Eğer öylece oturuyorsan bir şey yapmadan işte o zaman o gelecek ve sana yardım edecek. Şunu unutma Eylül o seni asla bırakamaz. Anlaşma yaptım onunla. Babası benim en yakın arkadaşımdı. Yardıma ihtiyacı olduğunu söylediğinde onunla bir anlaşma yaptım. Babasını kurtardım ve oğlunun son nefesini verene kadar senin yanında durmasını sağladım. Biliyorum bu çok adice fakat senin için yapamayacağım hiçbir şey yok. Ya planın tutmasaydı baba diyeceğini tahmin ediyorum ama tutacak çünkü arkadaşım bir söz verirse o sözden asla dönmez. Oğlu da ona çekmiş. Babasını kurtardığımda bana teşekkür edişi ve en kısa zamanda borcunu ödeyeceğini söyledi. Fakat konu parayla alakalı değil kızım. Ben babasının hayatını kurtardım ve o da senin hayatını kurtaracak. O büyüdüğünde çok güçlü birisi olacak Eylül. Sana sahip çıkacağını biliyorum. Şuan nasıl biri olduğunu bilmiyorum. Değiştin mi? İyi birisi misin yoksa kötü mü? Ne olursa olsun ben eminim ki hala benim Eylülüm var içeride. Eğer bana güveniyorsan kızım ona güven. Çağan Berke güven. Seni çok seviyorum. Sevgiyle kal.
Baban.''
Son satırları ne kadar okudum bilmiyorum. Kaç saattir buradayım onu da bilmiyorum. Benden sakladığın şey bu muydu Çağan Berk? Zamanı gelince öğreneceksin deyip durduğun sır bu muydu?
Derin bir nefes alıp sakinleşmeyi bekledim fakat olmuyordu. Daha çok sinirleniyordum. Ben neye sinirleniyordum peki? Kime sinirleniyordum? Babama mı yoksa Çağana mı sinirliydim?
Yaralı olan ayağımın artan acısıyla inledim. Ayağa kalkmaya çalıştım ama beceremedim. Hıçkırıklarım ağzımdan istemsizce çıkıyordu. Sürünerek kapının oraya doğru gittim. Elimi anahtara uzatıp kilidi açmaya çalıştım fakat beceremedim. O yüzden anahtarı zor olsa da kilitten çıkarıp elime aldım ve kapıya sert bir şekilde vurmaya başladım. Durdum ve anahtarı kapının altından dışarıya gönderdim sonra tekrar vurmaya başladım. Dışarıdan Çağanın sesi geldiğin de vurmayı bıraktım.
''kapının altından anahtarı dışarıya attım. Ayağa kalkamıyorum. Yardım et.'' Kapının kilidini duyunca biraz geri gittim. Çağan kapıyı açınca yerde beni gördü ve hemen kucağına alıp aşağı indirmeye başladı. Ne olduğunu öğrenmek için acele ediyordu. Neden ağladığımı mı yoksa orada ne yaptığımı mı? Elimde sımsıkı tuttuğum bir mektup vardı. Gözyaşlarımın durmak bilmeyen sebebiydi bu mektup.
Çağan beni koltuğa yatırdı ve eliyle yüzümü tutup incelemeye başladı.
''neden ağlıyorsun?'' sesinden bile etkilendiğim adamdı o. Sadece yüzüne bakıp ağlamaya devam ettim.
''ne oldu Eylül? Ayağın mı ağrıyor? Bekle hemen geliyorum.'' Tam gidecekken kolundan tuttum ve o çatlak, titreyen sesimle sordum.
''yalan mıydı?'' o düzgün kaşlarını çattı ve ne dediğimi anlamaya çalıştı.
''yalan mıydı Çağan? Bu gösterdiğin ilgiler yalandan mı ibaretti?'' kısılmış sesimle bağırdım.
''ne demek istediğini anlamadım?''
''sana güvenmiştim. Seni evime aldım, arkadaşlarınla tanıştırdın beni, onlara da evimi açtım. Seninle dışarıya çıktım ben. Dengesiz tavırlarına bile katlandım. Kaç gece odama geldin, bana sarıldın, benimle uyudun Çağan. Bana, sana güvenmemi söyledin. Zamanla da olsa güvendim. Aklımda neler kurdum haberin var mı? Bir seri katil olacağını düşündüm. Bana zarar vereceğini düşündüm. Ama ne var biliyor musun? Keşke fiziksel olarak zarar verseydin bu kadar canımı acıtmazdın, acıtmazdınız.''
Çağan şok olmuş gözlerle bana bakıyordu. Mektubu bırakmadan iki elimle yakasından tuttum ve onu kendime çektim.
''neden yapıyorsunuz bunu bana? Benim neden canımı acıtıyorsunuz? Anlamıyor musunuz size doğru olan şey benim canımı yakıyor, beni mahvediyor.'' Gözlerinin içine baktım. Bir duygu görebilmek için ama yoktu. Yavaşça elimde tuttuğum mektubu aldı ve onu okumaya başladı. Sonlara doğru geldikçe çenesini sıkmaya başladı. Sonra gözlerinde pişmanlığı gördüm. Mektubu bırakıp bana baktı. Pişmanlık mıydı gözlerinde olan duygu, üzüntü müydü yoksa çaresizlik miydi? Gözlerinden birçok duygu kırıntısı geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİN VE NEFRET
Mistério / SuspenseGözlerimin içine bakarak yapmamamı söyledi. Gözlerinden akan çaresizlik bana zevk verdi. Kana susamış gibi davranmamın tek bir açıklaması vardı. Delirmiştim. Sakinliğimi korumayı bırakmıştım. Ben Eylül Kıran. Herkesin bir şeytanı ve bir meleği vard...