Yoongi ve ressam,kütüphanenin kapısından adımladıklarında bomba gibi düşüvermişlerdi içeri fakat yalnız ben görüyordum parçalara ayrılan cesetleri,sanıyorum ki bunlar benim cesetlerimdi hem de her biri.Tuhaf bir biçimde,kaçıp kollarımı kendi kendime sarmak ile onlara doğru atılmak arasında gidip gelen benliğim en sonunda sakin kalmayı başararak onları buyur edebilmişti.Öğle yemeğinde balık yediğini ellerini her salladığında yayılan limon kokusundan anladığınız iş arkadaşımdan kibarca yerimi almasını isterken,kütüphanenin içerisinde bulunan minik toplantı odasına geçmiştik.Sandalyelerde yerimizi aldığımızda bu ziyaretleri karşısında hem meraklı hem de oldukça ürkektim,nedendir bilmem ama ressam ile göz göze gelmemek için kafamı eğme ihtiyacı duyuyordum yine de bunu yapmadım.
Yoongi "Rahatsız etmedik ya?"dedi,gözlerim ressama doğru kaydığında onun da merakla cevabı beklediğini görünce gülümsemek istemiştim bu tedirginliğine "Ne rahatsızlığı,iyi ki geldiniz"dedim ama sesimde de hafif soru soran bir tını vardı.Sonra ayağa kalkıp "Ne içersiniz?"dedim,Yoongi "Annenin yaptığı reyhan şerbetlerinden yok mu?"dedi,dudaklarımı kemirdim "Maalesef"diye cevapladım onu.Yoongi birkaç kez kütüphaneye geldiğinde büyük termoslardan birinde getirmiştim reyhan şerbetinden,ona da ikram etmiştim de oradan biliyordu annemin reyhan şerbetini.
Yoongi,ressama dönüp "Namjoon'un annesiyle hiç tanışmadık lakin pek sever,çokta düşkündür annesine"dedi.Ressam da kafasıyla onaylayıp hafifçe gözlerini bana çevirdiğinde "Zahmet etmeyin hiç"dedi,ellerimi havada birkaç kez oynatıp "Ne zahmeti,zahmet olur mu hiç? Bitki çayı sever misiniz? Kahve de yapabilirim ne dilersiniz?"dedim.Yoongi "Ben bitki çayı alayim"dediğinde,ressam da ona eşlik etti.Sırtımı onlara çevirmeyi hiç istemesem de çay yapabilmem için suyu kaynatırken onlara arkamı dönmek zorundaydım,gözlerini sırtımda hissettiğimde içimde bir yerlerin çöküşe geçtiğini hissettim ve hafifçe ellerimin titrediğini de farkediyordum.
Yoongi sessizliği bozarak "Çok yoruluyorsun bugünlerde fakat seni haftasonu tekrar dükkana davet edecektim,Jin ile biraz konuştuk ve düşündük taşındık da onun bu şehrin dokusunu yansıtacak çizimleri için bu şehri iyi anlatacak birine ihtiyacı var"dedi.Kalbimin atışını göğsümde değil tüm bedenimde hissederken ve bardakları önce sudan geçirip ardından da bir bez yardımıyla kurularken "Dükkana gelmek benim için bir zevk bunu biliyorsun lakin şehri iyi anlatabilecek kimdir ve ben bu hususta nasıl yardımcı olabilirim pek anlayamadım,bilirsin Yoongi pek fazla tanıdığım yoktur benim"dedim,sonra da kendi kendime kızdım.
Niçin hemen kendimi açık ediyordum ki? Yoongi biliyordu beni ya,ressamın da yalnızlığımı bilmesine gerek var mıydı ki? Ben cevabı Yoongi'nin sesinden beklerken ressamın araya girmesi ile bir sonbahar rüzgarı esti geçti içimde "Esasında bu şehri yıllardır burada ikamet eden bir yazardan daha iyi kim ifade edebilir ki? Bu sebeple biz sizinle konuşmanın ve sizden yardım almanın peşindeydik fakat düşüncesizlik ettik galiba,sormadık bile müsait olup olmadığınızı.Heyecanıma verin bu küstahlığı ve mazur görün beni lütfen"dedi.Elimdeki demliğe yanlışlıkla temas eden parmaklarımla geri çekilirken yandığımı onlara farkettirmemeyi umuyordum ve aceleyle cevap verdim "Rica ederim kendinize haksız ve tatsız yakıştırmalarda bulunmayın,mazur görecek ne var bunda? Size yardımcı olmak benim için şeref olacaktır lakin ben korkarım ki sizi büyük hayalkırıklığına uğratırım,yazdıklarımı görmediniz ki.Şehri güçlü kelimelerle anlatabilir miyim? Bunu size ne kadar yansıtırım hiç bilemiyorum,benim başarısızlığım yüzünden sizin de başarısız olmanızı istemem"dedim.
Yoongi'nin derin bir nefes verdiğini duyarken çayları da hazırlamış ve onlara sunmuştum,kendim de ikilinin karşısına oturup onlarla tekrar yüz yüze geldiğimde kalbimdeki lekelerin görülmesinden ölesiye korkuyordum.Yoongi "Namjoon hep böyledir zaten Jin,kendini hep alttan görür bir türlü beceremez kendini sevmeyi,yazdıklarının hepsine olamasa da bir kısmına şahitlik etmiş biri olarak söyleyebilirim ki,cemiyette dahi onun gibi yazanını görmedim ben.Sadece kendine saklaması ne büyük bencillik,kötülük edebiyata.Gizli tutmayı sever sever ondan böyle konuşuyor,göstermek istemiyor bize yazılarını-" söylediklerini daha fazla devam ettirsin istemedim,onları yazdıklarıma layık görmediğimi ima edecek cümlelerdi bunlar.Fakat hakikatin bununla uzaktan yakından bir alakası yoktu "Hayır,gerçekten hayır size göstermek istememem ile ilgisi yok" daha devam edecektim ama Yoongi eliyle beni durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CARMEN
FanficYazdıklarını kimseyle paylaşmayan Namjoon, resimlerine hayran olduğu ressam ile tanışır ve yazdıklarını paylaşacağı birini bulmuştur, kalbini de öyle. KNJ | KSJ