Havaya baktım güneş yeni yeni doğuyordu. Eskiden olsa severek seyredeceğim, şimdi ise boş bir anıdan ibaret olan bir görüntüydü. Aklım ise her zaman olduğu gibi geçmişime daha doğrusu kâbusuma gitti.
15 Ocak 2009
Sabah mutlu bir şekilde annem tarafından uyandırıldım. Okula gitmek için hazırlanmaya başladım. Bugün yeni bir okula gidecektim ve ben geç kalmak istemiyordum. Saçımı topuz yapıp okul formalarımı giydim ve mutfağa gidip kahvaltı masasına oturdum. Ağzıma bir dilim domates ve salatalık attım. Neşeli sayılabilecek bir kahvaltı yaptık. Babam, beni okula bırakacaktı. Bu arada;
Ben, Eylül KIRAN. Ortaokul öğrencisiyim, 11 yaşındayım. Ailem, işleri yüzünden sık seyahat ederlerdi, bu yüzden çok sık taşınmak zorunda kalırdık. Dengem bozulmuştu ama benim itiraz etme hakkım dahi yoktu. Babam çantamı almamı söylediğinde odama gidip çantamı aldım. Babam, annemi öptükten sonra evden çıkmıştık. Babamla aram her zaman çok iyi olmuştu çünkü o benim kahramanımdı. Ne olursa olsun beni her şeyden, herkesten kurtarıyor ve koruyordu. O benim pelerinsiz kahramanımdı. O yüzden ben, babasına âşık olan bir kızım. Annemle ilişkimiz ise mükemmel kelimesini taşımıyordu. Ne çok soğuktu aramız, ne çok sıcak. Her zaman ortası olmuştu. Bunun sebebi ise benim yaptığım kıskançlıklardı ama bir şeyi biliyorum ki ikimiz de birbirimizi çok seviyorduk. Bir insan neden melekleri sevmez ki? Benim annem bir melek. O, benim Kanatsız meleğimdi ama ben her zaman kanatları olduğunu zannederdim. Geceleri, beni kanatlarının altına alıp ısıtırdı, güven verirdi. O, kanatların altında olmak o kadar harika bir duyguydu ki, bu duyguya isim dahi verilmemişti.
Okula geldiğimiz zaman babam yanağımdan öpmüş ve bana şans dilemişti. Arabadan inip yeni okuluma baktım. Okul 5 katlı ve düz, beyaz renge boyanmıştı. Lakin dört kenarında kendi rengine zıt siyah çizgileri vardı. Bahçesi gayet canlıydı. Çardakların ve ağaçların gölgesinde sohbet ederek gülen insanların kahkaları istemsizce gülümsetiyordu. Henüz okula adımımı atmamıştım ama duyduğuma göre okulun arkasında bir havuz, eksi birinci katında ise buz pisti varmış. Özel okul olunca bu durum normal karşılanıyordu sanırım... Benim sınıfım ise ikinci kattaymış, bunu hatırladığım da istemsizce bir kez daha okulun katlarını saydım. 5 katlı olmasına rağmen barındıkları ile fazlasıyla genişti. Neden özel bir okula gittiğimi anlayamamıştım sonuçta bir yerde en fazla 6 ay kadar duruyorduk ve özel okullarda 1 yıllık ücret ödeniyordu. Ürkek adımlarla iki kapılı okulun girişinden içeri girdim. Basket sahasının yanında ki birkaç kişinin bana bakmasıyla kafamı yere eğdim ve öyle yürümeye başladım. Bugünden sonra asla kafam eğik bir şekilde yürümedim. Dik ve kendinden emin adımlarla yürüdüm. 15 Ocak benim lanetimdi. Sınıfımın önüne geldiğimde kirli beyaz bir kapıya baktım. Ortasında yuvarlak ufak bir camı vardı. Boyun uzunsa sınıfın içini görebilirsin fakat ben kısaydım ve sadece gördüğüm tek şey kapıda ufak lekeler olmasıydı. Kapıyı yavaş bir şekilde kendime doğru çekip açtım. Sınıfı gözden geçirdim ve önlerden bir sıranın boş olduğunu gördüm. Korkak adımlarla gidip açık kahverengi bacak kısmı ise siyah olan sıraya oturdum. Şimdi ise tek yapacağım şey sadece günün bitmesini beklemekti.
Nihayet okul çıkışı olmuştu. Sınıftan sıra arkadaşım olan Eceyle birlikte çıktık. Muhabbet ederek okulun önüne gelmiştik. Bana babasının ileride beklediğini ve beni eve kadar bırakabileceklerini söyledi. Ben ise babamın gelip beni alacağını söyledim ve teklifi için teşekkür etmiştim. Onlar gideli ya beş ya da on dakika olmuştu ama babam hâlâ gelmemişti.
Sınıfımda olan bir kız vardı ismi Esma'ydı. Bana omuz atmıştı ve benim de boş anıma denk geldiği için yere düşmüştüm. Sınıftaki herkes bana bakıp gülerken sıra arkadaşım Ece beni yerden kaldırmış ve lavaboya götürmüştü. Elimi yüzümü yıkayıp biraz bahçede yürümüş ve zil çalınca da sınıfa geri gitmiştik. Bütün gün Esmanın bana kötü bakmasıyla geçmişti. Yani bugünüm daha kötü bir hale gelemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİN VE NEFRET
Misteri / ThrillerGözlerimin içine bakarak yapmamamı söyledi. Gözlerinden akan çaresizlik bana zevk verdi. Kana susamış gibi davranmamın tek bir açıklaması vardı. Delirmiştim. Sakinliğimi korumayı bırakmıştım. Ben Eylül Kıran. Herkesin bir şeytanı ve bir meleği vard...