"Anlat."
"Baba..."
"Anlat dedim Elisa!Demet'le konuşacam diye elin adamıyla mı buluştun sen?"
Üçlü kanepede küçücük kalmışım gibi büzüştüm.Babam salonda bir ileri bir geri gidip duruyor.Üstelik çokta öfkeli.Babamı ilk defa bu kadar sinirli görüyorum.Yani ben olsam bende sinirlenirdim.Kızım tanımadığım bir adamla görücem ve üstelik sevgili olduklarını öğrenicem; çok kızardım.Ah Savaş ah!Şu bir kaç saati atlatayım bunun hesabı fena olacak.
"Ali oğlum sakin ol.Dur bi dinle kızı."
Ah be dedem sen olmasan bana kim yardım edecek."Sakin olmak mı?Kızımın erkek arkadaşı var ve bunu biz şimdi öğreniyoruz." dedi babam.Bana bakıp "O adam kim?Adı, soyadı, ne iş yaptığını anlat Elisa." dedi.
Adını ve ne iş yaptığı hariç hiç bir şey bilmiyorum.E ben ne diyeceğim şimdi?Allah'ım sen affet.Sanırım biraz yalan söyleyeceğim."Dövüş kulübü var.Orada hem hocalık yapıyor hemde yönetiyor." dedim.
Babam tek kaşını kaldırıp bana baktı."Dövüş kulübü mü?"
Kafa sallayıp "Evet.Savunma hareketleri falan öğretiyor." dedim.
"Peki nerede oturuyor?" dedi annem merakla.Annem babama göre daha sakindi.
Mahallede oturduğunu söyleyecek miyim?O zaman anlarlar her şeyi."Buraya yakın bir yerde oturuyor." dedim.
"Ailesiyle mi?" dedi babam.
"Iıı şey...bilmiyorum." dedim mırıltıyla.Sonra hızla "Yani hiç sormadım.O da söylemedi." dedim.
"Kaç yaşında?"
Ve daha bir çok soru.Bugün sabah edecek miyim bilmiyorum.Huzursuzluğun baş kaldırdığı bu gecede yatakta kıvranıp duruyorum.Böyle sanki içim çekilmiş gibi, zaman hızlı geçmiyor ve bu insanı yoruyormuş gibi hissediyorum.Gibi değil, belki de öyle.Ahh!Bilmiyorum.Sığ bir havuza tepetaklak atlamış gibi salakça bir durum içerisindeyim.Cidden!Savaş'la evlenmek kadar saçma bir durum olabilir mi?Ondan ölesiye korkan benim, perili evden korkan da benim, çocukken başıma bir bela bulaştıran da benim.Savaş'ın 'Sevgili!' oyununa da alet oldum.Bu oyun evliliğin ilk adımı oldu ve ben hiç düşünmeden/düşünemeden bu oyuna bile-isteye girmiş bulunmaktayım.Şu saatten sonra aldığım bu kararın istediğim sonuçları doğurması için dua etmekten başka çarem yok.Keza aileme bu işi bulaştırırsam bu evlilik hayatımın en kötü kararı olmuş olacak.
Titreyen telefonum ile hızla yataktan kalktım.Saat gecenin ikisi ve bu saatte çalan telefon ister istemez kötü haberlerin habercisi niteliğinde.Saçlarımı arkaya itip telefonumu elime aldım.Kaşlarım hızla çatılınca aramayı cevaplayıp cevaplamamak arasında kaldım.
Merakıma yenik düşüp yeşil ikona gitti parmağım.Armayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm.Hiç ses çıkarmadım çünkü yine gizli numaranın sahibi sessizliğini koruyacağını düşündüm.Öylede oldu.Uzun süre ses gelmeyince aramayı kapattım.Allah aşkına kimdi bu?Bir kaç gündür ki sürekli arayıp duruyor.Bak işte.Şimdi tekrar arıyor.Bu sefer hızla aramayı cevapladım. "Kimsin sen ya kim?Arama artık beni.Bak böyle devam ederse polise gidi-"
"Çocukken sevdiğin o pembe kurdeleli tokan ve boz ayılı ayıcığını ben almıştım.Sonra birde beyaz üçgen başlığın.Kaybettiğini sanıp sürekli ağlamıştın.Seni teselli etmek istemiştim ama sen sürekli benden kaçmıştın.Çünkü benim aldığımı öğrendin.O söyledi.Savaş!" Sesi son cümlesi ile sertleşmişti.Hatta bağırmıştı bile.
"Sedat sen misin?" dedim hiç şaşırmayarak.Çünkü başımdaki tek bela o.Bunu bir tek o yapabilir.
"Sürekli etrafındaydı.Asla seninle arkadaş olmama izin vermedi.Gerçi kendi de arkadaş olmadı ya seninle...Bütün arkadaşlarımı benden uzaklaştırdı.Kimse benimle konuşmadı.O bizi, bizde onu hiç sevmedik!Diğerleri umrumda bile değildi.Beni ilgilendiren sendin.Benden kaçtın ama artık benden kaçamayacaksın Elisa.Eşyalarını çaldığım gibi kalbini de çalacağım.O kalp sadece benim için atacak.İyi geceler cennet güzelim.Yakında yine görüşeceğiz..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Yüzler
Художественная прозаBeni sert bir şekilde duvara itip kolu ile boynumu sıkıştırdı.Nefes alabiliyordum ama boynumu hareket ettiremiyordum."Bana bir daha dokunursan eğer parmaklarını teker teker kırarım!" dedi korkutucu bir sesle."Kimse beni durduramaz!" Gözlerimin dolma...