29. Bölüm: Bir Dost

4.8K 401 273
                                    

Tom, soğukkanlı bir edayla doğruldu ve Hermione'nin üzerinden hemen kalktı. Yerdeki kıyafetlere uzanıp önce ona soluk yeşil elbisesini uzatıp sonra kendisi de siyah gömleğini üzerine geçirdi. Ardından aralık olan kapıyı yavaşça açtı etrafa bakınarak. Hermione aceleyle elbisesini giyerken bir yandan da Tom'u izliyordu. Yerdeki cam kırıklarından birini tutup Hermione'ye gösterdi. Ardından asasını doğrultup Reparo dedi ve cam kırıkları bir şampanya kadehine dönüştü. Çok akıllıcaydı yaptığı. Artık iki şey kesindi, ilki konuklardan birinin şampanya kadehiydi. İkincisi, her kim ise Tom ve Hermione'yi görmüştü.

Tom geri odaya dönüp önü açık olan gömleğinin düğmelerini iliklemeye başladı. Ardından Hermione'nin elbisesinin sırtındaki fermuarı kapattıktan sonra "Sen aşağı in" diye fısıldadı ve asasını kaparak odadan çıktı. Kim olduğunu bulma ihtimali yok gibiydi. Ama belli ki yine de şansını deneyecekti.

Hermione saçlarını düzeltip elbisesinin kırışıklıklarını büyü yardımıyla düzelttikten sonra koridora çıkıp Tom dahil kimsenin olmadığına emin oldup merdivenlerden aşağı indi. Herkes coşkuyla dans ediyor, kendini müziğin ritmine bırakmış biçimde çılgınlarcasına eğleniyordu. Cazcı Cadılar konukların nabzına göre şerbet veriyor, onlar yorulduysa yumuşak, enerjikse yüksek tempolu şarkılar söylüyorlardı. Az önce olanlardan ise hiç kimsenin haberi yok gibiydi. Ancak Hermione diken üzerinde bir haldeydi. Kendisine dönen her yüze tek tek bakıyor ve sanki hepsi biliyormuş gibi hissedip yanaklarının kızarmasından kendini alıkoyamıyordu. Etraftaki her bir kişinin şüpheli olup olmadığını kestirmeye çalışıyordu.

Tom ortalarda değildi, olmaması da daha iyiydi. Muhtemelen koridordaki kişinin peşinden gitmişti bir ipucu yakalamak için fakat kim olduğunu bulamayacaktı çünkü çoktan kalabalığa karışmıştı her kim ise. Belki de sadece tepsi taşıyan garsonlardan biriydi, diye kendini teselli etmeye çalıştı. Tabi, Hepzibah'ın garsonlara üst katlara çıkmayı kesinkes yasakladığı gerçeğini bile bile tutunmaya çalıştığı tek dal buydu. Düşüncelerinin içinde boğularak yürürken az sonra Slytherin ekibinin yanına ulaşmıştı. Desmond ve Lola dans ediyordu, Cygnus ve Augustus bir köşede aşırdıkları ateşviskisi şişesini tepelerine dikiyordu. Rob Lestrange ve Abraxas ise hararetli bir konuşma içerisindeydi. Surat ifadeleri öyle ciddiydi ki Hermione kendisi hakkında konuşuyor olabilirler mi diye şüphelenmişti. Ancak paranoyak bir biçimde her kiminle göz göze gelirse gelsin bunu düşünüyordu.  Melissa etrafta Hermione'nin tanımadığı birileriyle laflayıp onlara Greengrass şirketinin Fransa'ya yapacağı toplu Uçan Süpürge ihracatından söz ederken onun gelişini gördü.

"Selam! Nerelerdeydin sen Mione?" diye sordu.
Hermione hızla ona dönüp suratının ifadesinde, sesinin tınısında, cümlesinin her vurgusunda bir mana aradı ancak Melissa daima kinayeli konuşurdu.

"Hiç, mutfağı kontrol etmeye inmiştim. Beni boşver, siz neler yaptınız?"

"Pasta kesimi muazzamdı. Porsuğun fırlayıp sihirler tepemizden uçuşunu görmeliydin. Ancak Abraxas sanırım midesini bozdu, ona bir şifa büyüsü yapmam gerekti. Birazdan eve gidebilir."

Hermione görenin Abraxas olmasından daha kötü bir şey düşünemiyordu çünkü bu olanların Hepzibah'ın kulağına gitmesi demekti. Ve Hepzibah ile arasını bozmayı göze alamazdı. Korka korka olsa da Abraxas ve Robert'ın yanına gitti.
"Abraxas, Melissa mideni bozduğunu söyledi. Sen iyi misin?"

Abraxas'ın suratı bembeyazdı, zorlukla konuştu "Sanırım füme somonlu bir şeyler yedim. Deniz mahsulüne alerjim vardı..." diyebildi. Sonra acı bir surat ifadesiyle elini karnına götürdü, "Eve erken dönmem şayet seni kırmayacaksa sanırım erken ayrılsam iyi olur dedi." Hermione onun surat ifadesinin gerçekten acı dolu olduğunu idrak edip başını salladı hızla. Yo, diye düşündü. Bu haldeyken durup odayı görmüş olamaz.

Tomione - Işıltı ve İhtirasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin