21.BÖLÜM

544 38 16
                                    

Keyifli okumalar.😊

"Allah aşkına nerede kaldınız?" Demet'in endişeli serzenişlerini sessizce dinliyoruz.Herkes salona geçerken ben kapının yanındaki Demet'e bakmadan ve kapıyı dahi kapatacak gücüm olmadığı için yolumu hiç tereddütsüz odama çevirdim.Savaş salona doğru yol aldığında ardından gelmediğini anlamış olacak ki duraksayıp bana baktı.Gözlerimi ondan ayırmadan yürümeye devam ettim.Gözlerini bir kedi gibi kısıp "Sen geç gelicem ben.Sakın uyuma." dedi.

"Uyuyacağımı hiç sanmıyorum!" dedim soğuk bir ses tonuyla.Buna engel olamıyorum.Savaş'ın tehlikeli bir hayatının olduğunu bu biliyorum ama ölüm...İçimi ürpertiyor!

"Şöyle yapmayı kes!" dedi dişlerinin arasından."Olan oldu!O pislik için üzülme beni deli ediyor!"

"Sedat'ı öldürdün mü?"

Demet şaşkınlıkla konuşmasıyla omuzumun üzerinden hala açık kapının kenarında bekleyen Demet'e baktım."Yok canım, onun sırasını abisine vermişler!" dedim korkunç bir alayla.Demet şaşkınlığına bir yenisinin daha eklenmesiyle gözlerinin titrediğini gördüm."Sakın üzülme Demet," dedim yüzümü buruşturup Savaş'a diktim delici bakışlarımı ve devam ettim."ölen kişi iyi birisi değildi sonuçta!"

Savaş sert adımları ile haddinden fazla dibime girdiğinde yutkunmamak için zor tuttum kendimi."Kes sesini artık!" Bedenindeki müthiş kokuyla başım döner gibi oldu.Kendimi ondan uzak tutmak için geri adım atmak istesemde olduğum yerde duraksadım."Benim hayatım böyle." 

Kafamı iki yana sakladım."Bu hayata alışmayacağım." Sesimde ki alaycılık yerine ağlamaklı bir sızlanma aldı.Engel olamıyorum gözlerimin dolmasına.Sanki...Sanki alışmak yanlış ama alışamamak kalbimde yara olacakmış gibi."Ben bunlara alışık değilim Savaş.Ben ölüme alışık değilim."

Savaş'ın sert bakışları bir an yumuşar gibi olsa da kendini hızla toparlayıp "Sana güçlü olmayı da öğreteceğim kirli surat." dedi.Parmakları gözlerimin kenarlarındaki ıslaklığı kurulayıp bakışlarını oradan ayırmadan konuştu. "Hadi şimdi odaya geç.Gözyaşların kurumadan yanına geleceğim." dedi düşük bir sesle.

İçimi bir hoş etmesini de çok iyi biliyorsun."Sana ihtiyacım yok derken birazcık yalan söylemiş olabilirim ama birazcık." dedim.

Çarpık bir şekilde güldü."Biliyorum." Savaş alnımdan öpüp yanımdan hızla ayrıldı.Ben donuk bakışlarımla onun gözden kaybolmasını bekledim."Bu nasıl bir iletişim ya?"

Demet sonunda kapıyı kapatıp yanıma yürüdü.Odaya gitmek için can atsam da Demet'e ayıp olmasın diye yanıma gelmesini bekledim."Sizin tuhaf ilişkiniz var."

"Olmaması gereken ilişki."

Demet kaşlarını çatıp "Çok inatçısın." dedi.Anlamadığımı yüzümü buruşturarak gösterdim."Ona hislerin olduğunu..."

Bu defa kaşlarım hızla birbirine girerken "Farketmediğimi sanma ama olmamalı." dedim.Bu onu ilgilendirmez ki!

"Savaş'la takıla takıla onun gibi huysuz oldun"

Sadece omuz silkmekle yetindim."Dinlenmek istiyorum Demet.Sonra konuşalım olur mu?" dedim.

"Tabi ki, dinlen sen."

Odaya uyuşuk adımlar atarak yatağa ilerledim.Bedenimde tonlarca ağırlık varmışçasına yatağa bıraktım.Gözlerim tavanda sabitken sağ elimin işaret parmağı ritim tutuyor.Kalbimde ki huzursuzluk yalnızlık ve sessizlikle birlikte başgösterdi.Bir şekilde Savaş'ı düşünürken buldum kendimi.Onunla evli olduğumu çoğu zaman unutuyorum.Çünkü bu duygu yoğunluğuyla olan bir evlilik değil.Kafam buna hiç bir zaman takılmadı.Sorun sadece Savaş.O bana çok uzak bir kişilik.Özellikle de onun hayatı.Silahlar, yaralanmalar, ölümler, tehtidler, baskınlar...Çocuk yaşta bu hayatla sınandı Savaş.Ben bir şekilde buna dahil olmuşum.Evleneli hemen hemen iki ay olacak.Ölüm beni hiç bu kadar korkutmamıştı.Taki biri ölene kadar.Pardon öldürülene kadar!Savaş'ın bunu çok normalmiş gibi karşılaması, onu çok fazla düşünmeme sebep oluyor.Gözlerine baktığımda içine çekiliyormuşum gibi hissediyorum ama hayatına baktığımda karanlığa bulanıyormuş gibi hissediyorum.İşte bu kadarda çıkmaz bir durum.

Kirli YüzlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin