**Yazarın notu: Önceki bölümde son paragraflardan birine yazdığım bir cümleyi değiştirdim. Fazla etkisi olmadı...**
Gök gürültüsü ve yağmur.
Bir haftadır Londra'nın hava durumunda güneşten emare yoktu. Bardaktan boşanırcasına yağmurun yağdığı gökyüzünün rengi sabahları çelik grisi, akşamlarıysa siyahtı. Gece gündüz demeden aniden çakan şimşekler ve gök gürültüleri eşlik ediyordu günlük hayatlarına. Diagon Yolu'nda bir çok dükkanı su bastığından bahsetmişti Hepzibah. Bu sebeple facia haldeki hava düzelene kadar alışverişe çıkmayacağını da beyan etmişti.
Hermione kahvaltıya indiğinde Hokey'nin pişirdiği omletten bir parça tabağına aldı canı istemese de. Bir haftadır evden çıkmamıştı. O geceden beri. Odasını çok seyrek terk ediyor, kahvaltıda ve akşam yemeklerinde fazla konuşmuyor ve kendini düşüncelerin içinde boğulmaktan alıkoymak için tüm vaktini kitap okuyarak geçiriyordu. Kapı her çaldığında ise yüreği hopluyordu. Ama Tom Riddle günler geçse de Diademi almak için asla gelmemişti. Bunun birkaç sebebi vardı muhtemelen. İlki, kolay ya da zor yolla Riddle'ın diademi rahatlıkla ondan alabileceği gerçeğiydi. O nedenle acele etmesi için bir sebep yoktu. Ravenclaw'un yadigarının yanına bir artı koymuş olsa gerekti. Şimdi diğer üçü üzerine kafa yoruyordu belli ki. Ancak ikisi Hermione ile güvendeydi. En azından Slytherin'in madalyonu onunlaydı. Yine de temkinli davranarak madalyonun varlığını gizlemeye devam etmeliydi.
Kurucuların yadigarları meselesi ortaya çıkınca Hortkuluk gerçeğini ikinci plana atmıştı, Riddle. Hogwarts'a çok daha fazla önem veriyordu. Hem şimdiden iki hortkuluğu vardı. Hiçbir acelesi yoktu. Hermione, Riddle'ın güvenini kazanmak adına Diademi bulmasına yardım etmişti. Ancak kazandığı şey güvenden daha fazlasıydı ve bu onu korkutuyordu. Çünkü ona kapılmaktan korkuyordu. Tom Riddle, Hermione'nin yedi yıldır özenle kabuk bağlayıp tüm kapılarını kapatan kalbinin heyecanla atmasına sebep olmuştu. Ama bu sadece bir hezeyan olmalıydı. Bir daha asla tekrarlanmayacak türde bir hezeyan.
Lord Voldemort insanlara fiziksel ya da duygusal olarak yaklaşmazdı. Sadece yaklaşıyormuş taklidi yapardı ki asıl istediği şeye sahip olsun. Voldemort'un daha okul çağlarından beri insanları duygusal veya fiziksel manipüle etme konusunda üzerine yoktu. Hermione ile yaşadıkları şey de duygusal olamazdı. Tamamen onun manipülasyonlarının bir ürünüydü. Ve Hermione buraya gelme amacını neredeyse unutyordu. Riddle, Diademi almak ve belki de Hermione'yi Hufflepuff'ın soyundan geldiği için kupa konusunda konuşturabilmek için böyle yapmıştı.
Bu düşünceler içine tam anlamıyla sinmiyordu. Ama mantıklı davranmalıydı. İç güdüden ziyade mantığını dinlemeliydi. Belki de bir yandan Hortkulukların peşine düşmeliydi. Toplamda iki tane vardı. Biri Gauntlardaki Peverell yüzüğüydü. Diğeriyse günceydi. Güncenin şu an nerede olduğunu bilmiyordu. Yüzük ise Tom Riddle'ın parmağındaydı. Hay Merlin'in Sakalı! İkisi de neredeyse ulaşamayacağı konumlardaydı.
Neredeyse...
Çantasına uzanıp içerisinden diademi çıkarıp bir kez daha incelemeye başladı. Göz alıcı safir, deniz gibi masmavi parlıyordu. Hermione bunu yok edip etmemesi gerektiğini de sorguluyordu. Bir yanda Riddle'ın bu eseri kara büyüyle kirletip bir hortkuluk daha yapma olasılığı vardı. Diğer yanda ise bin yıldır el değmemiş halde saklanmış, gelmiş geçmiş en büyük cadılardan birinin bizzat kendisinin yarattığı yadigar tacı kendi elleriyle yok etmek. Gerçi istese bile nasıl yapacağı meçhuldü. Bunu bir hortkuluk gibi yok edebilir miydi? Yoksa henüz kara büyüyle lekelenmemiş bu yadigarın başka özellikleri de var mıydı? Büyü hassas parametrelerle ilişkiliydi. Voldemort'un hortkuluk oluşturma büyüsü, yadigarların bir çok özelliğini bastırmış, hatta yok etmiş olabilirdi. Ve Hermione'nin geçmişte arkadaşlarıyla (daha doğrusu kırk sene sonraki gelecekte) bulduğu eşyaların tamamı Hortkuluk yapılmıştı. Bu sebeple deneme yanılma yöntemini seçmemeyi yeğlerdi. Geçmişte birçok büyücü can vermişti deneysel büyüler yaptıkları için. Patlamalar, geri-tepmeler, lanetler, kara büyüler...hatta Hagrid'in Keleker'leri bile can güvenliği tehdidi yaratmıştı. Hiç gerek yoktu. Diademi alıp özenle geri çantaya yerleştirdi. O an aklına kılıcın aslında hiç hortkuluk olmadığı geldi...
Gryffindor'un kılıcı...
Tom'un Gryffindor'un kılıcını istiyor oluşu, Salazar'ın varisi olmasına karşın Hogwarts'a duyduğu derin bağlılığı gösteriyordu. Tom'un muhtemelen yeri hakkında hiçbir ipucuna sahip olmadığı yegane eşyaydı kılıç. Hufflepuff'ın kupasının muhtemelen Hermione veya Hepzibah'ta olabileceğini tahmin ediyor olmalıydı sonuçta. Tabi bu Hermione'nin sonuna dek inkar edeceği bir şeydi. Slytherin'in madalyonunun ise kayıp olduğunun bilincindeydi. Ama Diadem'i bulduğundan beri peşine düşmesi an meselesiydi. Hermione parmaklarını madalyonun soğuk metal yüzeyinde gezdirdi.
Slug partisinin yaklaşıyor oluşu ise bambaşka bir meseleydi. Abraxas Malfoy'un misafir kontenjanından yararlanarak partiye gidecekti. Açıkçası kendisine sağlayacağı faydalara pek kafa yormadan kabul etmişti, Abraxas'ın teklifini. Şimdi düşüğünde ise kütüphaneden yararlanabileceğini fark ediyordu. Yapması gereken ilk şey Slughorn'un başını döndürmekti... öğrenciyken Riddle'ın yaptığı gibi. Gerisi çorap söküğü misali gelecekti. Neyse ki Slughorn'un zayıf ve güçlü yanlarını pek ala biliyordu. Aklına Borgin&Burkes'ten aylar önce Riddle'ı etkilemek aldığı akromantula zehri geldi. Sonra Slughorn'un Aragog'un cenazesinde yaratığın henüz kurumamış zehrini şişelemeye çalışmasını(Harry bahsetmişti). Böylesine kıymetli bir hediye onun gönlünden geçen yol olabilirdi. Ayrıca Smith'lerin mahzeninden pahalı bir şişe de içki. Hepzibah misafiri olmadığı sürece içki içmezdi ve Hermione birkaç nesildir fıçılarda bekletilen yüzlerce şişe görmüştü. Birinin eksikliği fark edilmeyecekti. Kendine kıyafet dolabından göz alıcı bir elbise seçmeliydi. Bu esnada sağanak yağmura rağmen dosdoğru penceresine doğru uçan bir puhu kuşu çarptı gözüne. Hemen camı açtı. Puhu kuşu soluk soluğa kalmış halde pencerenin pervazına kondu. Hermione onun ayağına bağlı olan mektupu çözüp kuşu içeri aldı. Hayvancağıza biraz su ve baykuş ikramlıkları bisküvisinden verdikten sonra merakla mektubu açtı okumak için yüreği ağzında bir biçimde.
Mektubu gönderen, Abraxas'tı.
Pek değerli Hermione,
Slug Kulübü'nün bu yılki Kış Partisi'nde misafirim olacağın için çok teşekkür ediyorum. Seni görmeyi ne kadar hevesle beklediğimi anlatamam. Sanırım seninle tanışmak hayatımdaki en önemli anlardan biriydi. Bunu tüm kalbimle söylediğime inan.
İlişikte Slug geleneksel kış partisinin davetiyesini mevcut.
Tüm saygım ve en içten sevgimle
Abraxas Malfoy
Pekala. Abraxas kendisinden mi hoşlanıyordu? Her neyse bu sonra çözülecek bir mevzuydu. Ama Hermione kendisi aslında Draco'nun büyükannesi olsa ne kadar güleceğini kestiremiyordu. Hemen zarfın içindeki kalın kartonu çıkardı.
hayır, hayır, hayır...
<< Slug Kulübü Sevgililer Günü Temalı Kış Partisi! >>
~ Aşkı arayın ya da aşkınızla gelin! ~
Seçkin mezunlarımız ve Slug Kulübü öğrencilerinin katılımıyla,
Tarih: xx.xx.Cumartesi -Saat: 20.00 - Yer: Hogwarts / Horace Slughorn'un Odası
dipnot: Ziyaretçilerimizin katılımlarını baykuş postasıyla bildirmelerini rica ederim.
Hermione gözlerini devirmeden edemedi. Slug gösterişi seviyordu. Bunu sevgililer günüyle birleştirmek ise onun açısından muhteşem bir fikir olmalıydı. Davetiyeyi bir kenara koyup karnı doymuş puhu kuşunun çıkması için pencereyi araladı. Soğuk hava içeri dolarken kuş minnettarlık göstergesi denebilecek biçimde cikledi ve hızla kanat çırparak gökyüzüne karıştı. Hermione dışarıyı seyrederken uzaklarda, Londra'nın ışıklarının tam üzerinde keskin bir biçimde parlayarak şimşek çaktı. Hermione Çatlak Kazan'da kaymakbirası içip birileriyle konuşmayı çok isterdi. Kendisini anlayan tek kişiyse asla konuşamayacağı biriydi. Somurttu ve yatağına uzandı.
-16. Bölümün Sonu-
-nispeten kısa oldu ama bir geçiş yapmam için ihtiyaç vardı. Yarın uzun bir yb atacağım takipte kalın ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tomione - Işıltı ve İhtiras
Fanfiction---WATTYS 2020 KAZANANI--- Hermione Granger, Karanlık Lord'u öldürme amacıyla geçmişe gider. Fakat kendini Hogwarts'tan mezun, 23 yaşında Borgin&Burkes'te çalışmakta olan Tom Riddle'ın zamanında bulur. Güce giden yolda yükselme mücadelesindeki h...