ON YEDİNCİ BÖLÜM

39 3 5
                                    

Buğra Esen
"Cidden böyle olması iyi mi kanka?" Dedim Görkem'e bakarak. Melodi'yi eve bırakmış,Melih'in yanına gitmiştik. Hala Hana'yla ne yapacağını bilmediği için bizi yanına çağırmıştı.
"Virüs taşımadığı kesin mi kanka?"
Kız Görkem'i anlamış gibi ona bakıp yüzünü buruşturmuştu.
"Hayır,babam baktı."
Melih'in babası doktordu ve kendine ait bir kliniği vardı. O sıra Görkem'in yüzünün düştüğünü fark ettim.
"Ne oldu lan?"
"Asya kafama takıldı kanka..."
Asya'nın yaptığını adilik olarak nitelendiriyordum ama Melodi'nin yakın ve en sevdiği insanlardan olması Asya'yı umursamamıza teşvik ediyordu ama Görkem,benden daha çok umursuyor gibi görünüyordu. Melih farketmiş gibi görünüyordu.
"Hayırdır,niye bu kadar kafa yoruyorsun sen kanka?" Melih bunları deyince Görkem hafif afallamış ama kendine gelmesi çok uzun sürmemişti.
"Kanka güzel kız işte ama gerizekalı."
"En azından sağlıklı iletişim kurabiliyorsunuz." Diyerek yüzüne bir gülümseme yerleştirdi kıza bakarak Melih.
"Sizin aranızda da bir elektriklenme oldu herhalde!" Diyerek işaret parmaklarımı birbirine sürttüm.
"Sanırım..." Diyerek kıza bakmaya devam etti Melih. Kız da ona anlamlı anlamlı bakıyordu.
Kısacası,Ahmet Kural&Sıla bakışması yaşanmıştı orada.
"Kesin öpüşmüştür bunlar." Dedi kulağıma Görkem.
"Çifte kumruları yanlız bıraksak iyi olacak." Dedim gülümseyerek. Hana bana bakarak çifte kumrular kısmını tekrarladı.
"Tanıdık gelen şeyleri tekrarlıyor böyle."
Görkemle birbirimize bakarak yüzümüzü buruşturduk. Melih,birden heyecanlanıp bana döndü.
"Sevdiği bir yemeği yaptı bana,çok da güzeldi."
Bunu dediğinde,Görkem'in gözlerinin büyüdüğünü bakmadan hissedebiliyordum.
"Hangi yemeği yaptı? BTS'li İmam bayıldı?" Öyle deyince,kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Melih de gülüyordu.
"Heceliyorum, 'Bul-go-gi' ama tadı efsane kanka."
"Getir de yiyelim." Diyerek Görkem'e baktım. Ciğer gören kediler gibi bakıyordu Melih'e.
Kafasını sallayarak odadan çıktı Melih.
Yemekleri yemeyi bitirdikten sonra,Melih'in evinden çıktık. Tam arabaya binerken,arabamın camını kıran deliyi gördüm.
"Aha şimdi ***tim belanı!" Diye bağırarak deliye koştum. Omzumdan tutup kendime doğru çevirdiğimde,birden ona acıdım.
"Abi,özür dilerim abi." Eliyle yüzünü kapattığını gördüğümde,elimi omzundan çektim. Görkem,arkamdan koşmuş nefes nefese kalmıştı.
Ayrıca kıyafetleri de eskiydi. Asla insanları kıyafetlerine göre yargılamazdım ama onun o hali içimi burkmuştu.
"Kimsem yok abi,ne olur!"
Görkem'e baktığımda,yüzünün çöktüğünü,kollarını önünde kavuşturduğunu gördüm.
"İsmin ne senin?" Bunları derken,Melodi yanımda olsaydı ne derdi diye düşündüm.
Yazık adama,yiyecek içecek kıyafet al da,hayra gir.
İç sesim ya da Melodi haklıydı.
Ona vurmayacağım güvencesini alınca tekrar elimi omzuna koydum ama bu sefer dostça bir el koyuştu.
Adamın gülümsediğini fark ettiğimde,Görkem de adamın diğer tarafına geçmişti.
"Yakınlarda AVM var mı?" Diye sordum Görkem'e.
"Arabayla gidersek diğer caddede var,hemen varırız."
Görkem,önceden bu mahallede oturuyordu. Annesi hamileyken düşük yapmış, tekrar işe başlayacağı için iş yerine yakın bir yerlerde oturmayı seçmişlerdi. Babası ise annesinin aksine işsizdi. Biraz üzücü bir durumdu ama gayet iyi geçiniyorlardı. Bu yüzden üzülmemize ya da endişelenmemize gerek kalmıyordu.
Arabaya yine zarar verebilir korkusuyla Görkem'le ikisini arkaya oturttum. Ayrıca 2 yıldır aralıksız fitness yaptığı için kaslı ve vurduğunu devirecek biriydi. Bu yüzden ikisinin aynı yere oturmasını istemiştim.
AVM'ye vardığımızda,kapanmasına yaklaşık 2 saat vardı. İlk gördüğümüz kıyafet mağazasına girdik.

Melodi Kızıl
Buğra'lar beni eve bırakalı bir saat olmuştu ve Yeşim'e çoktan konumu atmıştım. Sadece görüldü atmıştı. Bundan ne çıkarmam gerektiğinden emin olmasam da,onu beklemeye başlamıştım.
Tabii Asya'nın öyle yapması beni üzmüştü ama bu kadar da nankörlük yapmış olamazdı,ayrıca kızgındım.
O sıra,aklıma annem geldi. Buğra'yla ikimizi yurda vermek istediği aklıma gelmişti sormak istemiştim ama evde değildi. Kısacası herhangi bir işim olmadığı için bilgisayara geçip oyun oynamaya karar verdim.
Masaya oturduğumda,kulaklığımı çekmeceden alırken,Nilay'ın davetiyesini gördüm.
Pembe,süslü bir davetiye zarfıydı. Açtığımda,yine kendisi gibi pembe bir kağıt gördüm. Hoş,davetiye kağıdı değildi.

BİR KEZ SARILSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin