Kaç dakika orda sarmaş dolaş birbirimize sarılı durduk bilmiyorum, Jeongin'in hıçkırıkları iç çekmelere döndüğünde kafasını boynumdan çekip "Daha iyi misin?" diye sorduğumda kafasını sallamakla yetindi.
Şu an o kadar şirin gözüküyordu ki!
Ağlamaktan şişmiş gözleri parlıyor, kızarmış burnu ve büzdüğü dudakları bende hiç olmaması gereken hisler ve istekler uyandırıyordu.
Neden ve nasıl böyle hissettiğimi anlayamıyordum, Jeonginle tanışalı çok fazla olmamıştı ve bazen yaptığı şeyler beni ürkütüyordu fakat bizi bağlayan bir şeyler varmış gibi hissediyordum.
Söyledikleri şeyler, beni tanıması, bana olan davranışları, benim hakkımda kimsenin bilmediği şeyleri bilmesi korkutucu olduğu kadar ilgi çekiciydi de.
Ve ben kendimi onu daha yakından tanımak istemekten alıkoyamıyordum.
"Evine kadar seninle yürümemi ister misin?" diye sorduğumda birden panikleyip kafasını hızlıca sağa sola sallamaya başladı.
"Hayır hayır hiç gerek yok!" dediğinde kaşlarım çatılmıştı, neden bu kadar panik yapmıştı ki?
"Jeongin, nerede yaşıyorsun?" diye bastırarak sorduğumda yutkunduğunu fark ettim.
"Neden soruyorsun?"
"Neden söylemiyorsun?"
Beni cevapsız bıraktığında elinden tuttuğum gibi onu sürüklemeye başladım.
"Nereye gidiyoruz?"
"Benim evime."
•
Millet nasıl smut falan yazıyo lan ben böyle şeyler yazarken utanıyorum

ŞİMDİ OKUDUĞUN
o | hyunin
FanfictionHyunjin'in hayatı rüyasında gördüğü kişiyle tanışmasıyla değişir. • !Kısa bölümler!