"KOLLARIMDA ÖLMESİNE İZİN Mİ VEREYİM?"

27 3 2
                                    

"Bela, kişinin sevdiklerinden gelir."

   "Neyse ne işte..."  Utançla söylemiştim bunları. Şaşkındım. Hala ona karşı bir sevgi hissediyordum kızardığıma göre. "Sayalım o halde." Saymaya başladım "5, 10,15..." Gülümseyerek devam etti "20,30,40..." Topladığımızda çıkan sonuç 85'i gösteriyordu. "Emin misin sonucun 100 olması gerektiğinden?"

    "Allah kahretsin! Sadece bizimkilerin haberi vardı bu paradan! Kim..." Devamını bir türlü getiremiyordu. Ben de hiç bir arkadaşım için 'Çaldı!' kelimesini kullanamazdım zaten. "Fırat, sakin olur musun? Bakacağız bir çaresine." "Nasıl sakin olayım Dicle? Küçücük bir çocuk o daha... Kollarımda ölmesine izin mi vereyim?" Durdum ve düşündüm. Sonra aklıma bir fikir geldi. "Bak, toplantı yapalım. Herkesi tek tek sorguya çekeriz. Elbet birisi görmüştür." 

   "Harikasın Dicle. Hadi kalkalım." Yanağıma bir öpücük kondurup kalktı. Ben hala şoktaydım. Fırat Arslan beni öpmüştü! Allah'ım ne olursun rüya olmasın! Yalvarırım olmasın!

    "Dicle, hadi ayakta dikiliyorum bir saattir." Utanmıştım. Anlamasa iyi olurdu. Yanından geçerken elimi tuttu. Çektim. "Dicle, bak gerçekten bilmemen gerekiyor." 

    "Öğrenmek istemiyorum...  Sadece... Biraz zaman ver bana... Düşünmem lazım... Anlarsın ya..." 

   Bir yandan da ağladığım belli olmasın diye önden gidiyordum. Fırat kolumdan tuttu, beni kendine çevirdi ve göz yaşımı gördü. "Biliyordum... kaldıramayacağını biliyordum..." diye mırıldandı. "Kaldırabilirim. Söyleyebilirsin. Eğer ağlıyorsam bunun sebebi bilmiyor oluşumdan..."

   "Öğrenmemelisin. Gerçekten. Hatta senin bile başın belada olabilir." Bunu mırıldanarak söyledi, göz yaşımı sildi ve yanımdan hızla uzaklaştı. "Biz birlikte her şeyin üstesinden gelebiliriz. Niçin söylemiyorsun bana?"

   Durdu ve şöyle dedi. "Seni beladan uzak tutmak için." 

  Ve yürüyüp gitti. Arkasında korkmuş ve meraklı bir kız bıraktı. Aslında bana bir şey olmazdı. Ben Fırat'a bir şey olacak diye korkuyordum. Ve hala neler olduğunu merak ediyordum. Hatta eskisinden daha fazla... Bu işin içine bulaşmaya kararlıydım. Ama nasıl bulaşacağıma dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Kim bilir belki o bela beni bulurdu. Yolda giderken şunları  düşünüyordum:"Bela, kişinin sevdiklerinden gelir."


   



DİCLE VE FIRAT(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin