Ulaşabileceğim Tek Yıldız

85 8 84
                                    

*Jimin'in Ağzından*

Biz belli ki dramayı seven insanlardık, çocukken de birbirimizin arkadaşlarından nefret ederdik ve büyüdüğümüzde de bunun artık daha üstü kapalı şekilde gerçekleştiğini görüyorduk. Kıskançlık ile baş etme konusunda kendimizi geliştiriyorduk, yine de Taehyung'un benim dostlarımla...ailemle bu kadar iyi anlaşıyor olması içimi ısıtmıştı. Jin hyung 90'lardaki televizyon oyuncularının rol yeteneği ile "Blöf"dedi, UNO ile blöfün ne alakası var diye düşünülebilir ama söz konusu bizsek her şeyin her şeyle alakası olma ihtimali vardı.

Taehyung üstündeki hırkanın fermuarı ile oynarken "Poker face olduğumu düşünüyorum sadece rastgele sallıyorsun şuan"dedi, Jin hyung ona hala mesafeli davransa da gözlerindeki şefkati görmeye başlamıştım. Jin hyung elini kolunu sallayarak ve sesini yükselterek "İyi sende sıra o zaman hangi renge değiştirdiğini söylerken bu kadar bekleme!"dedi, Taehyung'a bakmak beni çok büyük sanat aşkıyla çevreliyordu öyle bir etkisi vardı işte herifin. Jungkook "Sonraki yüzyıla geçtik hadi artık"dedi, ben ise Taehyung'un üstüne bu kadar gitmelerine dayanamayıp işaret parmağımla onun işaret parmağını okşayarak "Boşver istediğin kadar düşün sen" dedim.

Namjoon hyung ise yüzünü buruşturup "Tanrım Jimin'in yaşamı her geçen gün daha da çok midemi bulandırıyor, satranç oynuyoruz sanki ya"dediğindeyse Taehyung dudaklarını büzerek "Her oyun strateji ve zeka barındırır"dedi, kartların rengini kırmızıya çevirdiğinde ve benim elimde tek bir kırmızı bir kart bile olmadığını göz önünde bulundurduğumda ise e benim de bir yere kadardı sabrım. Gözlerimi devirerek "Berbat seçimler yapmakta bir numarasın bunu biliyor muydun?"dedim, bu sırada da desteden dört tane kart seçmekle meşguldüm.

Taehyung ise benim lafımın altında kalmadan "Artık biliyorum, seninle beraber olmayı da ben seçtim sonuçta değil mi?"dedi, Hoseok aniden titreme numarası yaptı ve "Ay içinden geçti resmen"dedi. Ne kadar tanrı ve tanrıça varsa onlar bizi korusundu ya bu insanların şerrinden, benim kırk yıllık dostlarım hemen saf değiştiriyorlardı, işte güç ve hırs nelere kadirdi...Yoongi, Jungkook'un yanağına bir öpücük kondururken o da telefonundaki radyoyu açarak radyodan müzik dinletmeye başladı bize.

Namjoon hyung onların sürekli temas halinde olmasından dolayı öğürme sesi çıkarırken "Çiftler gerçekten bu kadar vıcık vıcık mı yoksa bu, bu ikisine özel mi?"dediğinde Yoongi de bu kez susmamıştı kartını koyarken "En son biriyle çift olmanın üzerinden o kadar uzun zaman geçti ki hatırlamaman çok doğal"dedi. Jungkook ise Yoongi'ye hayran hayran bakarak "Bu laf sokmaları yok mu yeniden aşık oluyorum kaç oldu bu iki yüz altmış iki mi?"dedi, Jin hyung da bıyık altından Yoongi'nin attığı lafa gülerken Namjoon hyung onu dehşet içinde izleyerek işaret etti ve

"Sen!! Sen de mi gülüyorsun? Hangi cüretle? Yüzyıllardır bekar biri olarak herkes bana gülebilir ama sen gülemezsin. Ayrıca bu toplum neden sürekli bir partnere ihtiyacımız varmış gibi davranıyor? Hep aynı bok, okula git, iş bul ve evlen. Nedir hayat? Evlenmeden sonsuza dek yalnız yaşayanlar da vardır ve bu da çok doğal bir oluşum olması gerekirken nedense anormalleştiriliyor"diye bir demeç vermeye kalkışmıştı çoktan. Ona doğru elimi kaldırarak "Çok haklısın şimdi kartını at"dedim.

Tam o sırada Taehyung parmağını yanağıma bastırınca şaşkın şaşkın ona döndüm, o ise işaret parmağıyla yanağımdan ittirmeye devam ederken onun ittirdiği yöne çevirdim kafamı "Napıyorsun Taehyung?"dedim. O ise "Işığa doğru dönünce gözlerin başka bir renkteymiş gibi görünüyor da"dedi, Jin hyung elini alnına vurarak "Çift pijaması giymeniz yetmiyormuş gibi bir de gözlerimin önünde flörtleşiyorsunuz zamane gençleri çok ahlaksız"dedi. Bense ona gözlerimi yuvarlarken "Öpüştük sanki"dedim, Namjoon hyung ise tam o sırada kafama bir yastık fırlattı, bazen gerçekten kendilerini abim sanıyorlardı aramızda birkaç yaş yoktu sanki de on yaş vardı...Oynamaya devam ettik ve kazanan Taehyung oldu, ki inanın bu nasıl oldu hiçbir fikrim yok çünkü oyunun başından beri en kötü oynayan o'ydu...

FingersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin