¤8¤

253 19 2
                                    

Umarım bölümü beğenirsiniz :D Biraz gec geliyo bu bakımdan kusura bakmayın derslerden yazıcak vakit pek bulamıyorum

Keyifli okumalar :D

¤¤¤¤¤¤¤¤

"Sana bu işin daha bitmediğini söylemiştim ucube!"

Bu sesin kime ait olduğunu tahmin etmek pek zor değildi Quicksilver.

Karanlık bir anda dağılırken gozlerimin kamaşmasıyla hızlıca gözlerimi kapadım.

Beyaz odanın içindeyken kapının olduğu tarafı aramaya başladım. Kapının olduğu taraf sadece dümdüz duvar olmuştu.

Içimde panik duygusu dalga dalga beni sararken etraf değişmeye başladı kendimi yeşil bir ormanda buldum.

Kafamı yukarı kaldırmama rağmen ağaçların yapraklarından dolayı güneş gelemiyordu.

Herşey o kadar gerçekçiydi ki....

Yanımdan geçen bir karartı görmemle başımı o yöne doğru cevirdim.

Karartının uçan pembe kanatlı bir kelebek olduğunu görmemle bir an için rahatladım.

Kelebeğin sanal olduğunu kendime sürekli hatirlatmama rağmen onun bir yaprağa konmasıyla elimi ona doğru götürdüm.

Yavaşça elime doğru konup kanatlarını yavaşça çırptı.

Arkamdan gelen sesleri kelebeğe odaklandığım için bir an duyamadim arkamdan gelen tabanca sesinden sonra önündeki ağacım gövdesinde dumanı tüten bir delik bırakınca istemsizce temel bir refleksle koşmaya başladım.

Koşarken yüzüme çarpan dallara aldırmadan koşmaya devam ettim. Etraftaki ağaçlar silahın bıraktığı lazer izleriyle dumanı tüten delikler bırakmaya devam ediyorudu.

Evet, adamların havalı lazer atan silahları vardı.

Ben ise kendi çapımda nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum.

Harika...

En son ağacıda çektikden sonra ayaklarımın altında olan uçurumla geriye doğru sendeledim. Bundan sonrası uçmayı bilenlerin yeri oluyordu. Buda benim için yolun sonu demekti.

Arkamdaki ağaçların hışırtısı artmıştı. Hemen bir şey düşünmezsem işimin bitiğinin temsili olurdu.

En sonunda çalılar aralandığında karşımda gördüğüm makinelere baktım siyah zırh kuşanmış makineler ellerinde duran silahları bana doğru çevirmişlerdi.

Toplam bana çevrilmiş üç silaha bakarken aklıma bunların sadece bir hologram olduğu geldi yani canım yanamazdı.

Yüzümde beliren sırıtmayla onlara baktım

"Bana zarar veremeniz biraz zor s*kik hologramlar"

Bunun üstüne sağ tarafımda kalan robotun silahindan çıkan lazer omuzumun kenarini sığırıp geçti ben şok ve acı karışımı içinde kanayan koluma bakarken tek tepkim

"Ah! Demek ki o kadar s*kik hologram değilmişsiniz" demek oldu.

Gerilerken ayağımın uçurumun dibine gelmesiyle gidecek yerim olmadığını fark ettim. Ne yapıcağımı bilmeden olduğum yerde dikilirken bacağımdan yayılan acıyla dişlerimi sıktım.

Üzerime yürüyen hologram makinelere bakarken ellerim ısınmaya başladı. Ellerime dogru bakınca gülümsedim Scarlet witch den çaldığım güçler hala etkisini yitirmemişti.

Önümde duranın silahını kaldırdığıni görmemle ellerimi ona doğru yönelttim. Ellerimden çıkan kırmızı ışın makineyi parçalara ayrırken yan tarafımda durana döndüm onada aynı şekilde ellerimi yönetmemle parçalanan makinenin sağ tarafı boş bırakmasıyla o tarafa döndüm elimde hiç enerji kalmamıştı üstelik bu kadar kullandıktan sonra başımda dönmeye başlamıştı uçurumdan uzaklaşıp ormanın içine tekrardan girerken geriye kalan makinenin yürürken çıkardığı sesler beni takip ediyordu.

Vücudum benim taşıyamiycağım bir hızla agirlaşırken ağacın dışarı çıkan köküne takılıp düşmem bir oldu.

Kalkmaya çalışsamda yorgunluktan kolumu bile kaldıramıyordum.

Makinenin sesi gittikçe artarken hologramın nasıl canımı yaktığını hatırlayıp burda ölebilir miyim sorusunu kendime sormaya başladım mantığım beni yavaşça terk ederken alnıma değen soğuk silahın namlusuyla kendimi gözlerimi açık tutmaya zorladım.

silahın çıkarıcağı sesi beklerken gözlerim yavaşça kapandı bilincimde onla birlikte kapanırken son duyduğum

"Sakın uyuma!" Diye bağıran ses oldu.

¤¤¤¤¤¤¤

Bir bölümün daha sonundayız umarım beğenmişsinizdir :D

Yeni kapak için MrsCrazyCat çok teşekkür ediyorum tekrardan :D

Yeni bölüm en kısa zamanda gelicek :D

Rogue X-men (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin