Müzik: Kiri-Monoral
Lockwood/ Haziran 2012/ Brighton Lisesi/ Mezuniyet Balosu
''Joselyn, bugün gerçekten harika görünüyorsun.''
''Bu gece benimle dans etmek ister misin? Tabii senin şu ikiliden biri seni kapmadıysa.''
Joselyn'in etrafı, onunla on dakikalık bir dans için sıraya girmiş erkeklerle dolmuştu. Bunu garipsemiyordum, Joselyn birçok erkeğin beğeneceği türden bir kızdı ve ben de bu listeye dahildim. Ama hiçbiri onu benim kadar iyi tanımıyordu. Ayrıca Lynn beni seviyordu, hem de sadece bir arkadaşa karşı hissedemeyeceği türden bir sevgi ile...
Bunu biliyordum. Ama onun ağzından bunu duymaya ihtiyacım vardı ve bana karşı dürüst olacağından şüphem yoktu. Biz birbirimize asla yalan söylemezdik. O, bu dünyada kalbimi gerçekten açtığım tek kişiydi ve hayattaki tek isteğim beni kabul etmesiydi. Lynn'in adeta benim yaşama sebebim olduğunu hissediyordum.
O etrafımdayken her şey daha güzeldi. Babam ile yaşadığımız kavgalar, sorunlu kişiliğim ve bozuk ruh halim Lynn yanımdayken benim için sorun teşkil etmiyordu. Kısacası, umursamıyordum çünkü tüm bunların sonunda yine Lynn'i göreceğimi biliyordum.
Balo salonunun girişinde dikilmiş, yaklaşık beş dakikadır etrafına üşüşmüş olan erkeklerle mücadele edişini izliyordum. Johan Weber, kendime tehdit olarak görmediğim tek erkek ise Joselyn'in yanında değildi. Geç kalacak gibi görünüyordu. Zihnimi iyice toparlamak ve heyecanımı dindirmek için derin bir nefes alıp yavaşça verdikten sonra beyaz balo elbisenin içinde göz alıcı görünen Lynn'e doğru ilerledim.
Orta uzunluktaki koyu renk saçları spot ışıklarının altında adeta ışıldıyordu. Yüzünü tamamen görebileceğim kadar yakınına geldiğimde ise karşılaştığım saf güzellik ile nefesim tutulmuştu.
''Lynn,'' diye seslendim oturduğu sandalyenin yanına geldiğimde. Etraftaki erkekler benim varlığımla refleks olarak geri çekilmişti. Göğsüm gururla kabardı.
''Derry,'' dedi sıcak bir gülüşle Joselyn. Ardından başını salladı. ''Pardon, bu lakaptan hoşlanmıyordun.''
Yuvarlak masada Lynn'in bitişiğinde oturan Jane içeceğinden bir yudum alırken bana imalı bir bakış atınca boğazımı temizleyerek ''Lynn, dans edelim mi?'' dedim. Ağzına götürdüğü turuncu renkli ne olduğunu bilmediğim içeceği masaya geri bırakan Jane, bu sorumun üzerine gülerek ağzını kapadı. Joselyn, Jane'in bu davranışını fark etmişti. Fakat sorumun ardından nazikçe uzattığım elimi kabul ederek ''Evet, olur,'' dedi.
Bana dokunan elinin hissettirdiği sıcaklık baştan aşağı bir ürperti dalgasının vücudumda gezinmesine sebep olmuştu. Dans eden çiftlerin arasına karıştığımızda dikkatli bir şekilde ellerimi beline sardım. Kollarını kibarca boynuma sararken yüzünün aldığı rengi fark etmemem imkansızdı. Gözlerimiz birkaç saniye birleştikten sonra yeşil gözlerini benden kaçırmıştı.
''Benden utanıyorsun,'' diye fısıldadım. ''Hayır, bunu nereden çıkardın?'' dedi gözleri yerdeki fayansları incelerken. Hafif bir tebessümle ''Yüzünün aldığı renkten,'' dedim.
Ani bir refleksle tek elini omzumdan çekerek yanağına götürdü. Sanki parmaklarına bir şey bulaşmış gibi elinin yanağına değen yerlerini inceleyerek ''Allık sürmüş olabilirim, değil mi?'' dedi sarkastik bir şekilde.
![](https://img.wattpad.com/cover/218551342-288-k329919.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raison D'etre
Science FictionJoselyn ''Lynn'' Lawson, yirmi altı yaşına gelmiş olup hayatta hiçbir başarıya imza atamamış, yaptığı hatalar yüzünden dostlarını ve geçmişteki tek aşkını kaybetmiş depresif bir kadındır. Yirmi altıncı yaş gününde hayatına son vermeye karar veren Jo...