20. Bölüm: Abraxas

5.1K 440 188
                                    

  Hermione bir süredir yatakta uzanarak elindeki diademi evirip çeviriyordu. Gümüş renkli tacın üzerindeki dev safir parıldarken adeta efsunlu bir güç yayıyordu etrafına. Hermione komidinin üzerinde duran aynadan kendine baktı. Sonra elindeki diademe. Saçlarının üzerinde bu yadigar tacın nasıl durabileceğini düşünmeden edemedi.Üzerinde herhangi bir lanet olup olmadığından kesinkes emin olmadığı sürece takmayı düşünmüyordu. Dumbledore'un kararmış kolu gözlerinin önüne geldi kısa bir an. Kararmış, kurumuş dal gibi bir kol. Peverell yüzüğünü taktığında Voldemort'un üzerine uyguladığı lanet yüzünden Dumbledore'un yaralanan kolu...           

 Ama o yüzük şu an Tom Riddle'ın parmağında idi. Henüz yüzüğü lanetleyip Gaunt kulübesinin harabelerine saklamamıştı. Ayrıca diadem de üçüncü hortkuluğa dönüşmemişti. Hermione, kendisinin zamana müdahale edişinin ister istemez Riddle'ın ilgisini Hortkuluk oluşturmaktan uzaklaştırıp Hogwarts  kurucularının yadigarlarını bir araya getirmeye çektiğinin farkına varmıştı. İlk sohbetlerinde Hogwarts'ın kendisinin zaten kurucuların yadigarı olduğu fikrini vermişti ona. Demek ki yuvası bunca zaman ölümsüzlükten daha önemliydi. Gerçi bunu fark etmesi gerekirdi çünkü mezun olur olmaz öğretmen olmak için Dippet'a başvurmuştu. Reddedilişi onu Hortkuluklara sürüklemiş olmalıydı. Ne var ki şu an Tom'un Dumbledore'u ikna etme şansı düşük görünüyordu. Belki de Hermione Tom'u ikna etmeliydi. Bakanlık'ta çalışabilirdi. Slughorn bağlantılarını kullanıp ona bir iş ayarlamaktan memnuniyet duyardı. Ne var ki Tom'un Bakanlık'ta ilgisini çekecek cinste gerçekten az iş vardı. Hermione nereden mi biliyordu? Bizzat kendi deneyiminden. Bakanlık çok çeşitli meslek ve uzmanlık mensuplarına iş imkanı yaratsa da Hermione'yi tatmin eden iki daire olmuştu şu ana kadar. Sihirsel Yasal Yaptırım ve...Esrar Dairesi. Esrar Dairesinde daha önce yaşadığı tatsız olaylar ve Bakanlık'ın geleceğinde önemli bir rol oynama arzusu sebebiyle Sihirsel Yasal Yaptırım'da işe başlamıştı. Kısa sürede yükselmişti. Hatta arkasından geleceğin Bakanı olarak konuşulduğunu biliyordu. Hayır küstah davranmıyordu, gerçek buydu. Ne var ki geleceğin sihir bakanı olacak genç cadı şu an geçmişteydi. Amerikalı kimliğiyle sihir bakanı olma şansıysa yok denecek kadar azdı. Hermione, Voldemort'un geri dönüşüne inanmayan Cornelius Fudge'ın nasıl başa geçeceğini düşündükçe sinirden köpürdü. Fudge akıllı biri olsaydı Sihir Bakanlığı'na en iyi zamanlarını yaşatacak kadar iş yapabilirdi. Tom gibi birinin o kadar süre boyunca Bakan olsa neler yapacağını düşününce kısa bir an hayale daldı. Riddle bakan olsa neler olurdu?

 Saatine baktı. Sabahın yedisiydi. Muhtemelen Tom'un gece vardiyası bitmiş, Çatlak Kazan'da uyuyor veya uyanmış, kahvaltısını yapıyordu. Onun yanına gitmeyi istiyordu. Hem de çok. Ama şu aralar Hepzibah'ı ihmal etmişti ve onun gönlünü yaptıktan sonra gitmeliydi. Hokey'den papatya çayı yapmasını isteyip beş çayında onu yudumladıktan sonra Hepzibah şekerlemeye çekildiğinde gidebilirdi. Şimdiyse düşünceleriyle baş başa kalmak için zamanı vardı.

 Buraya ilk geldiğinden beri değişen çok şey olmuştu. Sihir Bakanlığı'nın geleceği parlak bir çalışanı olan Hermione Granger iken Hermione Smith olmuştu. Merope Gaunt'un boğazını nasıl sıktığını hala anımsıyordu, hatta hissediyordu. Elini sanki o anı tekrar yaşıyormuşçasına boğazına götürüp yutkundu. O anki halini düşünüp kendine inanamadı. Sonra başını iki yana sallayıp bu anıyı zihninin derinliklerine gönderdi. Hangi senede olduğunu fark edince, Riddle'ın çoktan Hogwarts'tan mezun olduğunu ve babasını öldürdüğünü anladığında karşısına çıkanın bir cani olacağını düşünmüştü. Hatta ummuştu. Onun ne kadar karanlık olduğunu bilmek Hermione'nin Riddle'ı öldürmesini daha da meşrulaştırıyordu. Ama acaba sevgiyi tattığında yaptıklarından pişmanlık duyacak mıydı, işte bu soruydu Hermione'nin aklını kurcalayan. Çünkü kendisi geceleri zaman zaman Bellatrix'i öldürmese nasıl olurdu diye düşünüyordu. Tom Riddle henüz gelecekte olacağı adam değildi. Hortkuluk büyüsünü bozup ruhu tek parça haline getirmenin tek bir çaresi vardı. O da en acı çözümdü...Pişmanlık. Pişmanlığın acısı kendi bedenindeki ruh parçasını yakıp kavururken Hortkuluklara hapsettiği parçaları da çağırırdı. Riddle'ın şu an iki hortkuluğu vardı ve henüz dahasını yapmaya niyeti yoktu. Sonuçta iki tane bile müthiş bir ilerlemeydi, Slughorn'un zamanında Tom'a söylediğine göre. 

Tomione - Işıltı ve İhtirasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin