canıma sordum. şuan da oldukça mutluymuş

4.3K 303 209
                                    

Hikayeden uzak kalmamanız adına minik, çerezlik bir bölüm atmak istedim. Hadi hep beraber yumoş yumoş takılalımmm

*

*

*

Canıma sordum. Şuan da oldukça mutluymuş

Yerim ki seniiii şapşik şey

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yerim ki seniiii şapşik şey

*

Min YoonGi

ben... iyi bir sevgili olduğumu zannediyordum. eşinin tek bir bakışından, ufak göz süzmelerinden, veyahutsa değişen naif dokunuşlarından anlarım derdim hep. anlarım, ve her şeyi anlatması adına ona zemin de hazırlarım. ama... kendi toz pembe düşüncelerimin aksine, eşimi kalbimden bir parçaymışcasına tanıyamamıştım. fark edememiştim göz kapagında ki bir kaç dikişlik yaranın asıl sebebini. sormuştum. elbette ki sormuştu. evliligimizin ilk yıllarında jimin in ellerimi naif bir edayla kavrayışını, ve kahverengi irislerini korumaya and içmiş dolgun  et parçalarının üzerine özenle yerleştirdiğini hatırlıyordum. "sadece küçük bir kazaydı." demişti korkuyla ona bakan bedenimi rahatlatmak istercesine, bembeyaz dişleriyle kocaman gülümserken.

"çocukluğumdan bana kalan küçük bir kaza"

'gerçekten de küçükmüş jimin. hemde baya küçükmüş.' sinirden kıpkırmızı kesilen ifademle birlikte hafifçe söylenirken, yanıma paytak adımlarıyla gelen oğlumu görebiliyordum. bu yüzden de başımı olabildiğince kaldırmış, ve yüzüme yalandan da olsa kondurabildiğim ufak bir gülümsemeyle ellerimi iki yana doğru açmıştım. çok güzeldi benim miniğim. evet, belki de herkesin yavrusu kendine güzeldi, özeldi, bir miktar da bulunmazdı. ama inanın, jiyoon'un güzelliği çok başkaydı. 

siyah, tıpkı bir kömür kadar siyah olan saçları vardı onun. yumuşacık, yıldızları masum rüyalarında teker teker tüm tutamlarına hapsetmişiz gibi parıldardı. dudakları sadeydi, incecik, pespembe. standartların üzerindeydi kara kirpikleri benim miniğimin. parmakları tıpkı jimininkiler kadar kısa, gözleri ise benimkiler kadar çekikti. en çok da diğer babasını severdi. benim yanımdayken bir parçası eksik kalıyordu sanki.

"baba..." demişti parmaklarının arasındaki  minik, beyaz tavşan şeklinde ki peluş oyuncağı beceriksizce gögsüme doğru bastırırken. "kookie, jimin babam burada olmadığı için benimle oynamayacağını söyledi."

ilgisizim. hatta öylesine ilgisiz bir babayım ki, oğlumun bu oyuncağa ne zamandır kookie dediğini bile bilmiyorum. Ona bu oyuncağı kimin aldığını da bilmiyorum, tanrı aşkına üzerini hangi ara kendi kendine değiştirdiğinin bile farkında değilim. peluş tavşancığı kaptığım gibi kanepenin kenarına koyarken, avuçlarımın arasında bile minicik kalan oğlumu hafifçe dizlerimin üzerine doğru oturtturmuştum. 

Marriage Contract ▪️YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin