Kiraz çiçekleri cidden çok güzel kokuyorlar.
Min YoonGiSinirliydin Jimin. Direksiyonu kavrayan parmakların, altında ki parçayı öylesine bir kuvvetle sıkıyordu ki, boğumlarının anbean pembeleşmesine şahitlik edebiliyordum. Siyah saçların karışmıştı birbirine. Parmaklarında belki de ilk kez tek bir yüzük dahi görememiş, kulaklarında yer edinmesi gereken halka küpelerinden haber dahi alamamıştım. Radyodan müzik açmak istiyordum sevgilim. Ancak... pekte izin verecekmiş gibi durmuyordun.
"n-nereye gidiyoruz?" tereddütle kurduğum cümlelerimi umursamamıştı. bakışları hala sonu gözükmeyen boş yolda, dişlerin ise dudak kenarlarında ki kuru derileri çekiştirmekle meşguldü. "oğlumdan ve benden kilometrelerce uzakta olabileceğin bir yere." demişti tek bir kez dahi gözlerimin içine bakmazken. "sana yetecek kadar para arka koltukta. onu alıp nereye siktir olup gideceksen git"
anlamıyordum. düşünemiyor, kurduğu cümlelerini bir türlü zihnimde toparlayamıyordum. belki bir parça hırs, biraz korku ve çokça tedirginlikle ikimizin arasında ki boşluktan kafamı uzatarak bakmıştım arka kısma dogru. siyah, orta boy sporcu çantalarına benzeyen gri renk bavul, elimi ayagımı birbirine dolandırmıştı. "bunu yapamazsın." sert bir yutkunma ile kızarık gözlerimi eşimin üzerine doğru odaklamıştım.
"hiçbir yeri bilmiyorum jimin. gidebileceğim kimsem yok."
-"bu sence umurumda mı Min?"
o alaycı ifadesi ile yüzüme karşın dönüşü... tek elini sertçe direksiyondan çekerek, buruşan mimiklerini ovalarken, dudaklarına berbat bir gülümseme yerleşmişti. "şu haline bak!" demişti bir anlık hırsıyla sesini yükseltmekten çekinmeyerek üzerime doğru eğilirken.
"sen baba olabilecek kadar olgun bir insan mısın? her kavgamızda içip içip kendini barlara atacak ve-"
"ve ne!"
yükselen sesimle beraber cümlesini hızla kestiğim de, parmak uçlarıma kadar kızarıyordum. Biliyordum işte o cümlenin devamını. Ne kadar kırıcı oldugunu. Gözlerim dolu doluydu, ama asla ağlayamazdım. dudaklarımın arasından firar eden, ve titreyen bacaklarımla birleştiği zaman, bedenimi aciz bir konuma getirecek olan gülümsemeyi tutmak istedim. sanki... çok geç kalmıştım. sikeyim, çıldırmak üzereydim, belki de ilk kez tek başıma delirmek değil de, buna vesile olan kim varsa onu da çekmek istedim içeriye doğru.
"kendimi mi siktirirdim?!" demiştim avuçlarımı bir saniye olsun düşünmeden sertçe torpidoya geçirirken. bütün o öfkeme, kocaman sinirime rağmen, canım en ufak bir acıya dahi ev sahipliği etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marriage Contract ▪️YoonMin
Fanfictionseninle olan evliliğim, gökyüzünde ki yıldızları saymak kadar boş ve anlamsızdı Park Yoongi. SemeMin @firstlovess