2.Bölüm

2.5K 208 86
                                    

"Defne şu sıralar bir yayınevinde çalışmaya hazırlanıyor," diye konuşmayı bana çeviren Batu, gerginlikle didiklediğim yemeğimden konuşmamak için bir lokma almama sebep oldu.

"Öyle mi ?" Ömer 'in ilgili sesi kulağıma geldiğinde çekinerek bakışlarımı ona çevirdim. Gözleri dikkatle bana bakıyordu , sanki gerçekten merak ediyormuş gibiydi .

Kafamı olumlu anlamda salladım ve konuşmaya başladım. Eğer daha fazla susarsam bu durum Batu'nun gözüne batacaktı. "Birkaç ay önce son senesinde dondurduğum üniversite eğitimimi tamamladım. Yani çok büyük bir iş değil , sekreterlik gibi bir şey ama zaten bir anda editör falan olamazdım."

"Sekreterlik gibi bir şey derken ?" Her konuştuğunda midemde bir şeyler oluyordu. Ağzıma bir lokma daha atarken ağır ağır çiğnedim. Bu sırada Batu konuşmayı devraldı. "Editörlerden birine yardımcı olacak , sadece işle ilgili şeylerde ."

Ömer hafif bir tebessümle başını salladı , "O zaman kitap okumayı seviyorsun ?"

Bu sorunun cevabını zaten çok iyi biliyordu. Bana kütüphanesini gösterdiği , sırayla kitap okuduğumuz gece ikinci defa öpüşmüştük .

"Evet," dedim cılız bir şekilde. "Çok seviyorum."

"Şu sıralar önüne gelen kitap basıyor ," dedi bu sefer gayet ciddi , hiç alay veya ima barındırmayan bir sesle . Gerçekten sohbet ediyor gibiydi , herhangi alttan bir mesaj yoktu.

Açıkçası , fazlasıyla şaşkındım. "Gerçekten öyle , basılmasın demiyorum ama daha nitelikli kitaplar biraz daha öne çıkarılabilir." diye kaıldı Batu .

Boğazımı temizlerken "Herkese şans vermeye çalışıyorlar ," dedim yemeğime bakarak. "İnsanların ilgileri çabuk değişiyor . Kendilerini zorlayacak olan kitaplardan artık pek de hoşlanmıyorlar. Bu yüzden yeni yazarlara , güncel şeylere de ihtiyaç var ."

Ömer düşünceli bir ifadeyle gözlerini kıstı ve "Eski kitapların Türkçe'ye çevrilmiş hallerini okuyabilirler . Böyle çok az örnek var ," dedi . "Yayınevlerinin yaptığı şey kolaya kaçıp , popüler olanla işi kurtarmak ama eğer eski kitapların dilini daha Türkçeleştirirlerse belki de zorlanacak olan kesimi de kazanacaklar ."

4 sene sonra onunla böyle konuşmak çok garipti ve çok değişik hissettiriyordu . Yine de bana böyle davranması sebepsizce canımı yakmıştı . Sanki aramızda hiçbir şey yaşanmamış gibi benimle sohbet ediyor , Batu'yla ilişkimize gayet ılımlı yaklaşıyordu. Kendimi aptal gibi hissettim.

Batu sohbeti devam ettirirken , ben çoktan sessizliğime gömülmüştüm bile . Sadece yemeğimle oynuyordum .

İkimizde birbirimize çok tanıdıktık ama aynı zaman da çokta yabancı gibiydik.

Ömer'i her zaman arkadaşlarıyla gördüğümde gayet komik ve sohbet etmesi keyifli bir adam olarak görmüştüm . Değişik ve zekice yorumlar getiriyordu ve durup durup bütün o grubu güldüren insan tipinden biriydi . Yine bütün ağırlığını koruyordu ama bir şekilde çok keyifli oluyordu işte .

Bu huyunun hiç değişmediğini fark ettim.

Batu'yla sohbetinde hiç kesikler ya da sessizlikler olmuyordu. Karşısındakini dinliyor ve gerçekten farklı yorumlarıyla düşündürüyordu . Onunla sohbet etmekten her zaman keyif almıştım.

Batu'nun arka odadan telefonu çaldığında sohbetleri bölündü ve "Ah," dedi nişanlım sitemkar bir şekilde . "Şu proje işi için Okan'a dönmeyi unuttum. Affedersiniz," Masadan kalktığı anda gerginliğim sanki mümkünmüş gibi daha da tavan yaparken bakışlarımı yemeğimden ayırmadım.

"Tabakta altın falan mı arıyorsun ?" Alaylı sesi kulağıma geldiğinde , taviz vermeden kafamı tabağa adeta gömmeye devam ettim . Tespitinde haklıydı , yemekten bu kadar başımı kaldırmamamın başka bir açıklaması olamazdı .

Birkaç saniye sessizlikten sonra "Gerçekten sevdiğin şeyi yapmana sevindim," dedi duygusunu çözemediğim bir sesle .

Yutkundum. "Teşekkür ederim.

"İstiyorsan incelemen için sana kütüphanemden birkaç kitap getirebilirim." Söylediği şey sabrımı taşıran son damla olurken başımı kaldırdım ve gözlerinin içine baktım . "Neden böyle davranıyorsun ?"

Kaşlarını o her zamanki üstten tavrıyla kaldırdı . "Nasıl davranıyorum ?"

"Tam olarak böyle ," dedim öfkeyle .

"Tam olarak nasıl davranıyorum Defne ?" diye üzerime geldiğinde birkaç saniye gözlerimi kapattım. Pürüzlü sesinden ismimi duymak beni öyle bir sarsmıştı ki nefes almakta zorlanıyordum.

"Sanki hiçbir şey olmamış gibi ," dedim gözlerimi açarken . "Yakınlarımda olman ve böyle davranman beni inanılmaz rahatsız ediyor . Lütfen uzak dur benden."

Gözlerine alay dolu bir ifade yerleşti ve dikkatle beni inceledi. O kadar ciddi ve gözlerini ayırmadan bakıyordu ki huzursuzca kıpırdandım. "Nasıl davranmamı istiyorsun ?" diye sordu. "Sikik ilişkimizi Batu'ya mı anlatayım ? Eğer bunu istiyorsan sorun değil , salona geri geldiğinde anlatırım ama bunu istediğini sanmıyorum." Birkaç saniye durakladıktan sonra devam etti . "Seni bilmiyorum ama burda olmaktan ve seninle normal bir şekilde konuşmaktan rahatsız olmuyorum. Geçmişi değiştiremem ama geleceğine sıçmak gibi bir niyetim yok. Buraya Batu çok ısrar ettiği ve kabul etmeden beni bırakmayacağı için geldim."

Duygusuz sesi kulağımda yankılanırken söyledikleri kalbimi kırdı . Sikik ilişkimiz , demesi kalbimi kırdı . Geçmişi değiştiremem , demesi kalbimi kırdı .

Gözlerimin dolduğunu hissediyordum . Bu kadarı benim için çok fazlaydı . Yaşlı gözlerimi fark ettiğinde dudaklarından güler gibi bir ses çıktı. "İki kere yüz yüze geldik ve ikisinde de ağlıyorsun ."

"Bir daha seni görmek istemiyorum," Söylediklerini duymazdan gelip , sesim titreyerek söylediğim şeyi hiçte umursamış gibi gözükmüyordu.

"Artık ben nişanlının sıradan bir arkadaşıyım, bu kadar duygusal davranmana gerek yok."

O kadar duygusuz ve aslında o kadar mesafeliydi ki üşüdüğümü hissettim . "Haklısın," dedim yaşlı gözlerime ellerimle hava yaparken . "Sadece seni görmek , bana yaşattığın korkunç şeyleri hatırlattığı için böyleyim."

"Unutsan iyi olur," dedi ve içkisinden büyük bir yudum aldı . "Kendine yeni bir yol çizmişsin zaten , devam et."

"Ediyorum," Gözlerinin içine baktım.

O da benim gözlerimin tam içine gözlerini dikti ve içimi titreten bir sesle , üzerine bastırarak "Görüyorum." dedi.

Görüyorum, işte bu o kadar da umursamaz değildi.

Batu'nun gelmesi konuşmamızı bölerken , nişanlım "Çok pardon ," dedi samimi bir mahcubiyetle . "Ömer , bu arada arkadaşım olan emlakçı aradı kardeşim. Sitedeki ev hazır , istediğin zaman alabilirsin."

Söyledikleriyle elimde ki çatalı sertçe bırakırken "Sitedeki ev ?" diye sordum.

"Ömer bizim sitede ev bakıyordu da , onun için güzelim."

İşte şimdi sıçtın Defne , her şey onunla komşu olmanla başlamadı mı zaten ?

"Öyle mi ?" dedim Ömer 'e dönerken. Bakışlarım meydan okuyor gibiydi . Öfkelenmiştim . Az önce yüzüme acımasızca söyledikleriyle , yaptığı şeyler hiç uyuşmuyordu.

"Öyle," dedi gülümseyerek . "Baya güzel site."

Kaşlarımı kaldırdım ve "Anladım," dedim alayla. "Çabuk karar veriyorsun."

Soğuk gözlerini gözlerime dikerken , yüzünde yine buz gibi bir gülümseme vardı . Söyledikleri şeylerse her zamanki gibi fazlasıyla can yakıcı ve manidardı ;

"Çabuk karar veriyorum ama şu ana kadar hayatımda sadece bir tane pişman olduğum kararım var."

Fırtına 2 - VaveylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin