|ten|

351 50 125
                                    

Finn eve dönmüştü.Salondaki koltuğa oturup kendine olan biteni sorgulama süresi vermişti fakat pek de işe yaramamıştı.Ne beyni ne kalbi çalışıyordu bu durumda.

Kalktı koltuktan.Odasına doğru yol aldı.Üstünü değiştirip rahat kıyafetlerini giydi.Telefonunu ve sigarasını alarak balkonuna ilerledi.

Soğuk zemine oturdu.O soğukluk,dudaklarındaki soğukluk gibiydi.Sert ve ısıya muhtaç.

Fakat Finn Jack'ten beni beklemiyordu.Belki de anlamalıydı onun garip davranışlarından fakat o da konduramadı belki de.

Ellerini dudakları üzerinde gezdirdi. O an tekrar gözünde canlanmıştı. İstemsizce gülümsedi.

"Erkek tarafından öpüldüm."dedi ve güldü kendi kendine.Psikopat gibi davranıyordu şuanda.

Paketten bir sigara alıp yaktı.Doya doya çekti içine.Nikotinin ciğerlerine doluşu ilk kez onu mutlu etmişti.

Odasına doğru ilerledi.Jack'in eşyaları hala orda duruyordu.Gülümseyerek onlara baktı.Neler oluyordu bilinmezdi fakat Finn gerçekten,uzun zamandan sonra gülüyordu.

"İyi öpüşüyor."dedi gülmeye devam ederek.Sigarasından son bir nefes daha alıp masasında söndürdü.

Seçmelerden ayrılalı bir saat olmuştu bile.Ona bu zaman dilimi o kadar uzun geliyordu ki.Sanki tekrar görmek,hissetmek istiyor gibiydi.

"Geleceğin bitti Finn."dedi aniden.Gülmesi kesildi bir anda. Derin düşüncelere daldı. "Herkesi orda yüz üstü bıraktım."dedi fısıldayarak.

Kanına karışan nikotin onu harekete geçirmişti.Hemen kalkıp pantolonunu üstüne geçirdi.Rasgele bir sweatshirt giyip evden çıktı hemen.Bisikletine atladı.Kaskına bile takmadı.

"Ne yapıyorsun Finn?!"dedi kendine. Bisikleti hızla sürüyordu,coktan yollara düşmüştü bile.Bacak kasları o kadar yorulmuştu ki nefes bile almak da zorlanıyordu.

"Finn, şuan saçmalıyorsun.EVE DÖN."

Kendi kendine konuşuyordu.Bağırıyor ama bisikleti sürmeye devam ediyordu.

"Onları yalnız bıraktın!"

Kendine kızıyordu.

"Onu seviyor musun?"

Bisikletin frenini tuttu hemen.Durdu yolun ortasında.Kendine söylediği bu söz,onu yerlebir edebilecek düzeydeydi anlaşılan.

"Belki."dedi sessizce.Sadece kendinin duyabileceği bir sesle.Sanki iç sesiydi. Ama yalan da söylüyor olabilirdi bu ses.Bilemedi.

*

Sonunda okula geri dönebilmişti. Her yer bomboştu.Tüm arabalar gitmiş, etraftaki kalabalık boşalmıştı.

Finn bisikletini bir kenara fırlatıp hemen okula girdi.Etrafa bakındı.Dışarıdaki manzarayla benzerdi durum.Sadece sandalyeleri toplayan hademeleri ve Millie vardı-
MİLLİE!

Bir sandayeye oturmuş,ağlıyordu.

Finn onun yanına doğru ilerledi. Omzuna dokundu.Millie ağlayan göz yaşları ile ona baktı."Millie iyi misi-" demeye kalmadan Millie,Finn'e sarıldı.Finn neler olduğunu anlamadı fakat kendini kötü hissettiği için kendini geri çekmedi.Ikisinin de ağlayacak bir kola ihtiyacı var gibi duruyordu.

"Neler olduğunu anlatacak mısın?"dedi Finn gayet ciddi bir tonla.Millie kendini Finn'den çekti. Gözyaşlarını silip konuştu.

"Seçilemedim."dedi üzgün bir sesle. Finn içinden güldü."Belliydi."diye mırıldandı.Neyseki Millie duymamıştı.

"Kim seçildi?"diye sordu.Millie utanmış bir sesle."Sophia,senin arkadaşın."

Finn'in mutluluğu ikiye katlanmıştı.

"Sophia demişken,bizimkileri gördün mü?"

Millie kafasını ikiye yana salladı.Finn burda vakit kaybetmemesi gerektiğini anladı ve Millie'nin yanından kalktı.

"Nereye?"diye sordu Millie."Onları bulmam gerek!"dedi Finn.Tam gidiyordu ki Millie ayağa kalkıp ona seslendi.

"Finn sana yaptığım her şeyden dolayı özür dilerim."

Finn güldü."Şimdi mi aklına geldim?"

"Hayır ama senin değerini sonra anlamadım Finnie."

Elleri Finn'in yüzüne doğru ilerliyordu.

"Belki de yeniden-"

"Hayır Millie!Yeniden olamayız. Senin isteklerinin benim yaşamıma karar vermesine bir daha asla izin vermem!"dedi Finn,Millie'nin ellerini kendinden çekerek.Millie'in yüzü düşmüştü.

Finn tekrar gitmek için yol aldı. Millie aniden onun kolunu tuttu.Kendine çevirip dudaklarını onunkine değdirdi.Finn hemen onu itti."Sen tam bir salaksın Millie!"

Okulun içinden çıkmıştı.Ağlıyordu. Daha fazla dayanamayıp banka oturdu.Gözyaşlarını akıtmaya devam etti.

Her şey o kadar üstüne gelmişti ki bunlara katlanabileceğini düşünmüyordu.

Jack'in ona olan sevgisini öğrenmesi, seçmeleri kaybetmesi ve Millie... Bir günde bu kadar çok olay,bünyeye fazla.

"Selam!"dedi bir ses.Finn gözyaşlarını silip sesin geldiği yöne baktı.Ona seslenen seçmelere giren yönetmendi.

"Neden ağlıyorsun bakalım Finn Wolfhard?"dedi gülerek.Finn'in yanına,banka,oturdu.

"Bazen yıkılma dönemleri yaşarsınız ya,bu da onlar biri Bay Muschietti-"

"Sadece Andy de."dedi yönetmen gülümseyerek.Finn de ona gülümsedi.

"Finn itiraf etmek gerekirse sana hayran kaldım seçmelerde."

Finn hemen kafasını kaldırdı. "Gerçekten mi?"

Adam kafasını salladı."Ve biliyor musun,hala bir rol boş."

"Ama Andy ben seçmeleri terk ettim!"

"Önemli olan final değil,gidişattır. Bir insan gidişatı beğenmezse finale bakmaz bile."

Finn'in içini mutluluk kaplıyordu. Bugün yaşadıklarına dördüncü şok gelmek üzereydi.

"O role birini bulmayı denedik fakat kimse uymuyordu Finn.Sonra senin duruşun,hal ve hareketlerin bana o karakteri gözümde canlandırdı. Eğer sen de istersen hala boş bir koltuk var kadromuzda."dedi göz kırparak. Finn gülümsedi."Beni uygun gördüyseniz elbette."

*

Andy ile konuşması bitmişti. Bisikletine binip telefonunu kontrol etti.Yaklaşık 32 cevapsız çağrı vardı! Neredeyse hepsi Sophia ve Wyatt'tendi.Sophia'yı aradı hemen Finn.

- Sophia,rolü kapmışsın!

+ Finn şuan derdim rol değil!

- Neler oluyor?

+ Jack kafayı yedi!

- Neden?!

+ Sen ve Millie'yi öpüşürken görmüş.

- Sophia ben istemedim! O beni öptü! Hatta onu ittim!

+ Ona anlatmaya çalıştım ama galiba ittiğini görmemiş.

- Lanet olsun! Geliyorum!

Finn bisikletini hızla sürdü. Bir yandan da bağırıyordu.

"Bir gün de sakin bir yaşam sürelim Tanrım n'olur!"





new school • fack Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin