Umut.

511 36 49
                                    

Nare Çelebi|

Beni gördüğü an arabayı durdurdu. Ellerimi dizlerime koyup soluklandım. Arkama yavaşça döndüğümde Akın yavaşlamıştı.
Gediz Akını fark edince arabadan indi. Önce bana, sonra Akına yürüdü. Aniden yakasına yapıştı.

"Allahın cezası, seni bu kızın peşini bırakman için öldürmem mi lazım?"

"Senin kurşununla ölmem Işıklı. Tıpkı benim olanı asla bırakmayacağım gibi."

Gedizin gözlerini fark ettim. O an Akını kesinlikle öldürebilirdi.
Gerçi Akına karşı hep böyleydi ama, şuan damarına basıldığı için daha da delirmiş durumdaydı.

"Ulan-"

"Akın ***tir git yeter!"

Bir anda bağırdığım şeye üçümüzün de şok olduğu aşikardı.
Gedizin dudağına ufaktan bir sırıtış hakim olurken kaldırdım başımı. Akın bizim sandığımızdan daha akıllıydı. Yavaşça geri çekildi.

"Bu hikayenin sonunu biliyorsun Nare... Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde..."

Gülümsedi.

"Bu ikinciydi, üçüncü de kurtulamayacaksın."

Arkasını dönüp giderken ona bakmakla yetindim. Aniden gelen şokla hızlıca sarıldım Gediz'e.

"Gediz sen burdasın! Nasıl çıktın? Hapisten mi kaçtın yoksa?!"

Sarılmamdan yavaşça geri çekilirken yüzünü kulağıma yanaştırdı.

"Sana seni bırakmayacağımı söylemiştim empati böceğim."

Kocaman bir gülümseme ağzıma yer edince konuştum.

"Sözünü tutacağını biliyordum..."

O güzel gülümsemesini bana bahşedince nefes aldığımı hissettim. Sanki az önceki şeyler hiç yaşanmamış gibi...

"Nare..."

"Gediz..."

"Eve gitmemiz gereken konular var, haberin olsun."

Gediz Işıklı|

Bir anda aklına gelen evden kaçtığı gerçeğiyle suçlar bir bakış attım. Attığım bakış sinirli olsun diye uğraşsam da dudağını ısırarak gülümsedi bana. Beni kandırdığını anladığımda arabaya binip kemerini bağlamıştı bile. Anahtarı camdan uzattım.

"Al, sürerken lazım olabilir."

Kahkaha attı ama, o kadar içten ve samimi bir gülüştü ki.. Dağılıp gitmiştim. Kendime geldikten sonra bende yan koltuğa binip kemerleri bağladım.
Yol boyunca konuşan yüzümüzdeki tebessümler olduğundan sessizce gittik sadece.

"İşte geldik."

Duyduğum cümleyle arabadan inip kapıyı kapattım.
Yine o çocuksu haliyle koşarak atıldı zile. Kocaman bir gülümsemeyle defalarca basarken onu izleyip yanına ilerledim.

"Dende! Geldim diyom ya! Daha ne basıyon?!"

Gelen sese yüz buruşturdu Nare. Tanıyamamıştı anlaşılan. Ben de ondan farksızdım, kimdi bu sinirli sesin sahibi? Kapı yavaşça açılırken bir kadın karşıladı bizi. Nareden hafif uzun boylu, ama ondan daha olgun bir kadın duruyordu karşımda.

"Nare! Gediz!"

İsimlerimizi söyleyince tepeden tırnağa süzdüm. Tanıdık gelen herhangi bir şey yoktu.

"Elvan ben Elvan! Yahyanın karısı Elvan!"

Tiz sesiyle bağırarak konuşmasından rahatsız olsam da gülümsedim. Sancardan nefret etsem de karşımdaki bir kadındı ve ona kin güdemezdim.
Elvan bana aniden sarıldığında kollarımla beline sarıldım. Benden ayrılır ayrılmaz süzdü beni.
y
"Dende! Ne kadar uzamışın sen!"

Kocaman yapay bir gülümsemeyle baktım yüzüne.

"Nare sevdalına kavuşmaya mı geldin?!"

Diyerek heyecanlı bir kahkaha attı. Narenin beti benzi atıyordu, başlıyorduk işte.

"Nare çok yorgun Elvan abla, odasına geçip istirahat etsin."

Bana minnet dolu gözlerle bakan Nareye göz kırptım. Elinden tuttuğum gibi hızla çıkardım merdivenlerden.

"Sağol Gediz, sen olmasan ne yapardım hiç bilmiyorum..."

Hala yürürken söylediği şeye odaya girmeden cevap vermek istemedim.
Onu kendi odama götürürken itiraz etmeden geldi peşimden. Odaya girer girmez oturmasını işaret ettim. Yatağa oturunca karşısındaki koltuğa oturdum.

"Hız kesmeden sana sorduğum sorulara seri cevaplar vermeni istiyorum."

Beni kafa sallayarak onaylayınca sinirli tavrımı takınarak başladım.

"Birinci soru, neden o şerefsizin yanına gittin, ikinci soru neden bana onunla beraber olduğunu söylemedin, üçüncü soru onunla ne konuştunuz? Süren başladı."

"İstediğim sorudan başlayabilir miyim?"

Kafa salladım.

"Sana onunla beraber olduğumu söylemek istemedim. Sebep belirtmeme gerek yok aslında ama onu gebertmeni istemedim diyelim."

Bu asi tavırlarından hoşlandığımı bildiği için bana kafa tutması hoşuma gidiyordu.

"Birinci sorunun cevabını da sen akıl edebilirsin diye düşünüyorum. Akın'a şikayetini geri almasını söyledim."

Akın'ın yanına gitmesi beni oldukça gererken onun nasıl bu cesareti kendinde bulduğunu epey bir merak etsem de sorma gereksiniminde bulunmadım. Yavaşça ayağa kalkıp çantasının içinden belli olan silahı çıkardım.

"Nare bu ne? Sen Akın'ı öldürmeye mi gittin oraya?"

Elini kafasına koyup ovuşturmaya başlayınca silahı masanın üstüne bırakıp yanına oturdum. Ağırlığımla yatak hafif sağa çökmüştü.

"Nerden aldın o silahı, Ulaştan mı arakladın?"

Yüzümü ona çevirdiğimde bana sadece baktı. Bakışlarından çıkarttığım kadarıyla konuşmak istemiyordu.

"Peki, konuşmuyorum. Soru da sormuyorum."

Ayağa hızla kalktıktan sonra pencere kenarına yanaştım. Etrafı süzerken omzumda bir ağırlık hissettim. Kafamı çevirdim.

"Sen konuşmayınca sessizlik fayda etmiyor."

Kendini yan taraftaki koltuğa attı. Eli başında konuşmaya başladı.

"Gittim, Akının kafasına silahı dayadım. Ya Gediz dedim, ya senin canın."

Gözlerimi belerterek ona döndüm.

"O zaman senin çıktığından haberim yoktu. Olsaydı... Oraya uğramazdım bile."

Söylediği her kelimeyi süzgecimden geçirerek tartıyordum.

"Gözüm dönmüştü Gediz. Seni parmaklıkların içinde hapis görünce nasıl yüreğim sızladı senin haberin var mı?!"

Hızlıca ayağa fırladığında bedenimi iyice ona çevirdim. Omzundan tutup kendime yaklaştırdım.

"Belki var kızım ya! 4 duvar arasında olan benim. Orda öylece durmak, sen ağlarken gözlerini silip ben varım diyememek ne kadar zor asıl senin haberin var mı?!"

Göz gözeyken dilimden dökülen kelimelerle onun gözlerinin içine, daha içine baktım.

"Ben senin beni sevdiğine inanarak tutundum o parmaklıklara. Dostluğuna sığındım."

"Neden inandın bana?"

Söylediği şeyi anlamazdan gelerek sordum.

"Ne? Ne diyorsun-"

"Neden inandın dedim. 8 sene önce bana neden inandın? Babam ve Sancar inanmazken sen bana neden inandın Gediz?!"

İyice yaklaştım. Yüzü yüzümle karşı karşıyayken artık kaçış yolum kalmamış, çarelerim tükenmiş gibi görünüyordu.

"Çünkü..."

"Çünkü ne?"

"Aşıksan inanırsın Nare, aşıksan inanırsın..."

Bölüm sonu.

Sümbül | NarGedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin