Finn cebinden evinin anahtarını çıkardı.Elleri titriyordu ki anahtarı bir türlü yerine yerleştiremedi.
Sonunda açmıştı.Evin salonuna doğru ilerledi.Jaeden,Chosen,Jeremy,Wyatt koltukta oturuyorlardı.Pek de mutlu değillerdi bu durumdan.
"Jack nerde?"diye sordu Finn.Wyatt eli ile yukarıyı gösterdi.Tam o anda bağırışma sesleri geldi.Finn koşarak merdivenlerden çıktı.Sesi takip etmeye başladı.
Nedensizce korkuyordu.Belki ona zarar gelmesinden,belki onu kaybetmekten,belki de sadece sevgisizlikten yararlanmak istiyordu.
"Jack!Jack!"
Finn'in bağırışlarını duyan Noah karşılık verdi."Odanda!"
Finn ilerledi.Ne ile karşılaşacağını bilmeden ilerledi.Onu bu halde görmek kendisine ne yapacak bilinmezdi fakat ilerledi sadece. Her şeye göz yumarak,sanki hiç bir şey olmamış gibi ilerledi.
Odasına attığı ilk adımda yerde dağılan kağıtları,kıyafetleri,sigara paketlerini gördü.Yürümekte zorlanacak derecede fazlalardı.
Etrafa bakındı.Yatağın yanına çöken Sadie,Jack'in bağırışlarına kulaklarını kapatmıştı.Sadece duruyordu.Onun yanında ise Noah bulunuyordu.
Sophia ve Jack hala gözükmüyordu ortalıkta.Sadie durumu anlamıştı ve balkonu işaret etti.Finn hızla oraya ilerledi.
Jack ve Sophia soğuk mermer taşa oturmuştu.Ileriye bakıyorlardı.Jack bağırıyordu ama ne dediği pek de anlaşılmıyordu.Içini döküyor gibiydi.
Finn balkona girdiği anda Sophia ayağa kalktı.Finn'e baktı.Kafa salladı ve ordan ayrıldı.Sadie ve Noah da onunla birlikte odadan çıktı. Bu demek oluyor ki ikisi arasında olacaktı bu konuşma.
Finn soğuk mermere oturdu.Jack'e baktı.Gözleri kırmızı ve şiş,burnu ağlamaktan kızarmış,yanakları ise soğuktan pembeleşmişti.
"Jackie?"dedi onay almak isteyen Finn.Jack bakışlarını gökyüzünden çekmedi öyle ki ona cevap da vermedi.
"Jack,konuya nasıl girsem bilemiyorum fakat bugün yaşanan her şey çok-"
"Nasıldı Finn? Eğlenceli? Komik?"
Jack'in ani çıkışı Finn'i korkutmuştu. "Hayır Jack! Aslında çok fazla şey yaşadım ve-"
"Milli ile öpüşmen buna dahil mi?"
"Hayır Jack,onu ben istemedi-"
"Öyle mi? Oysaki mutlu görünüyor-"
"KONUŞMAMA İZİN VER!"diye bağırdı Finn.Jack birden dondu kaldı. Yanağından bir gözyaşı daha süzüldü. Finn derin bir nefes aldı.Bu çıkışından kendi bile korkmuştu.
"Jack,bana karşı hislerin olduğunu biliyorum.Bilmemi sağladın."diye konuya girdi Finn.Jack ağlak fakat gülümseyen bir ifade koydu yüzüne. Kafa salladı.
"Seçmeleri kaybettim ve sen gelip beni öptün ve bu..."
Kelime bulamamıştı.O anı tasvir edecek bir kelime sanki yaratılmamış gibiydi.
"Millie konusuna gelirsek-"
"Finn kısa kesip Millie'yi seviyorum hatta sadece kızlardan hoşlanıyorum diyebilirsin.Bunu atlatabilirim."dedi Jack.Finn istemsizce güldü.Jack buna sinirlenmişti."Komik mi geldi?"
"Jackie,Millie'ye karşılık vermedim."
Jack mermerden kalkıp balkondan çıkma kararı almıştı.Kapıyı açtı ve Finn'in yatağında duran çantasına eşyalarını doldurmaya başladı. Finn kolundan tuttu onu.Jack diretti.
"Beni bırakıp gidip seninle çıkar için birlikte olmuş insana geri dönebilirsin Finn Bencil Wolfhard!"
"Jack dinlemeden iş yapıyorsu-"
"Finn görmüyor musun? Etrafında hatta önünde seni seven,senin onu sevmen için uğraşan bir insanı görmeyip seni sadece popülerite için seven sonra kıçına tekmeyi basan kişiyi öpmek ve sarılmak sence normal mi Finn?!Senin için her gün,her sabah,her gece çırpındım ve hak ettiğim bu mu? Her insan gerçek aşkı bulmak ve sahip olmak ister değil mi? Ama sen körsün Finn Woldhard!"
"Jack beni dinlemiyorsun!"dedi Finn bağırarak."DİNLE!"diye devam etti bağırmaya.Jack ise hala çantaya tshirtlerini dolduruyordu.
"Ister dinle ister dinleme Jack! Bu sana son sözüm olacak,dinlemezsen git.Dinlersen ve haksız olduğumu söylersen de git ama haklı olan birini yalancı durumuna düşürme!"dedi Finn.Yatağın bir köşesine oturdu. Jack dikkatini bu sefer Finn'e vermişti ve dinliyordu.
"Seçmelerden atıldım zannettim,sen çıktın yoluma.Öptün beni ve ben duygusuz piçin önde gideniyim evet ama okula dönmeme neden olan şey senin öpücüğün ve nikotindi. Bir bisikleti hayatımda hiç bu kadar hızlı sürdüğümü hatırlamıyorum Jackie! Seni ve diğerlerini okulda bulacağım zannettim ama bulduğum tek şey kalbi kırık Millie'ydi.Ona sarıldım evet çünkü benim de kalbim kırıktı. Ikimizin de ihtiyacı vardı,tıpkı senin bana olan ihtiyacın gibi.Ve sonra Millie beni öptü ve ben onu ittim. Ağlamaya başladım Jack.Aldatmış bir insan gibi hissettim kendimi. Boşluktaydım ki yanıma Andy geldi ve beni role aldı Jack! Geleceğim kurtulmuş ve artık yeni bir kariyer beni bekliyordu.Sonra sana olanları duydum ve senin için buraya geldim! Sence derdim Millie mi?"
Jack'in gözlerinden birkaç damla daha akmıştı.Yüzündeki kırmızılık hala gitmemişti.
"Bana ilgi duyduğunu biliyorum Jack fakat benim zamana ihtiyacım var."
Jack'in gözleri yine dolmuştu.
"Bu seni sevmediğim ya da seninle olmak istemediğim anlamına gelmez fakat hayatımı rayına oturtmam gerek ve bana yardımcı olmanı istiyorum."
Jack kafa sallamıştı.Finn gülümsüyordu.
"Sana değer verdiğimi bilmesen de ben bunu kendi içimde hissedebiliyorum Jackie."
Jack daha fazla dayanamayıp Finn'e sarıldı."Buna ihtiyacım vardı."diye mırıldandı Jack.Finn kafa salladı. "Benim de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
new school • fack
Fanfictionzengin zübbesi finn wolfhard'ın kariyeri daha başlamadan büyük bir çöküşle bitmiştir, elinde kalan tek varlığı olan oyuncu akademisine o yıl ilk kez başlayacaktır ve itibari yüzünden karşılaşacaklarını bilmiyordur.