Bölüm şarkısı: MFÖ-Güllerin içinden'Kırılmış bir kalbin hesabı bu dünyaya ağır gelir'
MevlanaKeyifli okumalar🍁
________________
Her insan hayatında hatalar yapmıştır. Belki de defalarca aynı hatayı yapmıştır. Önemli olan insanların hatalarından ders çıkarması mıdır?
Bu zamana kadar her insan gibi ben de hatalar yapmıştım belki de yapmaya devam ediyordum. İnsanın hata yaptığını kabullenmesi çok zor bir durumdur. Hele ki o hataları benimsemiş onlara sahip çıkmışsa...
Benim hatalarım küçük hatalardır genellikle. Fakat en büyüğünün izini hala bedenimde taşıyordum. Nikos benim hatamdı aslında. Kader bizim birlikte olmamamız için türlü oyunlara girerken biz her oyunda galip geliyorduk. Hani derler ya ' her şerde bir hayır vardır'. Biz önümüze çıkan şerlerin sonunun hiçbir zaman hayır olacağını düşünmedik. Ve dediğimiz gibi de oldu. Şerleri hayatımızdan def edip hayırlara vesile olduğumuzu sanarken daha büyük bir şer getirdik hayatımıza.
Yine de bir hatayı bir yanlışı hiç bu kadar çok sevmemiştim ben. Her ne kadar sonumuzda kötü bir şey olacağını bilsem de onunla beraber aşacağımı düşünmüştüm. Aştık da...
Ama o yarıda kaldı. Benimle beraber gidemedi sonuna kadar.
Odamda bi yandan tırnaklarımı yiyip bir yandan da kendimi yiyip bitiriyordum. Arslan beyin bana Nikos'u hatırlatması kadar saçma bir şey yoktu. Onları aynı kefeye koymam, kıyaslamam aptallıktan başka bir şey değildi. Ne ara bu kadar değişmiştim ben?
Kapının açılma sesiyle yerimden zıpladım. Bir an Arslan beyin geldiğini düşünen kalbim artık atmayı bile durdurmuştu. Neyse ki gelen o değildi. Fakat bu adam bir gün benim ölümüm olacaktı...
"Konağımızın şeytanı da buradaymış"
Cansure her zamanki gibi gelmiş zehrini akıtıyordu. Üstelik bana 'şeytan' diyene de bakın!
Sinirle üstüne yürüyüp kolunu sıktım."Senin başının altından çıktı demi tüm bunlar? Sen ne kadar kötü bir insanmışsın ya? Rümeysa hanımın ölmesini mi bekledin gerçek yüzünü göstermek için!"
Sesim odada yankı yaparken Cansure biraz korkmuş gibiydi. Zira koyu yeşil çekik gözleri korkuyla açılmıştı ve şaşkınlıkla kolunu tutan elime bakıyordu. Boyumuz neredeyse aynı olduğundan yüzlerimiz karşı karşıyaydı.
"Önce kolumu bırak. Canımı acıtıyorsun. Hem noldu sana böyle? Tıpkı bir canavara dönmüşsün"
Benden tiksindiğini belli ederken beni daha fazla sinirlendirdiğinden bihaberdi. Kolunu daha da sıkıp daha çok çektim kendime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Çiçeği
Historical FictionCanhıraş adlı hikayedir sadece ismi değişmiştir. "Ölüm,bazen hayatımızda bize en büyük acıları yaşatırken bazen de en umulmadık anda bizim yaşama olan bağlılığımızı arttırabilir" "Umut, bizim çıkmazlarla dolu hayatımıza yepyeni ve sonu olmayan yolla...