Multi meyda: Aydeniz Bulut ve Gökdeniz Arslan. (Nilsu Berfin Aktaş, Ayberk Serin)
︎▪︎▪︎▪︎
AYDENİZ BULUT...
Bardaktan son yudum suyumu da içtikten sonra Gökdenize baktım. O da bana baktı. Hafifçe gülümsediğimde "Hazırsan gidelim?" diye sordu. Başımı onaylarcasına salladım.
Önünde ki peçeteye uzanıp ağızını sildi ve bana baktı. Yavaşca ayaklandım. Çantamı sandalyenin arkasında asılı olan yerden aldım ve açıp içinden cüzdanımı çıkardım.
"Koy onu yerine."
Bakışlarımı Gökdenize çevirdiğimde dik dik bana bakıyordu. "Şey... Sadece borçlu kal-"
"Güzelim saçmalama."
Sesi uyarırcasına sert çıkmıştı. Ona bakarken "Hadi çantanı al da gidelim. Ayrıca bana öyle bakmayı da bırak." dedi. Bakışlarımı çantama sabitleyip "Peki."dedim. Elimdeki cüzdanı çantama sokuşturup , çantamı da sırtıma aldım.
"Gökdeniz gidiyor musun?"
Arka tarafımdan gelen sesle arkama döndüm. Kahve rengi saçlı hafif uzun boylu biri bize yaklaşıyordu. "Evet gidiyoruz."dedi Gökdeniz. Genç çocuk başını sallarken bana baktı. Elini uzatıp "Akın."dedi. Gülümseyip uzattığı elini tutup "Aydeniz."diye mırıldandım.
Güldü ve Gökdenize bakarak "Siz ikiniz çok uyumlusunuz."dedi. Ne diyeceğimi bilemediğim için Denize baktım. Ama o keyif alır gibi ellerini ceplerine koymuş bize bakıyordu. Bir şey demeden elimi Akının elinden çektim.
Ayak üstü 3-4 dakika sohbet ettik. Daha sonra ise Akınla vedalaşıp Cafe Namasteden çıktık. Karşı tarafa geçemeyw yeltendiğimde Gökdeniz koluma dokundu. "Saat geç oldu. Ben seni bırakırım." dedi. Başımı onaylarcasına salladım. Elini belime yerleştirip beni siyah lüks bir arayaba yönlendirdi.
▪︎▪︎▪︎
"Sağa dönüp ilerleyeceksin biraz... Evet evet düz devam... Şu yan sokağa gir... Tamam şurada bıraksan olur. Şimdi biri görüp de söz falan etmesin."
Gökdeniz tarifimin üstüne beni yurduma kadar getirdi. Köşede bırakmasını istediğimde ise başını sallayıp yurdun 10-15 metre gerisine çekti arabayı. Arabayı durdurduğunda ona baktım.
Derin bir nefes alıp "Ayak üstü bir Görkemle konuştum."dedi. Konunun işle ilgili olduğunu anladığımda emniyet kemerinin izin verdiği kadarıyla biraz daha ona döndüm. "Yarın okuldan sonra geçersin Cafe Namasteye. Gider gitmez kaydını yaptır, sigortanı tamamlasınlar. Daha sonra da çalışma günlerini ayarlarsın. Duruma göre yine haberleşiriz."dedi. Hevesle başımı salladım. Galiba fazla hevesli sallamıştım ki Gökdeniz bana Gülerek bakıyordu.
İstemsisce dudaklarım yukarı kıvırlırken, Gökdeniz kenetlenmiş bir şekilde gözlerime bakıyordu. Hoş benimde ondan bir farkım yoktu. Gözlerimi zar zor siyaha yakın gözlerinden ayırdım ve boğazımı temizledim. Yerimden biraz dikleşip kolumda ki saate baktım. "Gitsem iyi olacak."
"Tamam."
Ellerim sol taraftaki emniyet kemerinin kilidine gitti. Kilidi açtım ve kacağımdaki çantayı kontrol edip arabanın kapısını açtım. Yavaşca dışarı çıkıp arabanın içine hafifçe eğildim ve "Her şey için teşekkür ederim. İyi geceler." dedim. Gökdeniz de başını salladı ve "İyi geceler." Dedi. Arabanın kapısını kapattım ve kaldırıma çıkarak hızlı hızlı yurda yürüdüm. Bastığım karlarda tuhaf sesler çıkarken montuma daha sıkı sarıldım. İstemsizce aniden durup arkama baktım. Gökdeniz direksiyona yaslanmış beni izliyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/216950116-288-k258906.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
...NANELİ_SAKIZ...
Novela Juvenil(Kitap askıdadır!!) Olur ya bazen gitmek isteriz. Uzaklara...Herkes'den,her şey'den uzaklara... Bize ait bir şey'in olmadığını hissederiz. Kendimizden bile kaçarız. Belkide tükenmişizdir, tüketmişlerdir... Bu hikaye'nin sonunu merak edip duruyoruz...