BÖLÜM:9

46 16 223
                                    

Hayalet okuyuculara sesleniyorum. Lütfen oy verin. Yorum yapmazsanız da olur.

"20. SEDYE!"
Bağırmasıyla doktorlardan birisi sedyenin başına geçti.

"Hocam 3. sedyede ki hastamız, kan kusuyor. Titremesi fena hâlde arttı ve durduramıyoruz. Solunum alamıyor ve yüzü kıpkırmızı olmuş hâlde. Biz elimizden geleni yapıyoruz ama, sanırım hayatını kaybediyor." Sarah'ın rapor vermesinin ardından, Mingi elinde tuttuğu iğneyi yanında ki hemşireye devretti.

Tüm sedyeler doluydu ve hastane kapalı çarşı misali insan kaynıyordu.

Mingi, insanların arasından geçerken tüm hastaların başında doktor olup olmadığını da kontrol ediyordu aynı zamanda.

3. sedyenin başında Jong vardı ve hasta titremekten beter hâldeydi. Koşarak sedyeye ulaşınca hastanın ayaklarını tutan hemşireye çekilmesi için işaret etti. Hemşire çekilince hastanın titremesi daha belirgin olmuştu.

Mingi hastanın gözüne ışığı tutup incelemeye başladı. Gözü kanlanmıştı ve siyahı kayıyordu. Mingi ışığı çekip hastayı oturur pozisyona getirince hasta yere eğildi. Ağzından akan kanlar sedyenin altına akarken, vücudunun titremesi olayı daha kötülüyordu.

Jong korku dolu bakışlarını gönderse de daha fazla bakmamak için yüzünü çevirdi.

Kolunda ki ve ayağında ki yaralardan da kan akıyordu. Vücudu sanki çürüyor gibiydi.
Mingi etajere* bakınca bandajı göremedi. Eğer bandajı takmazsa kan kaybı daha fazla olurdu.

"SARAH!" Mingi'nin bağırmasıyla Sarah insanların arasından geçerek Mingi'ye ulaştı.

"Efendim Hocam?" diye sordu nefes nefese.
Saat dört buçuktan beri koşuşturuyordu çünkü. Gerçi tüm doktorlar ve hemşireler öyleydi.

"Çabuk bana etajer bandaj* getir." dedi. Sarah başını sallayıp hızla oradan uzaklaştı.

Hasta kan kusmasını bırakmıştı. Gözleri kayıyor ve başı her an düşecekmiş gibi oluyordu. Mingi maskesinin altından derin bir nefes aldı. Bunları görmeyi hiç istememişti.

"Hocam, alın."
Önüne gelen bandajla düşüncelerini bir kenara bırakıp hastanın titreyen kolunu ve bacağını sarmaya başladı.

Bu sırada Jin ise olabildiğince yardım etmeye çalışıyordu hastalara.
Herkese yetişmeye çalışıyordu.

Baktığı hastaların yüzde doksanında solunum sorunu vardı.
Ve 18 yaş altı sınırında ki çocuklar da fazlaydı.

"AAHH."
Jin acıdan bağıran genç kızın yanına gitti. Renginde mavilik vardı ve dudakları da öyleydi. Gözleri kanlanmıştı. Kendisini kasmasından acı çektiği belliydi.

Eldivenli elleri ile kızın ellerini tuttu Jin.

"Şşth, tamam biraz dayan." ne kadar imkansız bir şeyden bahsetse de kız başını sallayıp ağlamaya başaldı.

Sırtüstü bir biçimde yatakta yatıyor, çarşafı acıyan bedeni yüzünden sıkıyordu. Alnından akan terler ile nefesini düzene koymaya çalışıyordu.

Jin kızın saçlarını gözünün önünden çekip ışıkla gözlerine baktı. Göz bebekleri ışık yüzünden küçülmüyor, aksine büyüyordu.

Işı çektiğinde kızın daha fazla dayanamayacağını anladı.

"HANEUL HOCAM!"
Bağırmasıyla Haneul uğraşmakta olduğu hastasından başını kaldırıp Jin'e baktı.

Jin'in yanında ki kıza bakınca, kızın gözlerinde ki korkuyu ve acıyı görebiliyordu.
Eğilip hastasına bakınca, onunda pek farklı olduğu söyleyemezdi.

9.BÖLGE:VİRÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin