Bu bölümü "Kaçın Kurası" dinleyerek ve Urazın fotoğraflarına bakarak yazdım ejkhwkrhfk tşk öd bb
7 yıl önce|Muğla|Işıklı Konağı
"Benim senin gibi bir oğlum hiç olmadı!"
Mehmet Işıklı, Gedize vurabileceği en sert darbeyi vurmuştu. Oğluyla hak yememek için, para için kavga ediyorlardı.
"Seni evlatlıktan reddediyorum!"
Gediz çökmüştü, kırılmıştı, yıkılmıştı. Müge onu sakinleştirmeye çalışsada başaramıyordu.
"İstediğin kadar reddet! Benim senin malına ihtiyacım mı var zannediyorsun!"
Refika Mehmetin kolundan tutarak çekti.
"Ne yapıyorsun Mehmet! Oğlumuz o bizim!"
Mehmet kolunu hızla çekti. Gedizi yakasından tuttuğu gibi itti. Ayağının takılmasıyla çamura bulandı Gediz.
"Beter olsun! Ben o parayı Efeoğullarına kötülüğümden mi vermiyom? Ailemizin iyiliğini düşünüyom ben!"
Gediz yerden kalktı, silkelendi.
"Ailemizin iyiliğini düşünüyorsun ha! Başlarım ben böyle iyiliğe.."
Ardından Mügenin elinden paltosunu aldı, hızla bahçeden ayrıldı. Kafasında ki tek düşünce Sancara veya Nareye gitmekti.
Sancara giderse kendi gururunu hiçe sayardı.
Nareye gidecekti, Naresine..
Arabasına bindiği gibi kemerini taktı. Hızla gaza bastı. Narenin kaldığı eve doğru yola çıktı. Güven ve Akın Gedizi tanırdı. Hatta severlerdi bile. Gerçi böylesine saf ama kültürlü olan bir adamı sevmeyenlerin sahiden aptal olması gerekirdi.
Kötülerde aptal olmazlardı..
Hemen cebinden kirlenmiş telefonunu çıkardı, rehberden Nareyi buldu. Ve aramaya başladı..
Nare|
"Akın abi ben kendime tost yapacağım, sende ister misin?"
Elleriyle reddetti Akın.
"Teşekkür ederim ama kahve içeceğim."
"Tamam bende odamdayım abi."
Narenin yüzüne baktı. Gülümsedi.
"Onaylandı prenses!"
Yavaş adımlarla yukarıya çıkmaya başladı Nare. Odasına vardığında elindeki tabağı ve bardağı masasına bıraktı. Kendini koltuğa attı. Cebindeki telefonunu çıkarttı. Tam kilidi açmıştı ki, ekranda o isim ve odayı dolduran telefonun sesiyle toparlandı. Telefonu açtı ve kulağına götürdü.
"Alo Gediz?"
Karşı taraf gecikmeden cevapladı.
"Nare ben yanına geliyorum, müsait misin?"
Göz yaşları gözünden süzülürken sesi boğuk çıkmıştı. Titremesi de cabası..Bu tuhaf sesle kısa bir aydınlanma geçiren Nare elini alnına vurup ayaklandı.
"Gediz ne oldu? S-sesin tuhaf geliyor.."
"Gelince konuşalım olur mu?"
İçine sinmese de Gediz görecekmiş gibi kafasını salladı.
"Tamam, tamam. Arabayı dikkatli kullan belli ki kafan dağınık."
"Tamam."
Telefonun kapanmasıyla odasında fır dönmeye başladı kızcağız. Gedizin canını bu denli sıkan ne olabilirdi? Umarım annesiyle olan basit bir kavgadır diye geçirdi içinden. Ancak bunun gerçekleşmeyeceğini en iyi Nare bilirdi. Gediz kolay kolay ağlamazdı, canını sıkan bütün olayları içinde yaşardı. Kara kutu gibiydi, tanıdıkça anlıyordunuz.
Odasını binlerce kez tavaf ettikten sonra bir kapı sesi duydu. Merdivenlerden koşturarak inmeye başladı.
"Ben bakarım, sen işine bak Menekşe!"
"Tamam."
Kapının önüne geldiğinde nefes nefeseydi. Kapıyı hızla açtı. Karşısında göz altları kızarmış, her tarafı çamura bulanmış Gediz ile afallasa da onu içeri aldı.
"Gediz, hoşgeldin."
Kafasıyla selam verdi.
"Hoşbulduk abi."
Nare kafasını yana doğru, ilerle dermişçesine salladı. Gedizde bu emre itaat ederek hızlıca merdivenlere doğru yürüdü. Önden Nare, arkasından Gediz.. Odaya geldiklerinde Nare hızlıca kapıyı kilitledi.
"Ne oldu Gediz?"
Acı bir gülümseme ile konuştu adam.
"Babam beni evlatlık görevimden resmen men etti."
Narenin yüzüne keskin bir sinir hakim oldu.
"Nasıl ya? Nasıl olur bu?"
Gediz gayet normal bir şeymiş gibi davranıyordu.
"Oldu işte."
"Gediz içine atma yalvarırım konuş benimle.."
Narenin yüzüne baktı.
"Beni dizine yatırır mısın Nare?"
Bölüm Sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sümbül | NarGed
General Fiction"Herkesin kalbinde esir tuttuğu birisi vardır. Ama çok seviyorsan, özgür bırakmalısın." Nare&Gediz&Sancar