Olmaması Gereken Bir Ruh Eşi

96 10 175
                                    

*Taehyung'un Ağzından*

Açık penceremin ardındaki güneş gözlerimi alıyordu, hava yine kapalıydı ve yağmur yağacak gibi görünüyordu. Lisenin sonuna gelmiştik ve yılların nasıl da çabuk geçtiğini anlayamamıştım bile, bildiğim tek şey o okuldan nefret ettiğimdi. Lise başladığından beri Jimin ile aramız eskisinden daha soğuk bir hal almıştı, tüm yıllar boyunca beraber ve dip dibeydik, birbirimiz için kavgaya da girerdik ama yine de geçirdiğimiz vakit azalmıştı, Jimin kendini bariz bir biçimde benden geriye çekiyordu.

Bense kendime buna alınmak için vakit verdiğime kızıyordum, evdeki problemlerinin arttığını biliyordum, o tüm bunlarla mücadele ederken onun yanında olamıyordum ve hayatının dışına atılmış gibi hissediyordum. Ona en yakın kişinin ben olduğumu söylese de ben bile ona o kadar uzaktım ki...

Her şeyle tek başına uğraşmak zorunda değildi fakat daima bunun için çabalıyordu ve yaşadığı şeyleri ya çok ayrıntıya girmeden "Yine babamla tartıştık" diyerek ya da "Annemle kavga ettik" diyerek geçiştiriyordu. Üniversite için sınavlara hazırlandığımızdan ise hepimizin kafası biraz uçuktu zaten, okula her gün kararmış göz altlarıyla ve depresif bir şekilde geliyordu.

Ona iyi gelmek en büyük hayalim haline gelmeye başlamıştı, hep ben alıyordum, anlatıyordum ve o beni mutlu ediyordu da ben sanki hayatına hiçbir olumlu etki bırakamıyor gibiydim. Bense hala bir meslek konusunda bir karar verebilmiş değildim, derslerde de çok iyi olduğum söylenemezdi ama elimden geldiği kadar çalışıyordum.

Test kitaplarıyla o kadar yoğun bir ilişki içindeydik ki Jimin ile lisenin son yılında daha da ayrılmıştık. Ben hadi bir şeyler yapalım dediğimde o şuan meşgulüm diyordu, genelde onu arayan ya da mesaj atan, kapısına gidip çağıran bendim ve bunun da aramızdaki bir sıkıntı olduğunu düşünmüyordum. Fakat beni sürekli ama sürekli geçiştirmesiyle beraber kalbim her gün biraz biraz parçalanıyordu, gerçekten ders çalışsa bile bana, istese ve yeterli değeri verse vakit ayırabileceğini düşünüyordum.

Ki birçok kez bana kütüphaneye gideceğini ve beraber olduğumuzda çalışamadığını, dikkatinin çabuk dağıldığını ya da geyik yaptığımızdan dersleri salladığımızı söylediğinde, onu kütüphaneye giderken değil de parkta ya da diğer mekanlarda görüyordum. Apaçık benden uzak durmaya çalışıyor ve direkt buluşmak istemiyorum seninle demek yerine bu tür şeyler söylüyordu, ki bu söyledikleri doğru olsaydı ve bana yalan söylememiş olsaydı bile bunlar bana kırıcı geliyordu.

Bense çok daha sessiz ve içine kapanık biri haline gelmiştim, mezuniyet balosuna ne o ne de ben katılmamıştık, kep törenine ise ortak bir kararla katılmıştık ama ondan sonrasında da keşke katılmasaydık demiştik çünkü okulda da sadece birbirimizi seviyorduk. Üniversite sınavına kadarsa mezuniyetten sonra hiç buluşmamıştık ve bu bana çok ağır geliyordu, sonuçta lanet evi birkaç adım ötemizdeydi ve birlikte ders çalışabilirdik sessizce benim ya da onun odasında kendi köşelerimize çekilip soru bankalarımıza gömülebilirdik.

Ama o bunu tercih etmiyordu, bense ona daha fazlasını sormaktan ya da zorlamaktan korkar hale gelmiştim çünkü genellikle tersliyordu beni ya da hassaslaşmaya başlıyor ve gözleri doluyordu. Bir şeyler çok yanlıştı yemin ederim bunu biliyordum ama bana gelip anlatmadığı sürece hiçbir şey yapamazdım ki, tüm gün ders çalışıyordum ve büyükbabam ya da büyükannem Jimin'i sorduklarında omuz silkiyordum. Bana meslek konularını açtıklarında ise büyük bir sıkıntıya giriyor ve hala ne istediğimi bilmediğimi onlara söylüyordum, buna çok kızmıyorlar ama sürekli bana yeni meslekleri tanıtma çabasına girişiyorlardı.

Bu şirin bir çaba olduğu için beni sinirlendirmiyordu ama her seferinde her mesleği reddetmek benim açımdan yorucu olduğu kadar onların gözünde de nasıl göründüğümü merak eder hale geliyordum. Benim işe yaramaz ve kararsız bir ahmak olduğumu düşünüyor olabilirlerdi, bunu bana asla söylemezlerdi ama yüzlerindeki sıkıntılı ifadeyi ne zaman yakalasam tam olarak böyle hissediyordum. Onlara yük olmak istemiyordum ama gerçekten ne yapacağımı da bilmiyordum, bu yüzden buna rağmen sıkı çalışıyordum.

FingersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin