CAM'DAN

328 165 132
                                    

Şarkıyı bitirip bağıra bağıra gülmeye başladım. Bana eşlik eden Yusuf'la bi yarım saat güldük diyebilirim. O sırada ağaçta sanki bizi dinlermişcesine yapraklarını azar azar döküyordu.
Zilin çamasıyla oturduğum yerden kalkıp üzerimdeki siyah pantolonum ile okul formamı silkeliyip beni ayakta bekleyen Ahmet ile Yusuf'un yanına gittim.
Yanlarına yetişmemle önlerine dönüp yavaş adımlarla ilerlediler ve tabi bende onlara uyum sağladım. Okulun içine girmemizle yüzüme vuran sıcak havayla mayışırken sallana sallana sınıfımıza doğru ilerledik.
Kapının önünde belliki beni bekleyen kankama seslendim.

-Tirrek

Sesimi duymasıyla kafasını kaldıran İrem'le göz göze gelmemiz bir oldu.

-Direj nerdesin sen 3 saattir seni arıyorum.

Aklıma Muhammed ile konuşmamız gelince heycanlanıp ellerimi şaklatıp.

-Ay kanka neler oldu neler açtım ağzımı yumdum gözümü bana ne dediyse laf soktum ohhh canıma değsin.

Biz kızlar böyleyiz işta a deriz aaaaa diye anlatırız.

-Hah ne dedin ne dedin gel gel zil çaldı tenefüste anlatırsın.

Sınıftan içeriye girip sırama doğru ilerledim çantamı elimle düzeltip yerime oturdum.
Yanıma İrem'in oturmasıyla edebiyat hocasının içeriye girmesi bir oldu herkez ayağa kalkarken önüm kapandığı için hiç kalkmadım.

-İsra kalk kalk hoca geldi

Diyen sınıfın uyuzlarına dil çıkarıp ayağa kalktım. Hocanın eliyle oturun işareti yapmasıyla kalktığım gibi oturmam bir oldu.
Hoca derse başladıktan sonra omzumda kazı çalışması yapan Onur'a dönüp

-Ne var lan omzum göç etti sayende.

-Canım sıkıldı lan ne yapayım.

-Gurader İja canım sıkıldı. Ben göbek atıyom sende gel katıl istersen. Salak ben senin ananmıyım canın sıkıldığında bana söylüyon.

Dudaklarını büzerek söylediği şeye gülmeden edemedim.

-Kalbim kırıldı kalbim kırıldı İsra beni hiç sevmedi

Pepenin kardeşinin taklidini yapmasına gülerken bende pepenin taklidini yapmaya başladım.

-İki ekmek aldım biri büyük biri küçük iki ekmek aldım.

-Kanka ekmek ne alaka acıktıysan söyle bi yemediğin kolum kalmıştı onu vereyim.

Dediği şeyi haklı bulsamda bu sefer ben dudaklarımı büzdüm. Veee tabiki bendeki şans %-99999,9999 larda olduğu için.

-İsra napıyorsun sen sessiz ol ve önüne dön bu yaptıklarını ailenle konuşucam.

-Yaa hocaam tamam tamam söz yapmıyıcam- yalan - hem ben değil Onur başlattı.

Hoca bu dediğime oflayıp arkasını dönüp tahtaya yazı yazmaya devam etti.

Şükürler olsunki 40 dakikadır beklediğim zil çaldı.

-Ee anlat kanka noldu??

İrem'in dediği şeyle ona taraf dönüp herşeyi noktasından virgülüne kadar herşeyi anlatıp derin bir nefes aldım tabi ben anlatırken zil çalmış ve hoca içeri girmişti.

Ve ben bununlada yetinmiyip aklıma geldikçe konuşmalarımı tekrarlıyordum.

-İsra çık dışarı kızım.

-Ama hoca-

-İsra çık dışarı kızım hadi yavrum bak dersi bölüyorsun.

-Yok yazacakmısınız.

Herhalde yok yazılmak istemem nede olsa böyle atıla atıla yok yazılma kotamın sonlarına gelmiştim.

-Yazıcam tabikide çık dışarı.

-Yaa ama hocam yok yazarsanız çıkmam.

-İyi sen bilirsin kızım

Diyerek öğretmen masasına doğru ilerleyip yoklama kağıdına tahminimce beni yok yazarken.

-Yokmu yazdınız?

-Evet.

-İyi o zaman yok yazdıysanız çıkarım bende hıh

Sonlara doğru tirip atıp sınıftan çıktım.

Koridorda yavaş adımlarla ilerlerken dışarıya çıkmak istesemde yanıma ceketimi yanıma almadığım için her sınıftan atıldığım zaman yaptığım şeyi yapıp Muhammed gilin sınıfının önünde durup bütün kapılarda bulunan dikdötgen camdan Muhammed'i izlemeye başladım.

Taki göz göze gelene kadar  beni fark ettiğini anladığım gibi utançtan elim ayağım birbirine dolanırken hızlı adılarla bilmediğim bi yöne doğru oilerledim.

-Nereye böyle? Ne işin var senin dışarda.

Duyduğum sesle kalbim her zaman onun yaninda olduğu gibi almış eline mendili halay çerken arkamı dönüp bana doğru yaklaşan Muhammed'e

-Sanane seni ne ilgilendirir.

Diyerek saçma bir şekilde tirip attım.

-Sana bir soru sordum.!

İkinci sorusunu es geçip ilk sorusuna düşünmeden cevap verdim.

-Kantine

Tek kaşını kaldırıp dalga geçercesine sırıttı.

-Yalnız kantin diğer tarafta.

Ben yüzündeki ifadeye düşerken duyduğum şeyle gerçek dünyaya geri döndüm.

-Ne-ne kantini. Ha o mu şey ııı şey

-Sen benimi izliyordun

Diyip pişkin pişkin gülmesine sinirlenip

-Ne münasebet canım ben burdan geçiyordum gözüm takıldı sonra şey oldu işte şey

-Her neyse senin için sınıftan atıldım bunun karşılığında bi çay ısmarlarsın herhalde

Bunu dedikten sonra göz kırpması sinirimi bozsada çay diyip bir kez daha gönlümü feth etti.
İlk dediği şeyin aklıma gelmesiyle gözlerimi dim dik ona dikip.

-Benmi dedim atıl Allah Allah hem ben niye ısmarlıyorum sen ısmarla.

Vee ben tabikide elime geçmiş olan bu fırsatı değerlendirmesini çok iyi bilirim :))

-İyi bakalım düş önüme ya da dur bence son saat olmasını değerlendire biliriz hem ben kantinin çayını sevmiyorum.

Önce ne dediğini anlamasamda sonradan anlayıp karşılık verdim

-Nereye ya hem hayatta çıkamayız güvenlikçi gökhan abi kapıda. Üstelik dışarısı çok soğuk ben gelemem.

Bunu dememle üzerinde bulunan ve ona efsane yakışan yamurluğu çıkarıp omuzlarıma sermesi bir oldu. Aynı zamanda konuşuyorduda.

-Kapıdan çıkacağımızı kim söyledi?

-Kaçıcakmıyız nerden? nasıl? ne zaman? nedenki?

Ben 4ne ye basmış sıralarken duyduğum şeyle şaşırsamda kendime gelmem uzun sürmedi.

-Şimdi , CAM'DAN ve atlıyarak.

Selam camışlar (canlar) oy ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen 🙏☺😊❤.İlk bölümde dediklerim halen geçerlidir.

RÜZGÂRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin