Nowa araştırma ekibini ve yaptıklarını öğrendikten sonra biraz yeşil ev kampında vakit geçirirken birazda tarla-bahçe işlerinde kendilerine yardım ederken aniden kampa arabayla biri geldi ve gözcülere kapıyı açmasını söyledi açıkçası bizler böyle bir dünyada herkesi kolay kolay içeri alacak birileri deildik ama adam gerçektende çok telaşlı görünüyordu onu içeri alınca arka koltuktan yarı çıplak ve heryeri yaralar ile kaplı birini çıkarınca başta baygın olanı zombi sandım fakat yanindaki adam,onu bu hale maykçıların getirdiğini söyledi ve hemen revirin yerini sordu.
Kampın doktoru hastayı revire götürür iken bizde adamı kadir abinin evine götürdük ve biraz sakinleşmesini sağlayıp su verdik suyunu içtikten sonra adam konuşmaya başladı "Ben yasin arkadaşımın ismide sedat güneybatı tarafındaki küçük bir insan topluluğuyla yaşıyorduk, birgün yiyecek bulma umuduyla üç kişi birlikte etrafı gezinirken her tarafı sprey boya ile maykçılar yazan binalar görünce önce bi tedirgin olduk fakat etrafta kimse olmayınca yolumuza devam ettik fakat devam ettiğimize bin pişman olduk. Etrafı binalar ile kaplı olan bi şehir meydanında ağaç kütüklerinden yapılmış 5metre uzunluğunda devasa bir piramit görünce burada birilerinin olduğuna tamamen inanıp "kimse varmı" diye bağırmaya başladık o anda aniden etrafraki binalardan zombilere benzeyen insanlar çıktı,kıyafetleri toz toprak içinde ve paramparçaydı ayrıca kız - erkek ayırmaksızın hepsinin kafasındaki saçlar kökünden kazıtılmıştı.kadınların üstünde pantolon ve birer gömlek vardı, ama erkeklerde yalnızca bi pantolon vardı ama birşey diyeyimmi üstlerindeki korkunç yaraları ve çizikleri asla unutamam herbirinin bedeninde
bazıları eski bazılarıda yeni olmak üzere birçok yara ve çizik vardı ama içlerinden birisi diyerlerinden farklıydı diyerlerinin erkeklerin aksine bunun siyah bi gömleği ve bi motorcu ceketi vardı ayrıca belindeki silah kemerindede muşta, tabanca,maçeta gibi silahları vardı son olarakta alnında kesikler atılarak yazılmış belirgin bir mayk yazısı vardı. O adam yanımıza gelip nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi, ne aradığımız gibi sorular sorduktan sonra bizi bi eve kapatıp 20-25 dakika sonra yanınızdaki arkadaşımız yusufu dışarı götürdüler. Yusufu götürdükten 2 dakika sonra dışarıdan yusufun acı dolu çığlıkları heryeri sarmıştı ne olup bittiğini anlayamıyor kapısı kilitlenmiş odada öylece durmaktan öteye bi hareket edemiyorduk. Tahtalar ile kapatılmış camlar arasında bir boşluk açıp dışarı baktığımızda yusufun bedenine kendilerine açtıkları gibi yaralar açmış saçlarını kesiyorlardı. Bir anda yusuf direnmeye baslayınca bedenine çizikler atan adam yusufun direnmesiyle oluşan o öfkesiyle bıçağı karnına saplayıp yusufu oracıkta öldürdü.
Biz dehşetle olanları izlerken aniden odaya üç maykçı girip salihi yaka paça dışarı çıkardılar onlara direnmeye çalıştık fakat buna fırsat bile vemediler beni tek bir yumruk darbesiyle yere devirdiler ben ağzım kan içinde yerde yatarken bana bunun bizim iyiliğimiz için yaptığını söyleyip sedatı götürüp kapıyı kilitlediler, o anki bi öfkeyle odadaki zar zor ayakta duran mobilyaları yere devirirken aniden yere düşen metal bi çanta görünce hemen onu açıp şaşkınlık ve heyecan karışımı bi duyguyla çantadaki eski tabancanın şarjörünü değiştirip kapıyı kırıp önüme çıkan silahsız maykçıları öldürüp çizikler ve derin yaralarla kaplı salihi sırtıma alıp bulduğum ilk arabayla buraya geldim ve sonrasınıda biliyorsunuz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOMBİ ŞEHRİ
Science Fictionisimleri emir ve hamza olan iki arkadaş birgün okuldayken başlayan zombi salgını ile şoke olurlar, bi anlık hata yüzünden okuldan kaçan insanların gerisinde kalıp okulda mahsur kalırlar