Saye.

722 66 82
                                    

Kolumun altındaki kızla sessiz bir yürüyüşteydik. Gecenin karanlığı çökmek üzereyken bu yürüyüş ikimize de iyi gelmişti. Elime iyice sarıldığında diğer elimi cebime soktum.
Nefes sesleriyle ayak sesleri birbine karışıyordu. Ağaçların arasında dolanıyorduk sadece.
Sessizdik, konuşmuyorduk. Ama ben bu gece Nare bir şeylerin farkına varsın istiyordum.

Ne söylesem dostluğumuza yoruyordu. Beni o gözle görmediğini biliyordum ama, her cevabında bunu belli etmesi canımı acıtıyordu.

"Nare sana dünyadaki her şeyden daha fazla değer veriyorum, biliyorsun değil mi?"

Gözlerini gözlerime diktikten sonra en içten gülümsemesini sundu bana.

"Biliyorum, ve bu bana güzel şeyler hissettiriyor."

Gülümsemesi yavaşça küçülürken gözlerime bakmaya devam ediyordu.
Kalbim yine delicesine atarken ona durmasını söyleyemiyordum. Dilim tutulmuş gibiydi, sadece kalbim çalışıyordu.

"Ben sana hep söylerim o zaman."

Tekrardan gülümseyerek konuştu.

"Hadi eve gidelim, geçe kalmayalım."

Bana söylediği sözlerin içindeki umuda tutunarak yıllarca yaşayabilirdim. Bir hayale kendimi kaptırmıştım evet, ama hiçbir hayal bu kadar güzel olmamıştı.
Hiçbir hayalim hem bu kadar gerçek, hemde bu kadar gerçekliğe uzak olmamıştı belki de.

"Hayattan vazgeçerken beni aşka inandır.."

Eve döndüğümüzde asla uyuyamayacağımı biliyordum. İlk günümüzden bu kadar aksiyon yaşamamız gayet saçmaydı.
Sancarın olduğu yerden ne bekleyebilirdim ki..

"İyi geceler güzelim."

"İyi geceler cicili değnek."

Alnını yavaşça öptüm ve mutfağa doğru gittim. Buzdolabını karıştırdıktan sonra kapağını kapattım. Tam odama gidecektim ki ablamın ellerini bağlayarak kaşlarını çatmış bir halde beni izlediğini farkettim.

"Nare yoksa senle terapi yaparız cicili değnek."

Yüzüne baktım ve ellerimi kaldırdım.

"Abla uykusuzum sonra.."

"Yok sonra falan. Hadi düş önüme, oturma odasına.."

Son lokmamı yutarken ellerimi indirdim.

"Tamam, teslim oluyorum."

Gözleriyle ileriyi gösterince tekrardan ilerlemeye başladım. Gördüğüm ilk koltuğa kendimi attım. Gözlerimi kapattım.

"İnsanın kendi evi gibisi yok.."

Ablam zebani gibi başıma dikilince gözlerimi araladım. Yavaşça yanıma oturdu.

"Nareyi o halde görünce ne hissettin?"

"Ne halde görünce?"

Gözlerime baktı.

"Sancarı gördüğündeki yıkılışını görünce.. Ne hissettin?"

Durdum, bu konu üzerinde durmamıştım. Hissettiğim şey farklıydı aslında..
Nare çok güçlüydü ve gardını asla düşürmezdi, ama zaafları vardı ve onlara karşı bambaşka bir insandı.
Bu zamana kadar çok gülüp çok ağlamıştı yanımda. Ama bu yıkılışını gördükçe Sancarı gebertmek istiyordum. Narenin bir zamanlar ona baktığı gibi bana bakmasını çok dilemiştim.

Çocuklar sever, büyükler aşık olur.

Çocukluk aşkı diye bir şey yoktur aslında. Çocukken birbirinizle uyumlu olmayan taraflarınıza çözüm bulmak icin uğraşmıyorsunuz. Çocukken anlamıyorsunuz, anlamak istemiyorsunuz.

"Farklı hissettim. Yıkılırken onu tutmak istedim, çok tuhaftı."

"Onun enkazının altında kalacağını bile bile? Onu tutmak mı istedin?"

Gözlerine baktım. Cevap veremiyordum. Sadece susuyordum. İçimdeki hüzünlü havayı dışa püskürtürken içimden binbir türlü şey geçiyordu.

"Belki de artık umudum vardır abla.. Artık bardağın dolu tarafını görmek istiyorumdur."

"Ne dedi?"

"Yabancısı olduğu şeyleri hissetmeye başlamış. Güzel şeyler.."

Ablam yavaşça gülümsedi.

"Sana bir adım atmış Gediz."

"Sahi mi?"

Gülümsemesi iyice büyürken yüzümü avuç içine aldı.

"Sahi ablam, sahi.."

Ellerini tuttum ve avuç içinden yavaşça öptüm. Nare bana adım atmıştı, yarasını yok sayarak gülümsemişti.

"Bazen sadece bir kelime yeter nefessiz kalmaya."

"Ancak bazen bir kelime yeter yeniden hayata başlamaya."

Kısa ama anlamlı bir bölümle geldim size. Sınır dolunca alelacele* yazdım.

*Nasıl yazıldığı hakkında en ufak bir fikrim yok.

Yorum sınırını biraz aşağıya çekeceğim çünkü bu bölüm oldukça kısa.

Sınır: 30 oy, 190 yorum.


Umut kokan fotoğrafları bırakayım şuraya.

Hadi görüşürüz ✌🏻

Sümbül | NarGedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin