Aşikar.

753 63 264
                                    

Pamuğu elime nazikçe sürerken kapı ziliyle odaklandığı elimden gözlerini kaçırdı. Saat akşamüstüydü. Bu saatte kim gelecekti?

"Gene mi sen!"

"He gene ben! Nerde o?"

"Sanane? Defol haydi."

İçerden gelen seslere aynı anda göz devirdik ve birbirimize baktık.
Gediz iç çekerek konuşmaya başladı.

"Bir insan 6 yıldır hiç mi değişmez ya?"

Bana baktıktan sonra mırıldandı.

"O tatlı bağırışları hala kulağımda.."

Tatlı bir ezgiyi dinlermişçesine gözlerini kapattı ve gülümsedi. Gözlerini yavaşça aralamadan hemen önce Gedizi birazcık süzmek istedim. İçindeki beyaz tişörtü, üstüne mavi ceketi.

Eskiden hep böyle giyinirdi.. Herkesin de içi giderdi..

"Şimdi ben Sancara ne yapayım sen seç Nare. Sana inanmadığı için asayım mı? Yoksa yok o fazla geçmişte kaldı diyorsan kafasına sıkayım mı? Dünya böyle bir pislikten kurtulduğu için bana minnet duyacaktır eminim."

"Saçmalama istersen."

Gediz gözlerini merdivene dikerken bir anda hızla fırladı. Aşağıya doğru basamakları adımlarken bende arkasından koşturuyordum.

"Gediz bekle!"

Beni dinlemeden kaşlarını çatarak koşuştururken iyiden iyiye hızlanmıştı.

"Kime diyorum? Gediz!"

Koşuşturmaca oynarmış gibi indiğimiz merdivenler bizim çocukluğumuzun simgesiydi aslında. Çocuk olmaktan çıkıyorduk artık. İçimizdeki çocuğu en derinlere esir ediyorduk. Birbiri için ölen iki çocuk değildik biz. Biz artık değişmeye adım atan iki gençtik.

Aşağı indiğimizde adımlarımız yavaşlamıştı. Karşıda uzun boylu, kirli sakallı bir adam duruyordu. Sorgulama isteğiyle yüzüne baktım. Bu o idi. Bu hayatımı karartan, 6 yılımı çalan adamdı.
O iğrenç haliyle karşımda duruyordu. İçimde alevlenen öfkeye karşın gayet sakin ve güçlü bir şekilde karşısında dikiliyordum. Zaman donmuş gibi herkes birbirinin gözlerine bakıyordu.

"Sefirin kızı.."

Dudaklarının arasından çıkan bu iki kelime sinirlerimi iyice gererken hala sakindim.

"Ben sefirin kızı değilim, benim adım Nare."

Bir şey demesine izin vermeden araya tekrar girdim.

"Efendim yarıcının oğlu?"

Gözlerindeki sinir beni tatmin edecek kadardı. Farkettiğim başka bir şeyse Gedizin benim davranışlarıma odaklanmasıydı. Ablası mı psikolog yoksa kendisi mi bende bilmiyordum doğrusu.

"Yarıcının oğlu falan diyon emme, yarıcılar fazla kazanıyor artık. Paraya para demeyecek kadar hemde."

"Yok o zenginlikten değil, cahillikten cahillikten."

Gedizin gülümseyerek araya girmesiyle keyiflendim. Ancak bizim gülmemiz karşıdakini epey rahatsız etmiş olmalıydı.

"Gideceksiniz burdan!"

Dediğini umursamadığımızı zar zor idrak etti. Gedize yanaştı ve karşısına dikildi.

"Al kendini yamadığın şu kızı, defolun ininize."

Beni kaale bile almamasıyla iyice sinirlendim. Tepki verecekken Gediz adamın yakasını toparladı ve silkeledi.

"Ne diyorsun lan sen!"

Sümbül | NarGedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin