Fısıldayan Yıldızlar

171 27 120
                                    

Taehyung büyükannesi ve büyükbabasını görene kadar bu kadar derinden onları özlediğinin farkında değildi, yani elbette onları özlediğini biliyordu ama onlara sarılmak bu özlemi pekiştirmişti. Kendi annesi ve babası da geceyi orayı geçireceğinden dolayı direkt olarak Jimin'i görmeye gidememişti çünkü hem kendi ailesinden hem de Jimin'in ailesinden ve bir de Jimin'in kendisinden çekiniyordu bi miktar. Oldukça geç bir saatte varmışlardı Daegu'ya, bu saatte gitmek yakışık olmazdı zaten.

Çatı katına eşyalarını taşımayı tamamladıklarında Taehyung tertemiz nevresimlerin üstüne atmıştı kendini, çok terliydi ve yoldan geldiği için çok da kirli hissediyordu kendisini ama o kadar yorgundu ki biraz yatması gerekiyordu. Kim ailesi gelmeden önce en büyük Kimler çoktan odayı tertemiz yapmışlardı, hatta Bayan Kim, Taehyung'un en sevdiği kokunun kiraz çiçeği kokulu kolanya olduğunu bildiğinden içeri biraz ondan sıkmıştı.

Oda tertemiz gözükse de oldukça boş da görünüyordu fakat Taehyung eşyalarını yerleştirdiğinde kalabalık görüneceğinden emindi. Bavulun en üstünde bulunan Jimin'in hediye ettiği rüya kapanından kolyeyi yatağının baş ucuna astığında yüz üstü uzanmış, çenesini iki elinin arasına yerleştirmişti. Ayaklarını sallayıp bir yandan da rüya kapanını izliyordu, büyümüşlerdi eğer isterlerse beraber bir otobüse binip deniz kenarına gidebilirlerdi ve daha birçok hayallerini gerçekleştirme imkanları vardı artık.

Bayan Kim'in kendi elleriyle örmüş olduğu renkli kilimin üzerine indi yavaşça Taehyung ve penceresini açıp çatıya çıkıp çıkamayacağını kontrol etti, bu çok tehlikeli olmasına rağmen Taehyung çocukken sık sık bunu yapardı. Hala yapıp yapamayacağını merak etmişti, çatı katında kalıyordu fakat evin alt katının çatısının çıkıntısı yarım bacak boyu kadar aşağısındaydı ve çok dik değildi. Taehyung hızla bavulunu karıştırıp üstüne bir hırka geçirdi ve bacağını pencereden sarkıtıp eskisinden daha bile kolay çatıya çıkabildiğinde gülümsedi.

Kapşonunu geçirip biraz geriye çıkıp bacayı aradı, bulduğunda birkaç adımla oraya ulaştı ve sırtını bacaya dayayıp göğü izlemeye koyuldu. Yıldızlar şehirdekinden çok daha iyi görünüyordu, Daegu'nun yıldızları parıl parıl parlıyordu ve Taehyung buna aşıktı. Gözlerinin tüm ihtiyacı olan sanki bu ışıltılardı, gözlerinden akıp yüreğine ulaşıyor ve orayı yüce bir duyguyla kaplıyordu. Gök bir nevi mucizeydi, yıldızların söylemekte oluğu bir şey vardı muhakkak Taehyung şimdi anlayamıyordu ne dediklerini ama fısıltılarını duymakta zorlanmıyordu.

*Taehyung'un Ağzından*

İçime milim milim dolan tek şey yıldızlar değildi, ay da hilal şeklinde yavaş yavaş hem kendi etrafında hem de dünyanın etrafında dönüyordu. Bu tuhaftı aslında çünkü ay sürekli dönmesine rağmen dünyadan baktığımızda hep aynı yüzünü görüyorduk. Biraz çocuksu bir bakış açısıydı belki ama büyümek istemiyordum ki zaten, özellikle burda daima çocukluğumun saflığını taşıyordum içimde taşımak da istiyordum. Jimin ve benim de tıpkı ay gibi ne kadar değişirse değişsin devinimimiz, birbirimizi gören yüzümüz ve hislerimiz hep aynı kalsın istiyordum.

Gözlerimi kapattım yıldızları dinledim, imkansızdı belki ama birden kendimi uzaydaymış gibi düşledim. Orası sonsuz bir karanlık içerisindeydi ve burada da sokak lambaları olmadığı için gözlerimi açtığımda etraf zifiri karanlık olmasa dahi kendi evimizdekinden daha karanlıktı. Birçok kişi için uzay galaksiler, rengarenk gezegenler ve parıldayan Samanyolu demekti belki ama benim için karanlık demekti. Karanlık beni boğmuyordu, yaşatıyordu. Elimi uzatsam sanki turuncu kiremitlere değil ay'ın gri topraklarına değecektim.

Umudumu yitirmiştim sevilmeye dair, buraya geldiğimdeyse tekrar yeşeriyordu. Buradayken sevildiğimi hissediyordum, zaten gösterişi seven biri değildim çok param olsun istememiştim mesela. Benim istediklerim sepet sepet erik toplamaktı Jiminle beraber, lakin ben bir yokuştum ve hislerim çabuk değişiyordu. Biraz önce gülümsüyordum şimdiyse ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Umutsuzluğun da tadını tatmıştım çünkü, belki burada da sevilmeyecektim ya da çoktan unutulmuştum.

FingersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin