6.BÖLÜM

141 14 19
                                    


Bölüm şarkısı: Jamala-1944

"Bir gün annemin çığlığıyla bütün şehir uyanacak ama ben uyanmayacağım ✨"

Keyifli okumalar

_____________________________________

Bir insanı bir yere bağlayan şey nedir?

Sevdikleri mi?

Ya da orda yaşadığı hatıralar mı?

Neydi beni burada tutan sebep?
Rümeysa hanımın vasiyeti mi?

Annesiz kalan Dilruba mı?

Ya da kaderin benim hayata tekrar tutunabilmem için yazdığı bir oyun mu?
Hayatımda beni altüst edecek ne kadar durum olursa olsun asla Dilruba'yı bırakmayacağım.Hayatta belki birçok şeyi yarım bırakıp gitmiş olabilirim ama bu kez buna izin vermeyeceğim. Bu kez Rümeysa hanıma verdiğim sözü tutup Dilruba'ya annesinin yokluğunu asla hissettirmeyeceğim.

Ben zaten birçok şey kaybettim ve her seferinde bi öncekinden daha da çok parçalara ayrıldım. Bu defa Arslan bey ne derse desin ben yine kendi bildiğim doğrular uğruna savaşacağım.

Bundan daha çok kırılamaz kalbim. Artık tek dayanağım umudum hayatımı idame ettirebilmek için tek sebebim kaldı "Dilruba".

Suçsuzluğumu kanıtlayıp Arslan beyin tekrar güvenini kazanıp onu bir daha asla bırakmayacağım. Her ne kadar bu zor olsa da...

Uzandığım yerden kalktım. Neredeyse aradan 15 dakika geçmişti ve benim Dilruba'yı emzirmem gerekiyordu. Dilruba da bir anlık sinirimin kurbanı olmuştu. Allah bilir ne kadar acıkmıştı!

Sessiz adımlarla Cansure'nin odasına ilerledim. Ağlama sesi kulaklarımı doldurdu. Yavaşça kapıyı açtım. Arslan bey sinirle odada volta atıyordu Dilruba ise Cansure'deydi ve susturamıyordu. Gülbahar abla da acıyan gözlerle Dilruba'ya bakıyordu.

Benim geldiğimi gören Arslan bey keskin bakışlarını üstüme dikti. Sanki karşısında düşmanı vardı!

"Sonunda teşrif edebildiniz Mihrimah Hanım (!). İnşallah sizi yormamışızdır"

Arslan beyin alay ve gerginlik içeren cümlesine karşılık

"Sizin dedikleriniz beni alakadar etmiyor. Ben kendimden eminim,kendime güveniyorum. Size gerçekleri göstereceğim. Şimdi izninizle"
Diyerek Dilruba'yı işaret ettim. Baş hareketiyle Cansure'ye bana vermesini söyledi.
Kucağıma alıp odadan çıkıyordum ki durmak zorunda kaldım.

"Napıyorsun sen?! Dediklerimi ne çabuk unuttun. Otur şuraya"

Sert sesine karşılık hiç bir göz teması kurmadan gösterdiği yere oturdum. O da odanın en ucuna geçip oturdu.
Resmen gözlerinde kötü insan rolündeydim. Hepsi Cansure yüzünden olmuştu. Cansure'ye ters ters bakarken o da kötü bakışlarını eksik etmiyordu.

Gülbahar ablanın uzattığı örtüyü alıp üzerime örtüp emzirmeye başladım. Açlıktan perişan olmuştu yavrucak.
Arslan bey ise olabildiğince bana bakmıyordu fakat arada kontrol ediyordu. Bu kadar utandığımı hatırlamıyordum. Ama buna değerdi sonuçta ortada el kadar bebek vardı. Onun için gerekirse Arslan beye bile katlanırdım.

⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳

Uyuyan Dilruba'yı yatırıp minderin üzerine oturdum. Kendimi yorgun hissediyordum nedense. Güneş batmış hava kararmak üzereydi ve Arslan beyi adını anımsayamadığım bir beyin çağırdığı söylenmişti. Önemli biri olmalıydı zira hemen kalkıp gitmişti.

Ölüm ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin