Semadan
Mutluluk Çok inanılmaz bir duyguydu mutlu olabiliyorsan o anı doyasıya yaşaman gerekiyor öyle bir dünyada yaşıyoruz ki öyle bir hayatım vardı ki her an kötü birşey olacak hissi içimi kemiriyordu en güzel en mutlu günlerimde bile dertsiz tasasız olamıyordum ve ben böyle yapınca çevremdeki insanlar da mutsuz oluyordu cenk mutsuzdu ne kadar belli etmese de benim yüzümden canı sıkılıyordu çünkü her gülümsediğimizde bir süre sonra benim yüzüm düşüyordu düşünceli bir hale bürünüyordum bu benim elimde olan bir şey değildi elbette kendime engel olamıyordum yaşadığım şeyler beni buna itiyordu cenkle dışarı çıkmıştık deniz kenarında havası güzel bir yere gelmiştik oldukça sakin ve ıssız bir yerdi ben her zamanki gibi güzel olan ortamı bozmuştum cenk e özür dolu bakışlar göndererek ona sarıldım oda zaman kaynetmeden bana sarıldı gözlerimiz buluştuğunda ona üzgün bakışlar attım bana yaklaşıp dudaklarıma bir buse bırakıp geri çekildi"keşke bu kadar güzel bakmasan sana bir saniye bile kızamıyorum"
söyledikleriyle dudaklarım yukarı kıvrıldı onda da aynı tebessümü görmek içimde bir şeyleri harekete geçiriyordu aşk böyle birşey miydi böyle hissetmek hoştu derin bir nefes aldım deniz kenarındaydık ama aynı zamanda bir ormandaydık aramızda ağaçlar vardı cenk ağaçlardan yaralanarak bir hamak kurmuştu hamağa oturup cenk in beni sallamasına izin verdim bir süre sonra onunda yanıma oturmasını sağladım
"cenk yine aynı şeyi yapmak istemiyorum böyle zamanlarda sadece bizden konuşmak istiyorsun biliyorum ama aklımda soru işaretleri kalmazsa bir daha bu konuyu açmam ve tamamen bize odaklanabilirim"
"bu hoşuma gitti"
"ne hoşuna gitti"
"sadece bize odaklanma fikri"
gülümsedim ve yanağına bir öpücük kondurdum
"aliyle konuşmak istiyorum sende yanımda ol istiyorum onunla birlikte konuşalım"
"konuşalım canım"
"canım..."
"efendim canım"
büyük bir kahkaha attım cenk bana ilk defa canım diyordu ve bende canım demiştim öylesine bir şeydi canım demek için denmişti tabii ki anlamı büyüktü ama efendim canım demesi o kadar güzeldi ki..
"yok birşey"
dedim gülümseyerek oda gülümsedi
"hadi kalkalım artık cenk"
"tamam hadi şunları toplayalım"
hamağımızı ve birkaç eşyamızı da alarak ayaklandık ve arabaya bindik önce eve gittik duş aldım üstümü değiştirdim ardından cenkle tekar arabaya atlayıp alinin evine gittik yine o bahçe kapısının önüne gelince içimde değişik hisler belirdi ama bu sefer kapının önünde iki adam vardı siyah takım elbiselilerdi bizi görünce biri konuşmaya başladı
"buyrun kime bakmıştınız?"
Yutkundum ve cenkle bakıştık cenk söze girdi
"bir arkadaşa bakıp çıkıcaktık"
dediğiyle gözlerimi devirdim ve ona bakmaya başladım yüzünde bir sırıtış vardı istemsiz gülümsememe yol açtı takım elbiseli adam
"lütfen gidin buradan"
tarzı şeyler söyledi ve belindeki silaha elini götürerek silahı olduğunu bize gösterdi tekar cenkle bakıştık cenk kolumu tutup arabaya doğru beni çekiştirmeye başladı tam o anda birsey oldu mucizevi bir şey siyah bir arabadan ali indi ardından da babası gözlerim hızla Aliye dönerken koşarak ona yaklaştım ve kollarımı beline doladım ona sımsıkı sarıldım bir daha hiç bırakmayacakmışım gibi doya doya sarıldım ama o bana sarılmadı geri çekilip yüzüne baktığımda şaşkındı sanki yoldan geçen herhangi biri sarılmıştı ona ama bunu umursamadım anın şokundan dolayı böyle şaşırmış olabilirdi tekrar sarıldım ve fısıldadım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tsunami
Adventureher şey güneşli bir günle başladı nereden bilebilirdim ki bu güneşli gün benim felaketimin habercisi bu felaketten kaçmak mı yoksa kalıp savaşmak mı beni kurtaracak... Yalnız mı yoksa yanımdakilerle mi kurtulacağım peki kurtulduktan sonra ne olacak...