On Yedinci Bölüm - İskenderiye Kütüphanesi

49 6 2
                                    

Hepiniz aradan uzuuuunca zaman geçse de Kaybolanın Affı'nın yeni bölümüne hoş geldiniz! Lütfen okurken bana birkaç paragraf arası yorum bırakmayı unutmayın. Keyifli okumalar... ❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

On Yedinci Bölüm – İskenderiye Kütüphanesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

On Yedinci Bölüm – İskenderiye Kütüphanesi

Titreten soğuğa gök gürültüsü ve şimşekler eşlik ediyordu. Başımı camdan dışarı çevirdiğim her an akıp giden yolun kenarına atlayıp kendimi kurtarmanın bir yolunu bulmak istiyordum. Ancak bakışlarım arabanın içine döndüğünde soğukkanlılıkla radyodan yükselen caz müziği dinleyen Alcinous'tan kaçmamın hiçbir yolu yokmuş gibi hissediyordum. Beni nereye götürdüğünü ve ne yapmayı hedeflediğini deliler gibi merak etsem de onunla bir "sohbet" başlatmak hiç de içimden gelmiyordu. Sadece beklemeli ve bildiğim her şeyi bilmiyormuş gibi yapmalıydım. Ondan kendimi korumanın tek yolu buydu, üstelik şanslıysam 21 Aralık gecesi bir Sonsuz olmak yerine ölüp kendime birkaç uzun yıl daha kazandırabilirdim.

Mir'le sohbet ederek geldiğimiz yolları sessiz bir şekilde dönerken kollarımı birbirine sarmış arka koltukta oturuyordum. Klimanın bunaltıcı sıcağı yerine dışarıdaki soğuk havayı tercih edeceğimden yanımdaki pencereyi sonuna kadar indirmiştim ki bu hareketime ne Alcinous ne de şoför yorum yapmıştı. Kendimi görünmez hissettiğim anlardan birindeydim...

Gözlerim takip ettiği yoldan ayrılmadığı sürece birkaç dakikalığına kapanıyor ve her açıldığında kendimi farklı bir yerde hissetmeme sebep oluyordu. Sırtımda ve başımda hissettiğim ağrının da beni uykuya itmek konusunda büyük yardımı olduğunu inkâr edemezdim. Her nereye gideceksek çabucak gitmeyi ve ne olacaksa çabucak olmasını istiyordum. Neyse ki Alcinous da benim kadar sessizdi. Ormanlık yolun aksine taştan duvarlarla gizli bir villanın garajına girdiğimizde derin bir nefes alıp gülümsedi.

"Evime hoş geldin Theona," dedi kapısını açıp inerken. Tiksinir bir ifadeyle arkasından baktığım sırada benden hızlı davranıp yanımdaki kapıyı inmem için araladı. "Umarım yolculuk iyi geçmiştir."

"Bu gerçekten umurunda mı," diye sordum arabadan inip etrafıma bakarken.

İçinde bulunduğumuz garajın duvarları simsiyahtı ve az önce indiğim arabanın yanı sıra farklı modelde siyah iki araba daha vardı. Hemen karşımızdaki duvarın solunda evin muhtemel girişlerinden birine açılan bir kapı ve taştan kısa merdivenler dikkatimi çekti.

Kaybolanın AffıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin