- chaeyoung's plan
birkaç yıl önce, gunpo güney kore
gökyüzünün koyu maviye bulandığı bir sonbahar gününün sabah saatleriydi. rüzgar hafifçe esiyor, sararmış kuru yaprakları huzurla uçuşturuyordu. okula bırakılmak için velileriyle gelen ilkokul çocukları, kulaklıklarını takmış veya okulda yapacakları hakkında konuşan lise öğrencileri ve işlerine gitmek üzere olan yetişkinler metro durağında buluşmuşlardı. günün sıradanlığı herkes için devam ediyordu.
herkes için... yerim için de sıradan bir günün başlangıcıydı.
"hadi ama yerim, hep böyle mızmızlık mı yapacaksın?"
durağa az önce gelen metroda koltukları dolduran kalabalıkla ayakta kaldığında tutamaçlardan birine tutunup, karşısındaki cama yaslanan kıza gözlerini devirebilmişti.
"mızmızlık yaptığım falan yok, chaeyoung. bunun hoşuma gitmediğini kaç kere daha söylemem gerek." göz devirme sırası karşı tarafa geçtiğinde siyah saçlı kız, "bil diye söylüyorum," diye mırıldandı. "bu yaptığına tam olarak mızmızlık deniyor yerim. bambam denen çocuğu ikna etmekte bile bu kadar zorlanmadım ben."
etrafına göz ucuyla bakıp siyah saçlı kıza eğildiğinde sesi kısıktı yerim'in. "chae, bana ne teklif ettiğinin farkında mısın? yakalanırsak mahvolduk demektir. ve bunun öylesine bir mahvolma olmayacağını biliyorsun." fakat yerim'in yüzündeki tedirginlik veya söylediği şeyler chaeyoung'ın üzerindeki umursamazlığı yok etmeye yardımcı olmamıştı.
"bunun farkındayım yerim, aptal değilim. teklifimi kabul eden jisoo ve diğerleriyle birlikte tehlikenin farkındayız. bize nelere mâl olacağını bilerek hareket ediyoruz."
"hayır, tamamen aptalca hareket ediyorsunuz. yakalanırsanız sizi koruyacak bir aileniz bile yok. unuttun mu chae, bizler yetimiz. müdürümüzün bile kendi yurdunda barındırmak istemediği yetimleriz." yerim sinirliydi çünkü chaeyoung her zaman bir şekilde başına bela alırdı. insanları kışkırtır, sürekli kavga çıkartır, yurt müdürüne ve okuldaki öğretmenlerine daima karşı gelir, kilisede bile sorun çıkarıp kendini kovdururdu. yurt müdürü birkaç kez onu yurttan atmaya bile kalkışmıştı fakat yerim ve jisoo her seferinde onu kurtarmayı başarmıştı.
ama bu sefer ki teklifi... gerçekten çok fazlaydı ve bulaşacakları bu şeyin sonunda olacaklar hiç de tahmin ettikleri gibi olmayacaktı, yerim biliyordu.
"bunu bu yüzden yapıyoruz zaten yerim." dedi siyah saçlı kız soğuk bir sesle.
"kaybedecek hiçbir şeyimiz yok bizim. ailemiz yok, evimiz yok, hayatımız yok... sadece kendimiz varız. tanrı aşkına, hatırlamıyor musun? küçükken ne kadar hayal kurardık. şimdi onları gerçekleştirebileceğiz, yerim. inan bana bu işin sonunda ne o sikik pedofili herife ne de bir başkasına ihtiyacımız kalmayacak, anlamıyor musun bunu?"
yerim bunu tabii ki de anlamıyordu. hayatının bu denli değişmesini istemiyordu. kurdukları hayalleri hatırlıyordu evet ama bu şekilde olmasını istemiyordu. okulunda başarılıydı, geleceği zaten parlaktı. kendini kurtarabileceğini biliyordu ama bencillik yapamıyordu çünkü kendisi kadar kardeşlerinin de başarılı bir gelecekte mutlu olmalarını istiyordu.
"chae, anlamıyorum... bu işin ciddiyetinin farkına varmak zorundasın. bunun sürekli başarılı biteceğini düşünüyorsun ama yakalanabiliriz. yakalanırsak ne olacağını bilmiyor gibi davranıyorsun."
"ve sen de mızmız ve korkak bir kız çocuğu gibi davranıyorsun. biliyorum, yerim. hayatımızın bu yapacağımız şeyle mükemmel bir şekilde devam edebileceği kadar mahvolacağını da biliyorum ama bunu sadece bu işi yaptığımızda öğrenebiliriz."