfen, Minah için biraz olsun gülümse abla." dedi ellerini önünde birleştirerek.

"Hem Daewok eniştem daha üç gün oldu yok. Kaç ay olmayacak farkındasın değil mi? Lütfen, kendini hırpalama. İnanıyorum ki o dönec-"

"Dönecek mi? Hah, Sora sanırım sen anlamadın. Dönmeme riskleri yüzde doksan. Bu durumdayken nasıl dönecekler? O bir daha gelemeyecek. Çünkü tüm insanlığı kurtarmak için kendisini feda etti. O...o" dedi ve duraksadı. Bu sırada Minah'ı yere indirmişti.

"O bizim için ölecek." dedi biriken göz yaşlarını bırakırken.
Sora ablasının ağladığını görünce derin bir nefes aldı.

Daha sonra ayağı kalktığı gibi Minah'ı kucağına aldı ve odayı terk etti. Biraz yalnız kalıp hatasının farkına varmasını istiyordu. Belki anlardı ve bu şekilde davranmak yerine Minah'ın sağlığı ile ilgilenebilirdi.

***

"Hastanemizde, 940 hasta bulunmakta. Ölü sayısı 290, yoğun bakımda olan hasta sayısı 195 ve entübe durumunda olan hastalarımız 90, on sekiz yaş altı hastalarımız 56, orta yaşta olan hasta sayımız 180 ve elli beş yaş ve üstü hastalarımız 219 kişidir." Sarah, yeni gelen doktorlara rapor vermekte görevliydi.

9.BÖLGE:VİRÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin