Onuncu Bölüm - Veda

122 28 12
                                    

Herkese merhaba! Kaybolanın Affı yeni bölüme hoş geldiniz! Çook uzun bir bölüm sizi bekliyor hepinize iyi okumalar, lütfen arada bana paragraf arası yorum bırakmayı unutmayın! 🖤

YunusEmreKayaoglu bu bölümün ithafı sana,keyifle oku! 

YunusEmreKayaoglu bu bölümün ithafı sana,keyifle oku! 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onuncu Bölüm – Veda

Kabullenmek. Güvendiğiniz, inandığınız, bağlandığınız tüm o düşünceleri bir kenara atmak demekti. Belki "asla" diyeceğiniz; belki ihtimal vermeyeceğiniz şeyleri kabullenmekti. Zordu.

Mir'in söylediği her bir kelimeyi reddetmek istiyordum. Bu ona olan inancımı sorgulamak değildi, bu tüm dünyaya karşı olan inancımı sorgulamaktı. Bir insanın sonsuza kadar yaşaması nasıl mümkün olabilirdi ki? Kendini öldürüp de hayata dönmesi nasıl mümkün olabilirdi? İnsan ruhunun reenkarnasyonu nasıl mümkün olabilirdi?

Odamın penceresini araladıktan sonra perdeleri sıyırıp ardıma taşan soğuk havayı içime çektim. Henüz annem ve babam eve gelmemişti, buna rağmen kapımı kilitlemiş ve kendimi odama kapatmıştım. Mir'in söyledikleri arasında en gerçek olanı Alcinous'un varlığıydı. Kim olduğunu, ne istediğini bilmiyor olduğum bu adamın tehdidi son zamanlarda gerçek olan tek şeydi.

Arkadaşlarımı aramak ve onlara her şeyi anlatmak istiyordum ama Rüya'yla konuştuğumda o güne dair hiçbir şey hatırlamadığını çok net belli etmişti. Anıları her nasıl yok olduysa, aklını bulandırıp kötü görüntüleri ona hatırlatmak istemiyordum. Tek başıma altından kalkamadığım bir yükü inatla sırtlamaya çalıştığım aşikârdı. Arkadaşlarımın yanı sıra aileme de anlatabileceğim hiçbir şey yoktu. Bana inanmalarını nasıl bekleyebilirdim ki? Dile getirmeye korktuğum düşüncelerime ben bile inanamıyordum.

"Seninle konuştu mu?"

Arkamdan gelen sesle birlikte açtığım pencereyi kapatarak yatağımın kenarına oturdum. Dönüp bakmama gerek yoktu, son zamanlarda oldukça tanıdık olan bu ses Ceset'e aitti. Ve ilk karşılaştığımız gece olduğu gibi lambamın yanında, yerde, oturduğuna şüphe yoktu.

"Mir'den mi bahsediyoruz," diye sordum gözlerimi kapatıp kendimi yatağa sırtüstü bırakırken.

"Evet, Koruyucu," dedi Ceset.

"Koruyucu mu?"

"Ölü olmanın güzel yanlarından biri," dedi ve ekledi. "İnsanların bilmediği birçok şeyi öğrenebiliyorsun."

Bunun neden güzel olduğunu sorgulamadım. Çünkü bana göre çaba sarf etmeden öğrendiğin bir bilgi hiçbir amaca hizmet etmiyordu. Tırnaklarınla kazıyarak öğrenmedikçe bir bilgiyi ne kadar aklında tutabilirdin ki?

"Aklını ben bulandırdım," dedi Ceset. Sesi artık daha yakından geliyordu.

Küçük bir tedirginlikle gözlerimi araladığımda yanımda diz çökmüş bir şekilde yatağa yaslandığını ve iri gözlerini üzerime diktiğini fark ettim. Beni kâbuslara sürükleyen o korkunç görünümünün aksine oldukça güzel bir kadın olarak gözlerimin içine bakıyordu.

Kaybolanın AffıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin