Fingers

Kayan Bulutlar

Bu bölümü, beni yazdıklarımı paylaşmam için yüreklendiren, her zaman desteğini esirgemeyen ve yalnız yürümeme izin vermeyen çok değerli Mariana'ma, İklim'e ( @climmatte ) ithaf etmek istiyorum... Her şey için teşekkürler güzellik 

"Yıldızlar kayıyor

ve bir çocuk gökyüzünü

boyuyor gözleriyle" -Smiljka Gagic

Jimin de Taehyung da haftasonu geldiği için ve Bay Kim onları balığa götüreceği için çok heyecanlılardı. Haftaiçinde her gün Bayan Kim'e yardımcı olmuşlardı, hem bahçeyle ilgilenmesinde hem de ağaçlardan meyve toplamakta ama Taehyung ağaçlara asla merdivenle tırmanmıyor, boyundan biraz daha küçük olan ağaçlara erişmekle ve tırmanmakla yetiniyordu çünkü merdivenlerden korkuyordu. Jimin ise bir süre onunla bu konuda dalga geçmiş olsa da daha sonra bundan vazgeçmişti.

Jimin geceden hazırladığı minik sırt çantasına Balina ile Mandalina kitabını ve el fenerini koymuştu, bir su şişesi ve annesinin onlar için yaptığı kekleri de saklama kabı ile yerleştirdiğinde heyecandan uzun zaman boyunca uyuyamamıştı. Nihayet güneş döndüğünde ve gözlerini yeni güne açtığında zıp zıp zıplayarak ve oradan oraya koşturarak Taehyung ile dedesinin onu çağırmaya gelmelerini bekliyordu. Annesi ise Jimin'e kahvaltı etmezse asla bir yere gidemeyeceğini söylemişti, Jimin'in canı hiç istemese dahi birkaç lokma yemek zorunda kalmıştı.

Zil çaldığında sandalyenin koluna asılı olan sırt çantasını aceleyle takıp "Görüşürüz anne" demişti ve koşarak Bay Kim ile Taehyung'un yanına gitmişti, Bayan Park ise onun bu şirin ve mutlu hallerini gördükçe mutlu oluyordu. Oğlunun Kim Taehyung yokken ne kadar sessiz ve neşesiz olduğunu düşünüyor zaten sevimli olan miniğe, oğlunu mutlu ettiği için minnettarlık duyuyordu.

Taehyung da tıpkı kendisi gibi bir sırt çantası takmıştı, ormana girerlerken Bay Kim onları sözünden çıkmaması için uyarmıştı. Bay Kim onlara ağaçları göstererek bahçelerinde olmayanların isimlerini söylüyor ve yapraklarından onları nasıl ayırt edebileceklerini öğretiyordu, nihayet göl kenarına ulaştıklarında oltaları çıkarttığında üç tane olta vardı ama bunlardan ikisi büyük biri biraz daha küçüktü. Bay Kim, küçük çocukların bu yüzden tartışabileceğini düşündüğünden büyük olanların ikisini de miniklere küçüğü de kendine almaya karar vermişti.

Oltayı açarken çocukları iki yanına almış ve onu dikkatle izlemelerini söylemişti, dikkatle oltanın iç içe geçmiş uçlarını çıkartıp sabitlerken misinayı düzeltmiş ve iğneyi de oltanın sapından nazikçe çekip çıkartmıştı, misinanın ucundaki mantarı gösterip "Buna mantar denir, böylelikle oltanızın ucunun suyun üstünde nerede olduğunu görmenizi sağlar. Eğer ki mantarın suyun içine doğru daldığını görürseniz bu balık iğnenizin ucunda demektir, paniğe kapılmadan ama hızlıca oltayı çekerseniz balığı da yakalarsınız"dedikten sonra bu kez makaraya götürdü elini.

Makaranın kilidinin nasıl açılacağını ve ne işe yaradığını da çocuklara öğretirken "Her balıkçı yemini kendisi takar ve oltasını kendi kurar, size biraz daha büyüdüğünüzde iğne takmayı ve mantar takmayı, misina değiştirmeyi de öğreteceğim"dedi, sonra ise oltanın ucundaki kurşunları gösterip "Bunlara kurşun deriz, farklı ağırlıkları vardır. Misinaya bu kurşunları takmazsak misinamız uçar gider ağırlık olmadığından suyun üstünde yüzer hiçbir balık yakalayamayız"dedi. Çocuklar çok büyük bir ilgiyle dinliyordu onu, sonrasında Bay Kim elindeki boş kovayı gösterip "Bu kovaya gidip gölden biraz su dolduracağım yakaladığımız balıkları da bunun içine koyacağız anlaştık mı?"dedi, çocuklar hevesle kafalarını sallarken.

Bay Kim gözlerini ikilinin ayaklarına çevirdi, kendisi Taehyung'a uzun lastik çizmeler giydirmişti çamura batmaması için ama Jimin normal spor ayakkabılarıyla gelmişti "Jimin, suya çok fazla yaklaşma tamam mı çocuğum, hem ayakkabıların batar hem de suyun yakınları bataklık olur batarsınız falan olabildiğince uzak durun tamam mı?"dedi, Taehyung'a dönüp "Senin çizmelerin var ama aynı şey senin için de geçerli tamam mı küçük adam?"dedi. Taehyung kafasını sallayıp "Bataklığa düşersek kurtulmamızın yolu yok mu dede?"dedi, Bay Kim "Bataklığa falan düşmeyeceksiniz ama bataklığa düşen birinin kurtulma ihtimali zordur, ne kadar debelenir ve kurtulmak için hareket ederseniz o kadar çabuk batarsınız. Bu yüzden hareketsiz durmak en iyisidir"dedi.