* * * * *Bir Gece Önce
Hermione, Tom buharlaşıp gecenin karanlığına karışırken yalnızca arkasından bakmakla yetindi. Göz yaşları istemsizce yanaklarından boşalmaya başladı. Muffliato, diyerek asasını kapıya salladı ve sonra hıçkırarak ağlamaya başladı. Tom'un gidişine mi ağlıyordu yoksa savaşı yeniden yaşadığına mı emin değildi. Annesini özlemişti, Harry'yi, Ron'u, Dumbledore'u, Ginny'yi özlemişti ama kimsesi yoktu. Tom dışında...ve şimdi o da gitmişti.
Her şeyi ona anlattığında, gelecekteki düşmanının aslında kendisi olduğunu söylediğinde belki de her düğümün çözüleceğini ummuştu. Ama işittikleri Tom'u da en az Hermione'nin kendisi kadar allak bullak etmiş olacak ki çareyi gitmekte bulmuştu.
Burnunu çekti ve sehpada duran artık soğumuş çay fincanının altındaki mendili alıp göz yaşlarını silmeye çabaladı.
Ne yapmalıydı?
Tom'un Lord Voldemort'u ve genç cadıyı en iyi anlayabileceği tek yer vardı.
O da anılarıydı.
Anılarını Düşünseli'ye aktarmasını Hermione'ye farklı zamanlarda hem Draco hem de Luna önermişti.
Bunları sürekli zihninde saklarsan artık o kilitli kısımdan korkmaya başlarsın, Hermione. Luna'nın sözleri doğru olsa da şiddetle reddetmişti. İyileşme kabullenmeyle gelir derdi Luna. Ginny bile bir noktadan sonra Ron ve Harry'nin kaybını kabullenmişken Hermione için hala zordu. Lakin artık bu bir zorunluluktu. Bir lüks değil. Yoksa kendini kimseye açamayacaktı, özellikle de Tom'a.
Derin bir nefes aldı. Asasının şakağına yaslayarak içerisinden kendinde önemli izler bırakan anıları çıkarmaya başladı. Asasının ucuna dolanan gümüşi sıvıyı baş ucunda duran ve Hepzibah'ın doğum gününde iksir hazırlamak için aldığı şişelerden birine doldurdu.
Anıları şişeye doldururken her birinin tekrar içine girip çıkması gerekiyordu. Bathilda Bagshot'ın çarpık ölü bedeninden fırlayan yılanın görüntüsünü tekrar hatırlamayı hiç arzu etmiyordu. O hatırayı çekip çıkarmak istemiyordu.
Hermione savaştan sonraki ilk haftalar boyunca arkadaşları ölürken kendisinin niçin hayatta kaldığını sorgulamıştı. Belki şu an onu buraya getiren düzenbaz kaderdi. Ama eğer kaderin niyeti buysa bilmeliydi ki Hermione'nin son yedi yılının içine etmişti. Her gece yastığının altında tuttuğu asasıyla kabuslar eşliğinde sıçrayarak uyanmıştı. Sanki kapı açılacak ve Fenrir Greyback üzerine atılacaktı.
Ama artık korkularından kaçamazdı. Asasıyla anıları çekip çıkarırken gözlerini sıkıca yumdu, akan sıcak yaşlar çenesinden damlaya başladı.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
"İster zebani ateşiyle yak, ister basilisk zehriyle parçala. Ama Hermione Granger, ruhumun bu parçası artık koşulsuzca sana ait."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tomione - Işıltı ve İhtiras
Fanfiction---WATTYS 2020 KAZANANI--- Hermione Granger, Karanlık Lord'u öldürme amacıyla geçmişe gider. Fakat kendini Hogwarts'tan mezun, 23 yaşında Borgin&Burkes'te çalışmakta olan Tom Riddle'ın zamanında bulur. Güce giden yolda yükselme mücadelesindeki h...