1.BÖLÜM. "NANELİ SAKIZ: BAŞLANGIÇ"

1.6K 104 72
                                    

Sadece 5 dakika bile beklemiş olsa da elleri ve yüzü çoktan kızarmıştı. Kış ayında durak da Otobüs beklemek bihayli zordu. Ellerini ceplerine koydu. Kısa bir süreliğine etrafına bakındı. İstanbul tüm zerafeti ile karşısındaydı. Bir şehir'e beyaz, en çok İstanbul 'a yakışmıştı.

Derin bir nefes aldı ve montuna iyice sarıldı. Çok üşümüştü. Acilen yurd'a gitmesi gerekiyordu.

5 dakika nın ardından tıklım tıklım dolu bir Otobüs yaklaştı durağa. Hiç vakit kaybetmeden bindi otobüs'e. Biner binmez sıcak hava çarpmıştı yüzüne. Cebinden akbilini çıkardı ve gerekli yere tutup ödemeyi yaptı.

Yavaşca arkalara doğru ilerlerken ani bir drift sesi ile dengesini kaybetti ve tutunduğu yeri yanlışlıkla bırakınca önündeki genç adamın kucağına düştü.

Otobüs ani bir fren ile dururken ikiside şaşkınca birbirine bakıyordu. Genç kız aniden genç adamın kucağından kalktı. Başını öne eğdi ve "Özür dilerim. İsteyerek olmadı."dedi. Gözünün önüne düşen bir tutam turuncu saçını kulağının arkasına attı yutkunurken.

Otobüs yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Genç adam "Sorun değil."dedi. 3-4 dakikanın ardından otobüs tekrar sarsılınca genç kız tekrar düşer gibi oldu. Genç adam bakışlarını tavana dikti. Daha sonra ayağa kalktı ve genç kızı kolundan tutarak "Geç şuraya sakar kız."diyerek yerine oturttu. Biraz hızlı hareket etmişti.

Kız başını öne eğdi. Utanmıştı. Genç adam kızın bu haline tebessüm etmeden edemedi. Kızın bu tatlı utanması hoşuna gitmişti.

Yarım saati aşkın otobüs yolculuğu hâla devam ediyordu. Birkaç durakta birçok insan inip binmişti. Genç kızın yanın da oturan yaşlı bayan kalktığın da genç kız ona yer veren genç adam'a baktı ve yanındaki boş yere iki kere vurarak yanına çağırdı.

Kız şuan o kadar tatlı duruyordu ki genç adam sırıttı. Yavaşca kızın yanına gitti ve oturdu. Sadiseler saniyeleri, saniyeler dakikaları kovalarken ikisinin de canı sıkılıyordu.

Genç kız iyice bunalmıştı. Camdan dışarıyı izlerken kucağındaki sırt çantasının fermuarını açtı ve içinden naneli sakız çıkardı. Abartmamaya özen göstererek yavaş yavaş çiğnemeye başladı.

Saniyeler usulca geçerken genç adamın burnuna müthiş bir nane kokusu geldi. Çaktırmadan genç kıza baktığın da sakin bir şekilde sakız çiğnediğini gördü.

Kış güneş'i camdan hafifçe vuruyordu genç kızın yüzüne. Turuncu saçları hafif hafif vuran güneşle parlıyor, kiprikleri yine vuran güneşle resmen hayata meydan okuyordu.

Genç adam derince bir nefes alıp Nane kokusunu içine çekti. "Acaba başka Naneli Sakız var mı? Canım çekti de."

Genç kız önce anlamasa da başını salladı. Çantasını geri açtı ve bir tane daha Naneli Sakız çıkardı. Çekinerek sakızı uzattı genç adam'a. Genç adam ise hafif bir tebessümle sakızı genç kızdan alıp teşekkür etti.

Genç adam sakızı pakedinden çıkardı ve ağızına atıp usulca çiğnemeye başladı. Aradan saniyeler geçmeden genç adam kıza elini uzattı. "Gökdeniz ben."

Genç kız şaşkınca genç adam'a, yani Gökdeniz'e baktı. Bu kadar tesadüf insan' a tuaf hissettirmişti.

Yavaşca Gökdeniz'in elini tutu ve hafifçe sıkarak "A-Aydeniz."dedi.

Şaşkınlık ikisinin de bedenine nüfuz ederken birbirlerine bakıp aynı anda gülümsediler...

Konu konuyu açıyordu. Aydeniz büyük bir heycanla "Yaş kaç?"diye sordu. Gökdeniz gülümsedi ve "23"dedi. Aydeniz de gülüp "O zaman Üniversiteye de gidiyorsun?"diye sordu. Yavaşca başını sallayan Gökdeniz "İstanbul Fakültesi Edebiyat Öğretmenliği 2.sınıf." dedi.

...NANELİ_SAKIZ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin