16

3.6K 466 114
                                    

Geç kaldığımın ve Felix'in beni büyük ihtimalle öldüreceğinin farkındalığıyla hızlıca tanıdık binadan içeriye doğru girerken koşuşuşum biriyle ağır bir şekilde çarpışmamla sona vermişti.

Çarpışmadan dolayı ağrıyan kafama dokunarak yere düşen telefonla panikleyip kime çarptığıma bakmıştım.

"Ciddi anlamda bir romantik komedide geçebilecek tüm klişe şeyler yaşamışız gibi hissediyorum." dediğimde sesimle bir şeyi olup olmadığını kontrol ettiği telefonundan gözlerini çekip bana bakmıştı.

Telaşla kafamdaki elimin üzerine eline koyup "Özür dilerim! İyi misin? Çok acıyor mu? Buz getireyim mi?" diye art arda sorularını sıraladığında gülümsememi saklayamamıştım.

"Yok bir şeyim biraz ağrıyor sadece, senin telefonunun bir şeyi var mı? Ayrıca nereye gidiyorsun sen o kadar mı geç kaldım?"

''Neresi ağrıyor?'' diyerek sorularımı tamamen görmezden geldiğinde sinirle ''Sağ ol sorularıma cevap verdiğin için.'' diyerek iğneleyici bir şekilde konuştuğumda gözlerini elimle tuttuğum başımdan çekmeyerek ''Telefonum önemli değil külüstür bir şey zaten. Ben erken çıkıyordum çünkü- benim gitmem lazım!'' diyerek hızlıca bir şey söylememe izin vermeden yanımdan koşarak uzaklaştığında arkasından birkaç saniye bakakaldıktan sonra Felix'in sesiyle ona dönmüştüm.

Yüzündeki bakış beni korkuturken kapkalın sesiyle ''20 dakika geç kaldın.'' demesiyle hızlıca stüdyonun kapısından içeri girmiştim.

*

Dinlenmek için oturduğum yerden kalkıp vücudunun neredeyse her yerinden terler akan, nefessiz bir şekilde bir yudumla su şişesini bitirmek için uğraşıyormuş gibi görünen Felix'in yanına gittiğimdes sonunda içtiği suyu bitirebilmiş, boş şişeyi de yanındaki çöpe attıktan sonra bana dönmüştü.

Omzumu yanımdaki duvara yaslayıp ''Jeongin'in abisiyle nasıl gidiyor?'' diye sorduğumda terlediğinden dolayı ıslak olan çilli yanakları pembeleşmişti.

''Yanii...Çok yeni daha, iyi gidiyor.'' ben dışında her yere bakarak verdiği cevaptan sonra bir an aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı. ''Jeongin ve Chan hyungun soyadlarının farklı olması garip değil mi?''

Kaşlarımı çatıp ''Farklı mı ki?'' diye sorduğumda kafasını olumlu anlamda sallamıştı.

''Belki üveylerdir, aile içi bir sorun vardır ya da manevi bakımdan kardeştirler. Sadece ilk öğrenince biraz şaşırmıştım.'' diyerek omuz silken Felix'e ''Olabilir.'' diyerek katıldığımda, bu konuyu kapatmıştık.

*

Hava yeni kararmaya başlamışken zihnimin içindeki düşünceleri susturmak için her zaman gittiğim yerime gitmiştim fakat normalde bomboş olan yerde tanıdık bir vücut ve saçları gördüğüm gibi adımlarımı hızlandırmış ve yanına oturmuştum.

''Yerimi çalmışsın.'' dediğimde sesimle varlığımı fark etmiş kafasını kaldırıp oldukça yorgun gözüken gözleriyle bana bakıp gülümsediğinde kalbimin hızlandığını hissettim.

''Üzgünüm.'' daha çok fısıltı gibi çıkan sesiyle birlikte gülümsemesine karşılık verdiğimde ''Anlatmak ister misin? Gerçi genelde pek anlatmıyorsun gizli takılıyorsun.'' dememle gülümsemesi düşmüştü.

Daha sonra beni şaşırtan ve zaten hızlı atan kalbimin hızını 5 kat arttıran hareketi yaparak başını omzuma koymuştu.

''Biraz böyle kalsak olur mu? Sonra her şeyi açıklayacağım, söz.''

Kafamla onaylayarak kolumu arkasıdan geçirerek omzundan tutup kendime daha çok yakınlaştırdığımda, ikimiz de gözlerimizi kapatmış gelen geçen arabaların ve insanların sesini dinlemiştik.

*

Sona yaklaşıyoruz

kontrol etmedim saçma sapan hatalar olursa görmezden geliverin lütfen sonra düzelteceğim:(((((

o | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin