Tomione - Işıltı ve İhtiras

17. Bölüm: Slug Partisi

 Cumartesi günü gelip çattığında Hermione elbisesini giymiş, aceleyle küpesini takmaya çabalıyordu. Abraxas birkaç dakika içerisinde onu almak için kapıda olacaktı ve sonra Hogwarts'a gideceklerdi. Açıkçası nasıl gideceklerini sorgulamamıştı. Muhtemelen Slughorn gerekli ayarlamaları yapmıştı. Hermione İşaretlenemez Genişletme Büyüsü'nü bu kez başka bir el çantasına uygulamıştı ve içerisine mahzende Hokey'le buldukları oldukça eski bir şişe brendi koymuştu. Ayrıca ufak Akromantula zehri tüpü de çantasındaydı. Hermione içten içe Tom'un gelip gelmeyeceğini de aklında tartıyordu. Slytherin grubundan duyduğu kadarıyla Tom, Slughorn'un bu kış partisi davetlerine pek katılmıyordu. Mezun olduklarından beri yani son altı yılda olan altı seferde sadece bir veya iki kez katılmıştı. Özellikle şimdikinin sahip olduğu "cheesy" tema nedeniyle muhtemelen gelmeyecekti. Hermione küpesini takmayı başarmış şimdiyse bordo renkli rujunun taşan kenarlarını düzeltirken zil çaldı. Hepzibah aşağıda kapıyı açması için Hokey'nin adını bağırdı. Hermione ise sehpanın üzerinden asasını kaptı ve çantasına atıp merdivenleri indi. Bu esnada Hepzibah, Abraxas'ı övgülere boğmakla meşguldü.  

 Hermione merdivenlerden aşağı inip açık kapının hemen önünde ellerini arkasında birleştirmiş, gülümseyerek Hepzibah'ın övgülerini kabul eden Abraxas'ı gördü. Sarı saçlarını geriye doğru taramıştı. Bembeyaz dişleriyle Hepzibah'a gülümsüyor ve onun sohbet çabasına fazlasıyla karşılık veriyordu. Hermione'nin geldiğini  görür görmez başını kaldırdı, "Oldukça...göz kamaştırıcı görünüyorsun." Hermione utangaç bir biçimde gülümsedi. "Slug'a benden selam söyle. İyi eğlenceler!" Hepzibah arkalarından kapıyı kapatırken Hermione, Abraxas'ın uzattığı koluna girdi. "Grindelwald'un eylemlerinden dolayı Hogwarts'taki önlemler sıkılaştırıldı. Güzel okulumuzun arazisine zaten Cisimlenilemiyor. Bu yüzden okulun yakınlarındaki Hogsmeade köyüne cisimleneceğiz. Ardından Testral arabaları bizi şatoya taşıyacak." 

Hermione anladığını belirtircesine başını salladı. Hogwarts'ı görecek olmak kalbinin heyecanla çarpmasına sebep oluyordu. Okulunu çok özlemişti. Hogsmeade'i çok özlemişti. Üç Süpürge'de oturup içini ısıtacak kaymakbirasını yudumlamayı, Balyumruk'tan şekerlemeler almayı ve hatta Domuz Kafası'na bile uğramayı çok isterdi. Ne var ki...

  Birkaç dakika sonra Hogsmeade'in girişine Cisimlenmişlerdi. Hava serindi. Neyse ki günlerdir olan yağmur ilk kez yoktu. Hermione her okul yılının başında (ilk yıl hariç) kendi kendine giderek onları Hogwarts ekspresinden şatoya taşıyan arabaların bu kez köyün girişinde beklediğini fark etti. Biraz yürüdüklerinde daha sonra testralleri gördü...ilk kez. Arabaları çekenlerin testraller olduğunu sonradan öğrenmişti hiç görmediği için. Şimdiyse ata benzeyen ama tüysüz, kanatlı yaratıklar karşısındaydı. İlk bakışta yüreği ağıza getirecek kadar karanlık ve ürkütücü görünüyorlardı. Ama sonra Hermione'ye tuhaf bir biçimde hüzünlü geldiler. Elini yaratıklardan bir tanesinin başına koydu usulca, daha önce bir atı severken yaptığı gibi. Yaratıksa memnun olmuş gibi bir ses çıkardı, Hermione'ye bir adım yaklaştı. Hermione yaratığın boş beyaz göz kürelerinde kendi yansımasını gördü. Sonra kendi yansıması Bellatrix Lestrange'in korkutucu çehresine dönüştü. İfadesi ölürkenki gibi boştu. Hermione dehşetle geriye doğru bir adım attı. Malfoy'a çarptı ama dengesini yitirmişken Abraxas onu yakaladı. "Dikkatli olmalısın. Testraller görünmez yaratıklardır. Çarpabilirsin."  Hermione'nin testralleri görmediği için çarptığını düşünmüştü... "Affedersin." dedi hızlıca. Sonra arabalardan birine oturdular. Abraxas arkasını döndüğünde yaklaşan Rob Lestrange ve Melissa'yı gördü, el salladı. İkili gelip onların arabasına yerleşti ve dört kişi tamamlanınca testraller hareket ederek arabayı şatoya çekmeye başladılar. Yavaş yavaş diğer insanlar da (fazla kişi yoktu) arabaları dolduruyorlardı. "Des gelmedi mi, Robert?"