Multi alıntı .
Selaaam ! Uzun bir aradan sonra seveceğinizi düşündüğüm bir bölümle karşınızdayım :) Dünya zaten oldukça komplike bir yıl geçiriyorken , sizi bu sıkıntılardan uzaklaştırmasını umduğum bir bölüm yazmak istedim. Bölüm sonunda bir yakınlaşma sahnesi var , okumak istemeyenler direkman atlayabilirler bölüm sonunu . Sahnenin ne zaman geldiğini anlarsınız zaten fjajsmcnnd
Bu arada eminim duymaktan sıkılmışsınızdır ama bir de ben söylemiş olayım . Lütfen kendinize dikkat edin ve kapalı alanlarda bulunmayın. Kimseye 1.5 metreden fazla yaklaşmamaya özen gösterin. Maalesef covid19 bize bu mesafeyi zorunlu kılıyor. Korkulacak bir şey olduğunu hiç düşünmüyorum sadece sevdiklerimiz ve kendimiz için biraz tedbirli ve temiz olsak yeter . Hastalığı olanlara acil şifa diliyorum . Umarım dünyaya daha fazla zarar vermeden virüsün çaresi çabucak bulunur.
Umarım bölümü beğenirsiniz , Barış'ın gülüşü kadar güzel kalın :) İyi okumalaaar !
''Çok yavaş yapıyorsun ,'' Başımda dikilmiş , kafamı yarım saattir ütüleyen bir Ömer William İplikçi karşısında pes ederek ellerimi havaya kaldırdım . ''Çok biliyorsan kendin yapmaya ne dersin ?'' Ömer gözlerini devirirken elimden salata kurutan aleti aldı . Hızlıca çevirmeye başladığında , gücüyle gerginleşen kol kasları bakışlarımı kaçırmama sebep oldu . Yüzünde kendini beğenmiş bir gülümseme vardı . ''Hulk olduğumu fark etmiş miydin ?''
''Ah ,'' dedim yapmacık bir üzüntüyle . ''Fark edememek benim aptallığım .''
Elindekini tezgaha koyarken ''Yapmadığım tek şey yemek kızıl kafa ,'' dedi bilmiş bir şekilde . ''Dikkat edersen yapamadığım değil yapmadığım diyorum . İstersem öğrenirim ama bunu da bana yüklemezsin değil mi ? Aç kalacağımızdan korkup bir de bununla uğraşmak istemiyorum .''
''Kendini övmek konusunda fazla konuşkansın , bunu daha önce hiç fark ettin mi ?'' diye sordum alayla . Buna karşılık masumca omuz silkti . ''Sadece gerçekler, güzelim .'' Bana göz kırptıktan sonra tezgahtan ayrıldı ve evdeki yanlışlıkla bozduğu televizyonun başına gitti . ''Hulk şimdi bunu da tamir edecek .''
Kafamı iki yana sallayarak kıkırdadım . Eve geleli daha sadece 2 gün olmuştu ve bir şeyler bozulmuştu bile . Ama mental olarak bana fazlasıyla iyi geldiğini söyleyebilirdim . Onunla aynı evde yaşamanın ne kadar huzur verici olduğunu unutmuştum ve ait olduğum yere dönmek inanılmaz hissettiriyordu.
Şu ana kadar kavga etmemiş olmamız garipti . Ufak tefek inatlaşmalar dışında can sıkıcı bir şey olmamıştı . İki gündür kahvaltıda aynı gündüz programını izliyorduk ve Ömer 'in yorumları o kadar komik oluyordu ki günün eğlenceli saatleri bizim için erken başlıyordu .
Kurutucudan çıkardığım marulları hızlıca keserken arkadan gelen homurdanması gülümseme sebep oldu . ''Holy shit,'' Ah , o aksanı yok muydu ? Konuşmasını saatlerce dinleyebilirdim .
''Zorlanmaya mı başladın Tamirci Manny?'' Ona yeni nesil bir çizgi film karakterinden yaptığım benzetme yüzünü buruşturmasına sebep oldu . ''Ha ha ,''
''Bu televizyonun nesi var anlamıyorum ki ?'' dedi sinirle . ''Yavşak bir kablonun bu kadar işe yaraması çok saçma.''
''Senin onu 2 günde bozman daha saçma ?'' Üste çıkışıma karşı gözlerini kısarak bana bakarken ''Sabah programı izleyemezsek gelip bana yalvarma sonra .'' diye komik bir tehdit ortaya attı .
Ona karşı genişçe sırıttım. ''Her şey hazır , yemekten sonra devam edersin.''
Salatayı masaya koyduktan sonra , hazırladığım şeylere gururla baktım . Bu akşam yemekte balık vardı. Ömer in canı o kadar çekmişti ki dışarıdan balık alıp geldiğinde yüzünde gördüğüm hevese karşı çıkmak imkansızdı . Benim için balıkları o ayıklamıştı , bense sadece una bulayıp , kızartmıştım .